CHP’nin terör örgütleri ile anılan isimlere karşı zafiyet ve yakınlığı anlaşılabilir gibi değil. Terör örgütü mensuplarını kutsayan, masum gösteren bu durum toplumda ciddi rahatsızlık yaratıyor, sorgulanıyor.

Somut örneklerimizi ortaya koyalım arzu eden hisse alsın, arzu eden alınsın.

Gezi Parkı’nda ağaç bahanesiyle ülkenin ateşe verildiği eylemlerin yıl dönümünde bu açık ihaneti kutsayanlar, Taksim İstiklal Caddesi'nde dün bir yürüyüş tertip etti.

Tertipteki ayrıntı dikkat çekiciydi.

PKK’nın siyasi uzantısı görünümünden kurtulamayan HDP ile CHP'nin vekilleri ortak değer(!)de bir kez daha birleşti.

Doku uyumları bir kez daha deşifre oldu.

CHP İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, Onursal Adıgüzel, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan…

Omuz omuza yürüdüler.

PKK'lıların bayraklaştırıldığı pankartların altında dayanıştılar!

Hem Gezi’nin senesine alkış tuttular, hem sözde kahramanlarına.

Gezi'den Rakka'daki terör örgütü mevzilerine selam durdular.

Türkiye'nin yıllardır yürüttüğü terörle teröristle mücadeleye ihanet edercesine...

Gezi olaylarında birileri tarafından bilinçli olarak sembolleştirilen ‘Kırmızı fularlı kız’ı hatırlarsınız.

Cüneyt Özdemir’in programına davet edip Türkiye’ye ezberlettirdiği ‘Kırmızı fularlı kız’ı:

Ayşe Deniz Karacagil’i…

MLKP’den sabıkalıydı. Eylemlerin gediklisiydi.

Gezi’den sonra tamamen yoldan çıktı!

Önce Kandil’de teröristbaşı Murat Karayılan’ın sağ kolu oldu.

Sonra Suriye'de terör örgütü PKK saflarına katıldı.

 2 gün önce de Rakka’da PKK’nın uzantısı YPG adına çatışırken öldüğü haberleri geldi.

'Kırmızı fularlı terörist’ olarak terör örgütü saflarında can verdi.

Birilerine göre devrimci, kimine göre kahraman(!)

Cengiz Çandar ‘melek’ yapıp yıldızlara yükseltiverdi!

CHP ve HDP’li vekiller de kahramanları(!) için omuz omuza beraber yürüdüler.

Hatırasına saygıyla eğildikleri başka isimler de vardı;

Suriye'de PKK'ya katıldıktan sonra ölen terörist Ulaş Bayraktaroğlu.

Eşbaşkanları ve ondan fazla vekili tutuklu olan HDP’nin bu bağlılığını ve ‘vefa’sını anlamak mümkün.

Siyasi, organik, bölgesel ve karanlık pek çok bağları var.

Peki “Atatürk’ün partisiyim” diye övünen CHP’nin terör yandaşlarına rahmet okumasını nereye koyacağız?

Gezi eylemleri sırasında; sokakları terörize eden, işyerlerini ateşe veren, araçları yakan, güvenlik güçlerine acımasızca saldıranların hükümeti devirme senaryosunun saygıyla anılması sizce normal bir şey mi?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun çıkıp Gezi direnişçilerini ve ruhunu selamlaması aynı şekilde...

Devlet ve hükümet karşıtı cephenin maaşlı terörist provokatörlerinin anılması!?

İhanet bileşenlerininin terör taşeronlarının kutsanması hep bir ağızdan...

Ethem Sarısülük, Berkin Elvan ve adını sayamadığımız daha pek çok olayda benzer senaryolarla teröre masumiyet kılıfı büründürülürken hep bir soru eksik kaldı.

Kimler kimlerle beraber?

Kılıçdaroğlu’nun yaklaşık 1 yıl önce katıldığı canlı yayındaki skandal itirafını hatırlarsınız;

"Biz hapiste hasta yatan PKK'lıya da gittik, DHKP-C'liye de gittik. Hiç ayrım yapmadık"

Onu da bir kenara koyalım.

16 Nisan referandumu öncesi Okmeydanı'nda kahvehane basıp 'evet' diyecekleri tehdit eden kırmızı pantolonlu DHKP-C'li Umut Güney’i, CHP gençlik kollarının hızlı ‘gerilla’sını da...

Kılıçdaroğlu ile omuz omuza poz verilen fotoğrafları da unutmadan...

Her ne kadar Kılıçdaroğlu 'CHP'yi terör örgütleriyle irtibatlandıranlar alçaktır, şerefsizdir' dese de ortaya çıkan fotoğraf bazı soruların yöneltilmesini kaçınılmaz kılıyor;

Nereden geliyor bu sevgi, bu muhabbet?

Kökler mi bir, arka bahçeler mi?

Değerler mi ortak, idealler mi, ülküler mi?

Öyle ya kişi sevdiği ile beraberdir.

Sahi siz niye berabersiniz?

Öldürülen terörist için gözyaşı döken, ‘dayanışalım’ deyip anmasına koşan siyasi anlayış nasıl bir ihanetin ortaklığıdır?

Vatan için can veren, toprağa düşen onlarca şehidimizin hatırası için teröriste gözyaşı döken, ağıt yakan, kahramanlaştıran bu kirli ittifakları mutlaka sorgulamamız gerekiyor.

Hanke’ye ağıt yakarak şehadete yürüyen gerçek kahramanların aziz hatıralarına saygımız varsa eğer bu soruları muhataplarına sormalıyız.

Soğuk namlular ellerinde korkusuzca dağlara yürüyen Mehmetçiğin hatırı için sormalıyız.

Türkiye’yi harcamak isteyen Batı’nın organize ettiği, spekülatör Soros’un finans sağladığı, içimizdeki hainlerin yönettiği, ipini efendilerinin tuttuğu taşeron terör örgütlerin sahnelediği ihanet oyununu çözebilmek için bu sorulara cevap bulmamız gerekiyor.

Meselenin ağaç olmadığını söyleyip “Siz hala anlamadınız mı?” diye soruyorlardı ya muhataplardan alacağımız net cevaplarla biz de anlamak istiyoruz.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kadere bak. Kadere bak. Kimler kimlerle beraber!” yakınmalarının boş yere olmadığını çok iyi bildiğimiz için soruyoruz.

Hadi cevaplarınızı alalım lütfen!

 

Osman Ateşli - Haber 7

Osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli