Dünyayı korkutan büyük Türkiye!

  • GİRİŞ03.11.2017 07:16
  • GÜNCELLEME04.11.2017 06:10

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu milletin bir hayalini daha gerçek kılabilmek adına uzun süredir aradığı ‘Babayiğitler’ini nihayet buldu.

Türkiye yepyeni bir yola çıkıyor.

İlk yerli ve milli otomobilinin üretilebilmesi için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncüğünde bir Ortak Girişim Grubu oluşturuldu.

Yerli otomobilimizin üretimi ile ilgili projede Türkiye’nin önde gelen firmalarından 5’i el birliği edecekler.

Anadolu Grubu, BMC, Karsan Otomotiv, Turkcell ve Zorlu Holding.

Taşın altına elini koyacakları açıklanan firmalar.

Türkiye için önemli bir milat olacak projenin koordinasyonu, özel sektör tarafında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, kamu tarafında ise Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda olacak.

Türkiye adına heyecan verici bir adım. Türkiye düşmanları adına da bir o kadar elem ve kaygı verici bir girişim.

Hayırlı olacak inşaallah!

Dile kolay… İlk yerli otomobilin banttan indirilip, seri üretime geçilebilmesi tamı tamına 66 yıllık bir hayalin gerçeğe dönüşmesi demek.

Tarihçi Mustafa Armağan’ın paylaştığı resmi kayıtlarda da olan bir bilgiyi hatırlatarak geçmişe uzanalım;

Sene 1951.

Armağan’ın hatırlattığı bilgi, Türkiye’nin kendi yerli araçlarını üretmesi fikrinin ilk çıkış noktasının herkesçe bilinmesi adına önemli.

1951 yılında İstanbul Belediyesi, Çekoslovakya’dan otobüs filosu almak için bir girişimde bulunur.

Bu girişimden haberdar olan yine yurt dışından başka bir firma, ‘daha ucuza satmak’ kaydıyla belediyeye yeni bir teklif getirir.

Bu gelişmeler sonrasında iki otobüs markası arasında tercih yapabilmek için İstanbul Teknik Üniversitesi’nden görüş istenir.

İTÜ Makine Fakültesi Motor Kürsüsü’nden otobüslerin detaylıca incelenip en uygun olanın bildirilmesi talep edilir.

O yıllarda İTÜ Makine Fakültesi Motor Kürsüsü’nde genç bir öğretim üyesi olan Necmettin Erbakan, “Bu otobüslere verilecek parayla biz Türkiye’de otobüs fabrikası kurabiliriz. Bir defa bu yatırımı yaptıktan sonra kendi otobüsümüzü yapabiliriz” şeklinde görüş beyan eder.

O gün Türkiye’nin geleceği için bir devrim olabilecek bu fikir dikkate alınmaz.

Rahmetli Erbakan pes etmez.

1956 yılında Türkiye'de ilk yerli motoru imal eden isim olur Erbakan ve 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.'yi kurar.

1960 yılına gelindiğinde katıldığı sanayi kongresinde, "Yeni hedef otomobillerin Türkiye'de yapılmasıdır" diyerek yeni bir hedef çizer.

Fikir, dönemin askeri cunta yönetimini bile heyecanlandıracak kadar caziptir.

Ve 1961 yılında, o gün genç bir doçent olan Necmettin Erbakan, 20 kadar genç mühendisle çok zor şartlarda bir milletin hayalini gerçekleştirmeyi başararak Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’i üretmeyi başarır. Üstelik Eskişehir’deki bir demiryolları atölyesinde…

Ne yazık ki çok kısa bir süre sonra bu proje, sudan bahanelerle uzun yıllar bir daha açılmamak kaydıyla rafa kaldırılır. Türkiye’nin kendi araçlarını üretmesi gizli bir el tarafından hep engellenir.

Günümüze dönerken;

Bugün, her alanda bu vizyon, heyecan ve kararlılığımızı fark ettiğimiz bir dönemi yaşıyoruz. Merhum Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca'nın da, kararlı ve vizyoner bakışıyla bugünün beyinleri için çok önemli bir figür olduğunun hakkını teslim etmek lazım.

27 yaşında Türkiye'nin en genç doçenti olma başarısını gösteren genç mühendis, özellikle motor konusunda ortaya koyduğu bilimsel tezleri ile Almanların bile dikkatini çekmeyi başarmış bir isim. Motor araştırmaları başmühendisi olarak Almanya’da, Alman ordusu için yapılan önemli araştırma çalışmalarına katılmayı başaracak kadar zeki…

Günümüz şartlarında çok daha donanımlı, çok daha karmaşık teknoloji harikalarını üretebilecek, zekâsıyla dünyayı kendisine hayran bırakacak Erbakan gibi binlerce genç beynimiz yok mu?

Kesinlikle var.

Hem de pek çok alanda binlercesi…

Dünyanın en gelişmiş insansız hava araçlarını üretmeyi başaran Haluk ve Selçuk Bayraktar kardeşler, bu ülkenin gençlerinden sadece ikisi…

Dünyanın gözünü korkutan da Türkiye’nin geleceğini yazacak bu gençler.

Onun için Türkiye ürettikçe, geliştikçe parmak sallayıp, “fazla oluyorsunuz, ileri gitmeyin” diyorlar.

İçimizdekiler ve dışımızdakiler “durun” dedi diye duracak değiliz. Onlara inat biz ileri gitmeye devam edeceğiz.

Türkiye’nin geleceğe yürüyüşünü hazmedemeyen dış dünyanın içimizdeki dili olarak “şeddeli diktatör” naraları atan müstemleke zihniyet elbette bu ‘ileri gidişi’ anlayamayacak, anlamak istemeyecek. Ya da iplerini tutan ağababaları anlamalarına müsaade etmeyecek. Kara çalacak.

Döneminin şartlarında türlü bahanelerle yolları kesilen merhum Necmettin Erbakan Hoca, “Aslında bütün mesele; Türkiye’nin şeftali yerine motor üretmeye kalkmasıydı” derken hayallerimize ket vurulmasının sebebini açıklıyor. Bizim ileri gidişimizi hazmedemeyenleri, geri gidişimizi arzulayanları işaret ediyor.

Biz bu gerçeği geçte olsa anladığımız için bugün Türkiye; Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyon, heyecan ve kararlılığıyla, kararlı adımlarla geleceğe yürüyor, yürüyecek.

Birileri kara çalsa da, istemese de…

Durmak yok yiğitler, babayiğitler davranın!

 

Osman Ateşli - Haber7

E-posta: osman.atesli@haber7.com

Twitter: @otaesli

Yorumlar2

  • hatice şimşek 7 yıl önce Şikayet Et
    Avrupa bizim dişlerimizi gördükçe çıldıracak...artık eski türkiye yok...krızlerı fırsata çevıren bir Turkiye var...çıldırsalarda bu böyle olacak ..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • kenan 7 yıl önce Şikayet Et
    eline sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat