Dünyayı bekleyen büyük felaket!
- GİRİŞ02.03.2018 07:49
- GÜNCELLEME03.03.2018 09:23
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Federal Meclis'te iddialı bir ulusa sesleniş konuşması yaptı.
Konuşmayı Rus haber kanalları canlı yayınladı. Açıklamalar, tüm dünyanın geleceğini doğrudan ilgilendirecek nitelikteydi.
Rusya’nın yeni silahlarını açıklayarak gövde gösterisi yaptı, meydan okudu Putin.
‘Dünyanın her yerini vurabilecek’ kabiliyete eriştiklerini tüm dünyaya ilan etti.
Kitlesel katliamlar için hazır ettikleri stok listesini okudu. Çarpıcı bölümlerini hatırlatalım;
Dünyanın her yerini vurabilecek yeni kıtalararası nükleer füze ürettik.
Yeni nükleer füzelerimizin menzili "sonsuz!”
Artık dünyanın her yerini vurabiliyoruz.
Dünyada bilinen tüm savunma sistemleri yeni füzeleri karşısında etkisiz kalıyor.
Ürettilen yeni nükleer başlığın yolu hiçbir füzesavar tarafından kesilemiyor.
Balistik füzelerden farklı olarak rotasını sürekli değiştirebiliyor ve istendiği kadar havada kalabiliyor.
Bu teknolojilere dünyanın başka hiçbir ülkesi henüz sahip değil.
Putin’in övüçle sunduğu 'gelişim'i doğru kabul ederek devam edelim;
Biz yeni yeni insansız hava araçlarında büyük başarılar sağladık. Haklı olarak gurur duyuyoruz.
Ruslar işi suya indirmiş. Putin, nükleer başlıklar taşıyabilecek su altı dronelarını test ettiklerini de açıkladı. 'Fantastik' dedi.
“İnsansız denizaltılarla dünyanın her noktasını nükleer başlıklarımızla vurabiliriz” sözlerinden bunun icraat evresinde olduğu anlaşılıyor.
Süpersonik füzeler de cabası...
Topun tüfeğin önemi yok, konvansiyonel silahlar artık birer hiç nispetinde...
Uzunca bir konuşmadan Putin’in hedefe kilitlenmiş ‘füze’leri bunlardı.
Putin, "Eğer harekete geçmeseydik ABD karşısında savunmasız kalacaktık" diye savundu yaptıkları hamleyi…
Beklendiği üzere muhatapları da kayıtsız kalmadı.
Putin de zaten amaçlarının “ABD'nin silahlanma çabalarına yanıt vermek olduğunu” gizlememişti.
Ses ABD Savunma Bakanlığı Pentegon’dan geldi.
ABD adına bu kez kameraların karşısına Pentagon Sözcüsü Dana White, geçti.
Haftalık basın toplantısında Vladimir Putin’in meydan okumasına aynı sertlikte, tehditlerle cevap verdi.
Putin’in dünyanın şaşkınlıkla izlediği açıklamalarının kendileri için şaşırtıcı olmadığını aktardı.
Putin, "Rusya ve müttefiklerine karşı bir saldırı, Rusya'ya bir saldırı olarak kabul edilecek ve derhal buna yanıt verilecek" demişti.
Dana White da “bu ülkeyi ne olursa olsun savunmaya hazırız” sözleriyle karşılık verdi.
“Nükleer stokumuzun güvenilir nükleer caydırıcılığımızı karşıladığından emin olmalıydık” diyerek marifetlerini savundu.
Bu cümleden tehdidin, alışılagelen soğuk savaş dönemlerindeki gibi rutin nükleer meydan okumalardan biri diye çıkarım yapabilirdik.
Ancak dünyanın gergin havası buna müsaade etmiyor. İhtimal olarak soruluyor; Ya bu iş nükleer savaş ilanına varacak noktaya gelirse…
Ürkütücü...
White, ‘Rusya’dan gelebilecek her hangi bir tehdide karşı Amerikan halkı emin olsun ki biz tam bir şekilde hazırız' dedi.
Asıl çekincelerinin Rusya değil, "serseri devletler" olduğunu aktardı. Kuzey Kore örneğini verirken ABD’nin füze savunma sistemlerini güncellemesini de bu gerilimle ilişkilendirdi.
Batı’ya özgü soğukkanlı bir hedef saptırmaca… Gerelim ama kopmasın.
Konu bu noktadayken, tüm insanlığın yüzleşmesi gereken sorular var;
Bu restleşmeler günün birinde dünyayı nereye götürecek? Nasıl bir sona hazırlanıyoruz?
Bunun hesabını yapıp sonucunu çıkarmak hiç kolay değil ancak dünya bunu iyice düşünmek zorunda…
Silahlanma yarışının ve teknolojik gelişimin sınırları artık korkunç yerlere varıyor.
‘Sonsuz’lukla tarif edilen silahlar, ‘beyin kontrolü’ ile beyinlerimizi bile işgal edecek teknoloji…
Ve bu korkunç silahlarla bütün dünyayı kendi güç gösterisine mahkum eden ve daha da beterini yapabilecek potansiyelin fazlasına sahip iki küresel zorba...
Rakamlar ortada;
Dünya üzerinde yaklaşık 15 bin nükleer savaş başlığı olduğu tahmin ediliyor. Bu nükleer silahların yüzde 93'ü Rusya ve ABD'nin kontrolünde. Sayıları neredeyse yarı yarıya… Rusya 7000, ABD 6800.
Geri kalanlar ise devede kulak;
Fransa 300, Çin 270, İngiltere 215, Pakistan 140, Hindistan 130, İsrail 80, Kuzey Kore 60. Diğer nükleer savaş başlığına sahip ülkeler.
Düşünün; Bu bombalardan bir tanesi bile bir kenti yok etmeye, yüz binlerce kişiyi öldürmeye yetiyor. Yüzyılları bulacak bıraktığı tahribat da cabası.
Ya bu silahlardan biri bile terör örgütlerine el altından verilirse?! Bir deliliğe bakar.
Zorlu bir zaman diliminde bir o kadar da zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Ekonomik, dini ve siyasi etkilerin de körüklediği büyük bir güç gösterisi çevremizde sahneleniyor. Acizlikle seyretmeye mahkum edildiğimiz mazlumların canlarının ve kanlarının hiçbir ehemmiyeti yok.
Çıkış yolu ne ola ki?
Belki;
İnsanlığın, başta ABD ve Rusya olmak üzere, dünyanın canavarlarının öldürme hırsını yenecek yaşama ve yaşatma azim ve kararlılığını gösterebilmesi.
İki kutbun ihtiraslarının zavallı birer kurbanları olmaya karşı çıkarak, baş kaldırarak, meydan okuyarak.
Yeryüzündeki tüm iyilerin bir şekilde bir olması ile...
Kolay görünmüyor ama asla ümitsiz değiliz.
Merhum Erbakan Hocamızın, “Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır” sözünü düstur edinen kelebekler misali çırpınarak.
Rabbim dünyamızın ve Ümmeti Muhammed’in akıbetini hayr eylesin, Erbakan Hocamıza da rahmet olsun inşaallah. Amin!
e-posta: Osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
Yorumlar2