Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, bu millete hedeflerine ulaşmazdan önce hayal kurmayı öğretenlerden biriydi.

"Her şey hayalle başlar, bunun temelinde inanç yatar. İnanırsanız başarırsınız..." demişti Erbakan Hocamız.
TOGG da büyük bir hayalin gerçeğe dönüşmesi oldu.
“Türkiye’nin Otomobili” olarak.
Hayal kurabilmek önemli. Yapmak istediklerinizin hayalini kurmazsanız gerçeğine ulaşamazsınız.
Erbakan'ın 1993 yılının başlarında insansız hava araçlarını tarif ettiği meşhur bir konuşması var.

Şöyle ki;
“Ben şimdi bu masada oturuyorum.  Şurada bir düğmeye basıyorum. İstanbul Havalimanı'nda bir uçak havalanıyor. Pilotsuz bir uçak. O uçağın önündeki ekranda ne varsa ben de önümdeki ekranda görüyorum. Ve karşımdaki santrale düğmeye basar basmaz füzeyi atıyorum. Ve berhava ediyorum oturduğum yerde, ortada bir insan yok.”

Tam 30 yıl önce yapılmış bir konuşma…
Bu tarihi konuşma bilgisayarla ilk tanıştığım yıllara denk geliyor.
O günkü teknolojinin imkânlarını, şartlarını bilen biri olarak, günün şartlarında bu konuşmayı yapabilmek neredeyse imkânsız diyebilirim.
Bilgisayar sistemlerinin, uzaktan kumanda sistemlerinin, yazılımın bu denli geliştirilememiş olduğu bir dönemde, Türkiye'nin bu günlerine adeta projektör tutan bu konuşmayı yapmak kolay değil.

“Yüksek teknolojili savunma silahları üreterek dünyada lider olabilirsiniz” diyebilmişti. Amerika'dan daha üstün pilotsuz uçakları geliştirebilme öngörüsünde bulunmuştu. Temelinde inançlarının yattığını ifade ettiği hayal gücüyle... “İnanırsanız başarırsınız” sözleri birilerine yol gösterici oldu. Önce yapılabileceğine inandırdı. Ve bu büyük hedeflere birer birer ulaşıldı.
Özdemir Bayraktar inandı. Selçuk Bayraktar, Haluk Bayraktar inandı. Erbakan’ın İnsansız Hava Araçları hayalini gerçekleştirdiler. Erbakan’ın talebesi Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu iradeyle…

Başarılar hayallerimizi daha da büyütmeye ilham kaynağı oldu. Özgüven kazandık, cesaretlendik. “Biz yaparız, başarabiliriz” dedik.

Bir hayalimiz daha var dedik!

Türkiye’nin otomobili TOGG’un üretilmesindeki tarihi başarı da aynı iradeyle ortaya çıktı. TOGG, ülkemizin güçlü yarınları için ortak hayal kurmanın tadını hepimize yaşatan projenin adı oldu. Ve 60 yıllık hayal gerçeğe dönüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhuriyetimizin 99’uncu kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim tarihinde açılışını yaptığı TOGG Gemlik Kampüsü, ülkemizin yeni gururu oldu.

Nasıl büyük bir iş başarıldığını 3-4 yıl geriye giderek hatırlamakta fayda var;

25 Haziran 2018’de TOGG resmi olarak kuruldu.
18 Temmuz 2020’de TOGG’un seri üretiminin gerçekleştirileceği TOGG Gemlik Kampüsü’nün temeli atıldı. İki yıl gibi çok kısa sürede tamamlandı. Tam 1.2 milyon metrekarelik devasa bir tesis… Son teknolojilerle donatılmış dünyanın sayılı teknoloji üslerinden birine dönüştürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonsuz destekleri, iş adamlarımızın gayretleri ve Türk mühendislerimizin büyük fedakârlıkları ile ülkemizin vizyon projelerinden biri daha hayata geçti. Tüm dünyada yankı uyandıran açılışı seçkin bir davetli topluluğu takip etti. Biz de Kanal7 Medya Grubu’muzdan yöneticilerimizle beraber kalabalık bir ekiple tarihi ana tanıklık ettik. 

Kusursuz bir organizasyondu. Bakanlarla, milletvekilleriyle, yetkili isimlerle, meslektaşlarımızla bu tarihi anı konuşma, yorumlama imkânı bulduk. Devrin arabası TOGG, Devrim arabasıyla yan yana konuklarını karşıladı. Araçları incelemek isteyenler, fotoğraf çektirmek isteyenler yoğun uğraşlar verdi. Hepsi birbirinden etkileyiciydi. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak gururlanmamak, duygulanmamak elde değil. Pek çok kişi gözyaşlarına hakim olamadı.

TOGG CEO'su Mehmet Gürcan Karakaş ve ekibi de ilk aracın banttan indirilmesi sonrasında birbirlerine sarılarak sevinç gözyaşı döktü. 

Bu gururu fazlasıyla hak ettiler.

'Çılgın Türkler geliyor.' diyecekler!'

Cumhurbaşkanı Erdoğan önce TOGG Gemlik Üretim Kampüsü'nün açılışını yaptı. Banttan inen TOGG’larla poz verdi, direksiyonuna geçti. Test sürüşünü gerçekleştirdi.

Erdoğan yaptığı konuşmada, Atatürk’ün muasır medeniyetler hedefine atıf yaptı; “Türkiye Yüzyılı’nın ilk fotoğrafı burada hizmete açtığımız tesistir. Sizler milletimizle birlikte Nuri Demirağ’ın, Nuri Killigil’in Vecihi Hürkuş’un ve Şakir Zümre’nin mirasını onurlandırdınız.” diyerek geçmişin kahramanlarını andı. TOGG’un Avrupa'nın yollarına bütün bu modelleriyle girdiği zaman ciddi manada tutuşacaklarını söyledi. “'Çılgın Türkler geliyor.' diyecekler" dedi. 

Eskişehir'deki Demiryolu Fabrikası'ndan Gemlik’e…

Türkiye’nin dramatik otomobil hikayesi Devrim’i anmadan olmaz;

Türkiye’nin otomobili 61 yıl geciken bir hayal diyoruz. 1960’larda seri üretime geçmesi bir şekilde engellenen Devrim’in hazin hikayesini hepiniz biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Kısada olsa bir özet geçelim;
O dönemin muktedirleri bu önemli teşebbüsü bir hayal olarak görmüş: "Bizim şahsi kanaatimize göre memleketimizde bir otomobil fabrikasının kurulması bugün için bir hayaldir. Vakit kaybından başka bir şey değildir” denilerek proje rafa kaldırılmıştı.

Üstelik üretilip, yolda gider hale getirilen bir otomobil, sırf benzin koymayı unuttular diye, kaderine terk edilmişti. Aynı bugün, ‘Türkiye’nin Otomobili TOGG’a mesafeli duranlar olduğu gibi… 

Kılıçdaroğlu’nun bahanesi!

“Otomobil üreteceğiz diyorlar, nerede kaldı?” diye sormuştu 2 yıl önce, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. 
“Fabrika nerede?" diye sormuştu. 
Hayal satmakla suçlamıştı.
Davete icabet etseydi, sorularına cevap bulabilirdi.
Aradığı cevabı bulmak, yapılanları görmek için Gemlik'e gelmesi yeterliydi. Ankara'dan da İstanbul'dan da yola çıksa maksimum 2 saatte aradığı fabrikaya ulaşabilirdi.

Bizzat gördükleri şöyle ifade edeyim;

TOGG fabrikası, seri üretim bantlarını döndürmeye çoktan başlamış bile... Tesisin içinde onlarca araç, üstü kapalı bir vaziyette, üretimi tamamlanmış olarak duruyor.

“Davet şirketten gelseymiş katılırmış.” 

Bahane işte…
Neyse Kemal Kılıçdaroğlu ile bu büyük mutluluğu gölgelemeyelim.
Vatandaşların TOGG’u ne kadar benimsediğine odaklanalım.

Geçtiğimiz hafta Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi'ne katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın esprili bir dille TOGG kadar tanınmamaktan yakınması ilgiyi özetliyor aslında… Varank’ın “Vatandaşımız TOGG’u biliyor ama Sanayi ve Teknoloji Bakanını tanımıyor.” esprisi bir yana milletin TOGG markasını tuttuğunu gösteriyor. 

Vatandaşlar, TOGG siparişlerini Şubat’ta başlayacak ön satışla birlikte verebilecekler. Yeni nesil bir girişim olan TOGG’un, aracısız bir şekilde vatandaşlarımızla buluşması planlanıyor.

Bu önemli aşamalara rağmen motivasyon düşmanları yılacak gibi görünmüyor.

“Dün üretemezsin diyenler, şimdi dünyaya satamazsın diyor!”

Açılış töreninde “Hâlâ bize inanmayanlar var, bunu biliyoruz” diyen TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da süreç içinde yaşadıklarından ders çıkaranlardı.
Dün “üretemezsin” diyenlerin, bugün “bunu dünyaya satamazsın” dediklerini aktaran Hisarcıklıoğlu’na kulak kabartalım;
“Biz bu işe inandık!
Ortaklarımızla, taşın altına elimizi değil, gövdemizi koyduk.
Bu daha başlangıç…
Yolumuz uzun…
Sayın Cumhurbaşkanım sizin huzurunuzda milletimizin şahitliğinde bir söz daha veriyoruz.
Önce Avrupa’ya,
Sonra tüm dünyaya,
Türkiye’nin otomobilini satacağız.
Destek veren herkesten Allah razı olsun.”

Hisarcıklıoğlu’nun dünya ile yarışa girme konusunda önemli bir tespiti daha vardı; “1960’larda çok önemli bir fırsatı kaçırmıştık. Devrim arabasına sahip çıkamamış, Türkiye’nin otomobilini yapamamıştık. 100 yılda bir gelen teknoloji fırsatını Türkiye olarak kaçırmıyoruz. Küresel rakiplerimizle baş başa yarışa giriyoruz.”

Yarış şimdi başlıyor

TOGG’un 2030 yılına kadar 1 milyon otomobil üretmesi ve dünya pazarlarına satılması hedefleniyor.
Büyük bir hedef… Ancak bu inanç ve iradeyle başarılmayacak bir hedef değil.
İHA ve SİHA konusunda nasıl dünyanın en iyisi olduysak TOGG’la da başarabiliriz.

Yeter ki isteyelim, yeter ki köstek olunmasın.

Bitirirken, TOGG’un fabrikasının açıldığı gün gözüme ilişen bir paylaşıma dikkatlerinizi çekmek istiyorum;
“TOOG'u alacak maddiyata sahip olabilirim ya da olmayabilirim. Ama onunla övünülecek ve gurur duyulacak bir yüreğe sahibim Elhamdülillah!” diyordu paylaşan isim…

Sahi her durumda twittler yağdıran sözde ünlülerimiz, sözde sanatçılarımız. Malum feverancılarımız… 60 yıllık bir hayalin gururunu milletle birlikte paylaşmayı niye çok gördüler!?
Arka çıktığınız, elleriniz patlayana kadar alkışladığınız, terör destekçisi iftiracılar kadar değer verilmeyi hak etmiyor muydu bu büyük başarı!?
Bu gururu yaşatanlara bir teşekkür çok mu fazlaydı!?
Şöyle içten gelerek;
“Allah, Türkiye'nin otomobilinin tekerine taş değdirmesin, emeği geçenlerden razı olsun.” deseniz ne kaybederdiniz.

Osman Ateşli-Haber7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli