Tarih Yaz İstanbul!

  • GİRİŞ05.08.2012 10:27
  • GÜNCELLEME05.08.2012 17:53

Öyle ya güneş en tepeden tüm kavurucu sıcaklığıyla bastırmışken, köprüden geçeceksiniz gece yarısında bile trafik kilit, belki bir umut diye kaçtığınız alternatif yolların farkı yok, vapur derseniz kuyruk ana-baba günü, kavşaklar köprüler inşaat şantiyesi gibi, bir taraftan asfalt çalışmaları nedeniyle kapatılmış güzergâhlar, bir taraftan canınız burnunuza gelmiş. Bir yetkiliyi elime geçirsem neler yapmazdım diye hayal kuruyor bile olabilirsiniz...

Kendi tarafınızdan bakınca ne deseniz yerden göğe kadar haklısınız. Bu yaz gerçekten İstanbul’da hayat biraz sıkıntılı geçiyor. Yine de yapılanlara bardağın ağzına kadar dolu tarafından bakmakta fayda var.

Evet İstanbul günden güne yenileniyor. Yollar, köprüler, kavşaklar yenileniyor. Mahallenize sokaklarınıza bakın. Bir yılda neler yapıldı neler değişti diye... Her sokak, her güzergah, birer şantiye misali... Sokaklar yıkılıyor, kazılıyor, asfaltlanıyor... Diğer taraftan binalar; yıkılıyor, yenileri en modern haliyle yeniden dikiliyor. Geçmişin çarpık yapılaşmış kenti gidiyor yerine Avrupa'ya hatta dünyaya başkent olabilecek bir tarihi kent yeniden kuruluyor.

Üstelik doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her tarafı aynı anda yükseliyor.

Bu şehrin 10 yıl önceki haliyle bugünkü halini kıyasladığınızda fark çok bariz bir şekilde ortaya çıkıyor. Yeni yollar yapılıyor, yeni binalar dikiliyor, on binlerce konuttan oluşan yeni şehirler kuruluyor, yeni işyerleri açılıyor. Yeni yeni iş kapıları ekmek kapıları aralanıyor.

Gecesiyle gündüzüyle her yönüyle yaşayan şehir İstanbul, yeni yaşam alanlarına kavuşuyor. Başakşehir bir tarafta Ataşehir bir tarafta, yeni modern çekim merkezlerine dönüşüyor. Üstelik halkı bir taraftan, belediyeleri bir taraftan, ülke yönetimi bir taraftan... Herkes bir şeyleri yapma telaşı içerisinde... Herkes işin bir tarafından tutmuş, bu tarihi şehri yeniden nasıl imar ederiz düşüncesi ve faaliyeti içerisinde...

Çok düşünmeye gerek yok her şey herkesin görebileceği kadar ortada aslında;

Bugün, şehrin her tarafına dev tüneller yapılmışsa, üçüncü köprü ihale aşamasına gelmişse, raylı tüp tünel yaklaşık 1 yıl sonra hizmete girecekse, lastik tekerlekli araçlar için bir tüp tünel daha yapılmaya hazırlanılıyorsa, üçüncü havaalanının nereye konuşlandırılacağı konuşuluyorsa, yeni yerleşim yerleri ve iş yerleri nerede yükselmeli diye projeler havada uçuyorsa, kavşaklar geçitler, köprüler, viyadükler ardı ardına yapılıyorsa, yeni okulların yeni dev hastane komplekslerinin yanında eski okullar ve hastanelerin de yenileme çalışmaları sürüyorsa,  adliyeler merdiven altlarından çıkarılıp Avrupa’nın ve dünyanın en büyük adliye saraylarına dönüşmüşse, kamu binaları birer birer elden geçiriliyorsa, alt yapıları yenileme çalışmaları üst yapıları geçmişse, yeni parklar, bahçeler, yeni sosyal tesisler, ormanlık alanlar birbiri ardına oluşturuluyorsa, eskileri nasıl koruruz, yenilerini nasıl yaparız diyerek tarihi yapılar birer birer restore edilerek gelecek asırlara hazırlanıyorsa, şehrin her tarafı demir ağlarla örülüyorsa, en sıra dışı proje Kanalistanbul konuşuluyorsa, inşaat firmaları koca koca konutları, alışveriş merkezlerini dikme yarışına girmişse, bence bu şehirde işlerin kötü gittiği söylenemez.

Yapılanların ve planlananların her biri geçmişin tüm ülke bütçesi ile denkleşecek maliyetli projeler...

Yeni yatırım planları, hesaplar, kitaplar...

Ben bu yatırımları yapanların yerinde olsaydım. Şehrin en işlek yerlerine her biri yatırım yapılan noktaları gösteren devasa haritalar yaptırır, harita üzerinde yatırım yapılan noktaları tek tek ışıklandırırdım. Devlet ve belediye eliyle yapılanlar bir renk, özel sektör eliyle yapılanlar başka renk. Tamamlanmış olanlar bir renk, yapımı devam edenler başka bir renk, proje aşamasında olanlar daha başka bir renk... İnanın ortaya ışıl ışıl bir harita çıkardı ve ormanlık alanlar dışında haritada boş yer kalmazdı. Onca yapılan iş belki de bu şekilde daha iyi anlatılabilirdi.

Bugün basbayağı bütün yatırımları askıya almış bir Yunanistan veya ekonomisi havlu atmış bir Avrupa ülkesi durumunda olabilirdik. En zaruri bakım ve onarımları bile yapamayacak duruma düşmek de vardı.

Her türlü kriz beklentisi içerisindekilerin el ovuşturmalarına rağmen, kriz tellallarının ekonomi çökecek naralarına rağmen Türkiye dimdik ayakta... Gelişiyor, topraklarını imar ediyor, yeniliyor. Kamusu ile özel sektörü ile el ele verilmiş, yeni yatırımlar dolu dizgin sürüyor.

Emeği olanlara methiyeler dizmek bir tarafa kalsın, yapılanları görmemek bunları yazmaktan bile daha çok cesaret isteyen bir konu... Eksiklerine noksanlarına rağmen iyi şeyler yapılıyor. Destek olamıyorsak en azından köstek olmamak lazım. Taşın altına bırakın elini koymayı bedenini koymuş olanların şevkini kırmamak lazım. Kendimiz için değilse de en azından millet için bu inceliği göstermek çok bir şey olmasa gerek. Hep bir tenkit etme ve sigaya çekme anlayışı içerisinde olmanın kime ne faydası var.

Naçizane tavsiyem gözlerinizi açın ve İstanbul'un sabırla işlenen devasa yükselişini izlerken bu millet için bir şey yapana kim olursa olsun bir teşekkürü çok görmeyin!

Osman Ateşli - Haber7 
osman.atesli@haber7.com  
Twitter: @oatesli

Yorumlar1

  • Ömer Emre 12 yıl önce Şikayet Et
    ayasofya. ayasofya'nın boynunda ki esaret zincirleri kırılmadıkça istanbul tarih yazamaz.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat