Bu sinsi plan tutar mı?
- GİRİŞ06.09.2012 10:15
- GÜNCELLEME06.09.2012 11:16
Tüm bu desteğe rağmen 28 yıllık tarihinde kan akıtmak ve kanla beslenmeden başka hiç bir başarısı olmayan terör örgütü PKK için işlerin hiç de iyi gittiği söylenemez. Tam anlamıyla son kozlarını oynuyorlar. Bu durum, terör faaliyetlerinin mahiyetini de değiştirmiş görünüyor. Cesetlerinin sokaklara serilmesi pahasına saldırıyorlar, saldırıyorlar.
Tablo çok net... Bugün yaşanan gelişmelere bakıldığında aslında tipik bir 'düşmanımın düşmanı düşmanımdır' denklemi işliyor.
Mezhep farklılığı noktasına özellikle birileri tarafından özel vurgu yapılmak suretiyle kanlı çatışmalar planlansa da; Ne Şii Nuri El Maliki yönetimindeki Irak hükümeti, ne Şii Mahmut Ahmedinejat yönetimindeki İran, ne de koltuğu ve iktidarı pamuk ipliğine bağlı olan Suriye'deki Şii Esed yönetimi, Erdoğan'ın önderliğindeki Ak Parti hükümetininin Türkiye'yi yönettiğini görmek istemiyor. Mavi Marmara saldırısı sonrası ilişkilerimizin tamamen koptuğu İsrail de sacın dördüncü ayağı pozisyonunda...
Belki komik gelecek ama "savaşın eşiğindeler yaygarası" koparılan bölgenin en karşıt iki devleti olan İran ve İsrail bile Ak Parti'ye karşı aynı çizgide birleşmiş görünüyor.
Dün "iç işlerimize karışmasınlar" diye 'Büyük Biraderler'ine Türkiye'yi şikayet edenler, bugün Türkiye'yi terör belasıyla zorda bırakmak için, her ne kadar sessiz ve derinden bu işi yaptıklarını zannetseler de, alenen çalışmalar yürütüyor. Belgeleriyle kamuoyuna yansıyanlardan görülen o ki yakın ve uzak komşu ülkelerle bağlantılı bazı gölge adamlar, Türkiye topraklarında terör örgütü ile pazarlıklar yapıyor. Vakıa şu ki taşeronların, terör örgütü PKK'ya sipariş edilmiş son büyük bir ihalesi var. Ya batacaklar ya yırtacaklar.
Süreç ilginç işliyor. Türkiye'yi 2003'ten beri istikrarlı bir şekilde yöneten hükümeti aciz gösterecek bütün yollar denenmeye başlandı. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılması ile başlayan süreç, BDP ile PKK'nın bayram kucaklaşması, terörün esamesinin okunmadığı şehirlerin hedef alındığı, sivil asker ayırdetmeksizin yapılan saldırılarla devam etti. Her gün askeri birliklerin ve karakolların hedef alınması da cabası...
'Terör örgütünün 400 kilometrelik alanı kontrol ettiği' yönünde BDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın ağzından terör örgütü siparişli propaganda söyleminin üzerinde çok zaman geçmeden dağlara sözde bayraklar dikilmesi ve ardından Ak Parti Hakkari İl Başkanı'nın terör örgütü tarafından dağa kaldırılması planın nasıl işlediği noktasında önemli ipuçları veriyor. Psikolojik harp can siperane korunan sınırları çoktan aşmasına rağmen devletin kendi sınırlarını ve memurlarını korumaktan bile aciz olduğu imajını vermeye çalışanlar bugüne kadar amaçlarına ulaşabilmiş değiller. Şehir merkezlerine, köylere inen terör örgütü mensupları, teröre tepkili olan tavır koyan Kürt halkına baskı ve şiddet yoluyla da olsa kendi fikirlerini dayatmaya çalışsalar da halkta teröre karşı zerre boyun eğmişlik yok.
Güvenlik güçleri de halka karşı bir o kadar dikkatli... Tüm kışkırtmalara rağmen provokasyonlara gelinmiyor. Bunu iki gün önce 10 askerimizin şehit düştüğü olayda zırhlı askeri araca terör örgütünün paçavrası asıldığı zaman bir kez daha gördük. Silaha karşı yürüyen öfkeli kalabalık kimsenin burnu bile kanamadan yatıştırıldı. Oysa ki orada çok kanlı olayların çıkması an meselesiydi.
Gelelim bölücülerin asıl amacına... Bu bölücü faaliyetlerde görünen hedef köşeye sıkışan komşu iktidarları kurtarmak olsa da asıl hedef yerel seçimlerde BDP'ye karşı bölgede olası Ak Parti zaferlerini önlemek. Daha da ötesi Kürtlerin de gönlünde taht kuran Recep Tayyip Erdoğan'ın zaferlerine bir halka daha eklemesinin önüne geçmek. Bu Türkiye'den parça koparmaya çalışan uluslararası gücün de taktiği aynı zamanda...
Zira bugün Kürt tabanına bir türlü hakim olamamış Kürt etnik milliyetçi partisi, PKK'nın ve onları destekleyenlerin aşırı derecede canını sıkıyor. Bazı milletvekillerinin örgüt mensupları tarafından sorguya alındığı bile konuşulanlar arasında... Amaç yedeklerindeki BDP'ye ara ara ipleriniz bizim elinizde ayağınızı denk alın hatırlatması yapmak.
Terör örgütünün hedeflerinden biri de terör eylemleri ile Ak Parti hükümetini daha çok milliyetçi söyleme kaydırmak. Ancak hesap edemedikleri atladıkları önemli bir nokta var. Bu da Ak Partililerin ve Ak Parti'yi yönetenlerin inandığı değerlerin etnik ve bölgesel milliyetçiliği tamamen reddediyor olması...
Peki bu oyun nasıl bozulur?
Milli birlik ve kardeşlik projesi ile tek hedeflenen aslında buydu. Hiçbir potada bulaşamıyorsan en azından insan kardeşi olduğumuz için birbirimizi sevmek!
Her şey ortada ve açık. Bugün devlet bataklığı kurutmaya çalışırken, geçmişin bıraktığı tahribatı onarmaya çalışırken birileri yeni bataklıklar açmaya çalışıyor. Devlet hayat vermeye, yaşatmaya çalışırken birileri öldürmeye, hayat hakkını ellerinden almaya endekslenmişler.
Önemli olan terörün ve karanlık güçlerin istediği tuzağa düşmemek. Halkını sonuna kadar kucaklamak. Bunun başka bir yolu yok. En tepeden gelen 'kinimizi öfkemize boğdurmama' noktasında yapılan uyarı yerinde ve önemli...
Hz. Ali (r.a.), "İnsanlar içinde Müslümanlar dinde kardeşlerimiz, diğerleri insan olarak kardeşlerimizdir." der. Bu toprağın insanları olarak öyle ya da böyle kardeş olduğumuza ve kardeşçe hep beraber, birbirimizi üzmeden, kırmadan, kınamadan, ayıplamadan, ağlatmadan, canını yakmadan yaşayabileceğimize inandığımız gün tüm mesele zaten çözülecektir.
Terör örgütü de silahı bırakıp 'insan'i yöntemleri seçerek geldiği zaman belki onlarla da konuşmak mümkün olacaktır.
Ak Parti hükümeti ne yapıyor?
Başbakan Erdoğan, bu kirli ve karanlık oyunun boşa çıkarılması için devlet birimleriyle tüm kozları masaya yatırmış görünüyor. Hedef bu işin elebaşlarından yola çıkarak meselenin önünü bir an önce almak. Bu noktada ilgili birimlere tüm talimatların verildiği medyaya yansıyan haberlerden de anlaşılıyor. Türk Silahlı Kuvvetler'in en tecrübeli komutanları ve en donanımlı unsurları bölgede sıcak takipte... Tüm istihbarat bilgileri en küçük ayrıntıya kadar dikkatle değerlendiriliyor. Kulislerde 'adrese teslim paketler'in olabileceğini bile yüksek perdeden konuşuluyor. Hedef, bu işi olabildiğince çabuk bir şekilde nihayete erdirmek ve karanlık güçlerin 1 yıl sonra yapılması planlanan demokratik seçimlere gölge düşürmesini önlemek.
Çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Yerel seçim öncesi uluslararası karanlık çevrelerin kuklası olan terör örgütünün PKK'nın artan saldırıları bölge için çalışan AK Partilileri de hiçbir zaman yıldırmamamış görülüyor. Bu son demeçlerden de çok net anlaşılıyor.
Terörün yüreklerimize bıraktığı acı henüz tazeyken Afyonkarahisar 500. İstihkam Ana Depo Komutanlığı Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’nda yaşanan elim bir kaza sonucu 25 askerimizin şehit olduğunu öğrendik. Bu kez canımızı yakan terör değildi. Ama acımız yine çok büyüktü. Milletimizin başı sağ olsun.
Twitter: @oatesli
Yorumlar3