Milletin gözünde Özel olmak!
- GİRİŞ11.10.2012 09:51
- GÜNCELLEME11.10.2012 19:39
Özel'in vatandaşlarla kucaklaşması ve 'milletimizin yanındayız' mesajı vermesi son günlerde gördüğüm en güzel tablolardan biriydi. Asker vatandaşını, vatandaş askerini alkışladı. Biz de onları alkışladık.
Org. Necdet Özel'in Akçakale'de vatandaşla kucaklaşma görüntüleri
Özellikle son terör olayları ile fitne odaklarının hırpalamaya çalıştığı duygular bir kez daha pekişti, hayat buldu. Karşılıklı verilen görüntü bir çok soru işaretlerini ortadan kaldıracak bir görüntüydü. Tamamen içten gelerek, hiç bir mizansen unsur içermeyen, doğal, samimiyetle oluşturulan bir tabloydu. Çok anlamlıydı. Özel, "Biz buradayız, dimdik ayaktayız. Bir vatandaşımızın acısı hepimizin acısıdır" diyerek şefkatiyle vatandaşının yarasına merhem olmaya çalıştı. Askerin milletine, milletin askerine "ben senin yanındayım. merak etme... Gerektiğinde biz düşmana haddini bildiririz, yeri geldiğinde canımızı bile veririz" mesajıydı bu...
Taziye ziyaretindeki samimi bir ortamda geçen komutan-vatandaş diyaloğu
Verilen her mesaj ayrı bir duygu patlamasının dışa vurumuydu. Hele düşen bomba ile ailesinden 5 canı kaybetmiş bir babanın diz dize omuz omuza oturduğu Özel Paşa'ya söylediği "bu ince ziyaretiniz benim tüm acılarımı unutturdu, acılarımı sıfıra indirdi" sözü aslında bu milletin bu tablolara ne kadar önem verdiğini, özlem duyduğunu çok iyi özetliyordu. Devletin şefkatli kollarını üzerinde hissedebilmek, ordusuna güvenebilmek, devleti idare edenlerin güven verdiğini bilebilmek.
Yumruklar bu kez birlik için sıkıldı... Biz 'biriz' demek için sıkıldı. O sıkılarak havaya kaldırılan coşkunun birer tezahürü olan o yumruklar, eminim askeri millete düşürmek, milletten uzaklaştırmak için karanlık köşelerindeki nicelerinin oyununu bozmuştur.
"En büyük asker bizim asker" haykırışları bu yakınlığı hissetmenin bir dışa vurumuydu. Birlikte oturulup hal hatır sorulması, milletin derdiyle dertlendirildiğini göstermesi için bile yetti. Köyde kurulan taziye masasında okunan Kur'an- Kerim'i dinleyen komutanlar, edilen dualara âmin diyerek karşılık verdiler.
Necdet Özel Paşa neredeyse 3 gündür sınır geziyor. Birlikleri denetliyor, askere moral ve motivasyon veriyor. Bu bile neredeyse geçmişte görülmemiş bir hareket... 'Ben bu vatanın komutanıysam askerimin yanında olmalıyım' diyebilmek çok önemli...
Hudut nöbetindeki askerine 'vatan size minnettardır' evlat diyerek değerini hissettirmesi, onlara bir baba gibi sarılması, askerle birlikte aynı masaya oturup aynı karavanaya kaşık sallaması gerçekten özlediğimiz başka bir tabloydu.
Bunları hissettirebilmek bile çok önemli... Geçmişte yapılamayan tam da buydu aslında... Acılarımıza birlikte kafa kafaya verip ağlayamamak, bayramlarımızda birlikte sevinememek. Askerinin önünde düşmana karşı duramamak. Aramıza uçurumlar koymak.
Bu milletin hissiyatına sonuna kadar güveniyorum ben. Siz onu severseniz o da sizi seviyor. Sevildiğini bilirse gerekirse sizin için yeri geldiğinde canını bile veriyor. Onun değerlerine saygı gösterirseniz o da size değer veriyor, saygı gösteriyor.
Millete olan muhabbetinizi gizlemezseniz ve iyi ilişkiler kurarsanız millet de sizi sahipleniyor ve baştacı ediyor. Özde değil sözde bir olmak, birlik olmak için millete sevgiyle açılan her yürek bir şekilde günün birinde karşılığını buluyor.
Yeter ki bu milletin arkasından iş çevirilmesin... Gizli planlar yapılmasın. Milletin fikirsel izdüşümünün uzağına düşülmesin. Dara düşünce millete gidin, o dara düşünce sağa, sola, dağa değil, size gelebilsin.
Şunu artık herkes iyi biliyor. Kavga etmek kucaklaşmadan daha çok efor isteyen ve daha çok enerji tüketen bir şey. Onun için kucaklaşmak kadar kolay bir şey varken kavga etmek için niye boşa enerji harcansın.
Necdet Özel Paşa dün verdiği görüntüyle milletin ordusu olduğunu hissettirdi hepimize... Bir baba gibi kucakladı herkesi. Ben hatırlayabildiğim 20 yıllık bir süreçte hiç bir komutandan böyle bir görüntü hatırlamıyorum. En azından ben o sıcaklığı hissetmedim. Demokrasimiz adına milletin hafızasında önemli bir yeri olacak olan Hilmi Özkök Paşa da buna dahil... Tabi Özkök Paşa'nın milletle yakınlaşma fırsatı vermeyen baskı unsurları vardı o başka... Onlar olmasaydı belki de o da aynı görüntüleri verecekti.
Ordu- millet el ele verince arada oluşacak muhabbetle bu terör odakları da içimizde barınamayacak. Çok ince bir formül. Sahiplenmek... Kardeş olduğunu hissettirmek. Bu milletin evladı olduğunu göstermek. 'Ben de sizin içinizden biriyim, sizlerin evladınızım' diyebilmek. Onlardan kaçmadan, uzaklaşmadan. Milletle arana nizamiye tel örgüleri germeden, orduevlerinin ayrımcı kapıları arkasında kalmadan... Millete her zaman yanındayım diyebilmek.
Geçmişin en büyük yanlışlarından biriydi. Millete dikta ederek kendisini bile yönetmesine müsaade etmeyen Demokles'in kılıcı gibi her an kellesini uçurma fırsatı kolluyormuş gibi görüntü vermek. Kendi halkına tank namlusunu bile çevirmeye çekinmemek.
Ülkemiz kabuk değiştirdiği kadar zihniyette değiştiriyor. Ordumuz da değişiyor. Bugün Özel Paşa'nın verdiği bu görüntü askerimiz için de iyi bir örnek olacak. Bu anlayış devam ederse bu diğer askerlerimize de yansıyacak. Onlar da asıl vazifelerine dönmenin iç huzurunu yaşayacak. Bu sağlanırsa yeni yetişen askerlerin gözünde de Özel'in yeri başka olacak.
Geçmişin milletin vekillerini, bakanlarını, başbakanlarını hesaba çekmeye kalkan paşaları nerede bir valiyi bile yaptığı bir 'yersiz hareket' nedeniyle açık düşürmeyecek incelikteki paşa nerede... Devleti yönetenleri zorda bırakmak için toplu istifa kararı alıp giden paşalar hala milletin hafızalarında tazeliğini koruyor.
Necdet Özel Paşa, milletin gözünde özel olmanın kapılarını o gün kimse yokken göreve talip olduğunda aralamıştı. Bugün yaptığı hareketle o yolda önemli bir adım daha atmış oldu ve milletin gözünde Özel olma yolunda ilerliyor.
Osman Ateşli-Haber 7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol