Bu ne korkunç bir yıkılıştır!

  • GİRİŞ02.11.2012 09:17
  • GÜNCELLEME02.11.2012 21:35

Korku içinde ağzından beyaz köpükler çıkan kendinden geçmiş annelerine ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Diğer taraftan yerde boylu boyunca yatan kadına yardım için koşuşturan vatandaşlar ve polisler...

Konya'da alkol ve uyuşturucu hap aldıktan sonra sokak ortasında komaya girerek kaldırıma serilen annenin, üstelik az önce ellerini tuttuğu iki minik yavrusunun gözleri önünde bu hallere düşmesi haber değerinin yanında geleceğimiz için ders çıkarılması gereken bir durumdu. Ajanslara düşen habere iliştirilmiş video görüntüleri izlerken ürperdim, dehşete kapıldım. Annelik gibi önemli bir sorumluluk noktasında olan biri nasıl bu hallere düşmüştü? Bu bir ananın kötülüklerin anasına karşı mağlubiyetinin, uyuşan bir beynin insanı ne sefil hallere düşürdüğünün resmiydi. Yere serilmiş anneden daha da ziyade başucunda ağlaşan 3 ve 5 yaşlarındaki iki çocuğun hâli, insan olanın yüreğinin sızlaması ve kahrolması için fazlasıyla yeterli hazin bir manzaraydı. Geleceği şimdiden karartılmış, masum pırıl pırıl iki yavrucak karanlık gecede sokak ortasında bir anda hiç tanımadıklar insanların ellerine kala kalmışlardı.

Bağımlısı olduğu zehirin değersizleştirerek uçurum kenarına sürüklediği bir hayatın kendi ile birlikte sürüklediği iki masum candı onlar. Böyle bir annenin evladı olarak hayata başlamak tam anlamıyla hayata hükmen mağlup başlamak dedikleri şey olsa gerek. Şefkat bekledikleri koruyucu kanatlar altında olması gereken yavruların, aynı el tarafından korkunç bir sona doğru sürüklenmesi, bir meçhule, kimsesizliğe itilmesi başka hangi sözle izah edilebilir.

Tek kelimeyle nutkun tutulduğu nokta... Sokak ortasında bu dehşet anına şahitlik eden çocukların psikolojisinin normal olamayacağını bilmek için psikolog olmaya gerek yok. Bir de bağımlı ve alkolik bir annenin çocuklarına ne zaman ne yapacağını kestirmek de gerçekten zor. Her gün yakınları tarafından hayatları karartılan, ayakları kaydırılan, fuhuş bataklıklarına sürüklenen, satılan onca çocuğun haberlerini okumuyor muyuz? Bununla birlikte çocukların ileride her seferinde gözleri önünde bu hallere düşmesi muhtemel anneyi örnek alma durumu var ki, o da bir sonraki neslin hayatının kararması, toplum için felaketin boyutlarının kar topu gibi büyümesi demek...

Bağımlılık gerçekten kendisi ile birlikte etrafının da hayatını karartan korkunç bir hastalık... Üst üste devrilen domino taşlarından farkı yok... Toplumun temel unsuru olan yuvadaki bireylerden birinin tetiklediği hareket, bir anda ailenin tüm fertlerini de yıkımın bir parçası haline getiriyor. Öyle ki böyle bir aile aidiyeti içinde hayatını idame ettirme mecburiyeti, insanların kişiden uzaklaşmasına neden olacak kara bir leke taşımaya benziyor.

Küçük bir muhasebe yapalım mesela; Bu çocuklarla gittikleri okulda annelerinin bu kötü alışkanlığı yüzünden belki hiç kimse arkadaşlık kurmak istemeyecek. Büyüdüklerinde evlenme planları yaparken annelerinin bu hali önlerine konulacak. İşe girmek istedikleri zaman hakeza kayıtlara geçen, belki konu komşunun ağzında anlatıla anlatıla hafızalara kazınan annelerinin bu durumu yine önlerine gelecek. Domino taşlarının hep bir sonrakinin üzerine devrildiği gibi bugün kaldırım taşları üzerine devrilen anne hep çocuklarının üzerine yıkılacak.

Uyuşturucu hapın ve 3.00 promil alkolün etkisi altında olduğu halde ambulansa bindirilirken bile yüreğinde kırıntısı kalmış annelik içgüdüsüyle 'çocuklarım nerede' diye haykıran sorumsuz anne, ayıkken de kendisine 'ben ne yapıyorum' sorusunu soruyor mudur acaba?

Bu bir annenin belki ayık kafa ile canı gibi sevdiğini iddia edeceği çocuklarına yaptığı ne büyük haksızlık ve ne büyük acımasızlıktır. Keşte herkes kendini kaybetseydi de anneleri kendini kaybetmeseydi. Keşke bu anne de idrak edebilseydi, kendi ile birlikte kimlerin hayatını yaktığını... Yazık gerçekten çok yazık...

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Yorumlar3

  • maymunlar cehellnemi 12 yıl önce Şikayet Et
    elimi tut kızım. baba kızına "elimi tutu kızım" dedi. kız babasına dönerek "hayır baba! sen benim elimi tut, ben senin elini tutarsam yorulunca bırakabilirim, ama bilirimki sen benim elimi tutarsan asla bırakmazsın, baba sen benim elimi tut!" doğurmak değil mesele, ne olursa olsun çocuklarının elini bırakmamaktır. bir gün çocuğum olursa elini bırakmayacağımı biliyorum, ne olursa olsun.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • turgut1 12 yıl önce Şikayet Et
    osman abi,kabul etmliyim ki koyduğunuz resimler. ve hikayesi yürek sızlatıcı..sanki sevdiğimiz biri vefat etmiş ki etkilendim..rabbim bizleri ve neslimizi sıratı müstakim üzere kılsın
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • turgut1 12 yıl önce Şikayet Et
    o gün kişi kaçar annesinden, babasından, eşinden, çocuğundan. çünkü o gün herkesin kendine yeter işi vardır...abese 34 den itibaren geçen bu konu akıllara bir şey kazıyor..neden kişi evladından kaçar..evladlarının kendisinden davacı olma ihtimalinin korkusu olabilir mi? neden eşinden kaçar yani neden yevme yefirru:o gün firar ederler??...dünyada ayrılmaz ikili eşler neden o gün kaçarlar ayıpları,ihmalleri,ihlalleri yüzüne vurulur davacı olunur diye olabilir mi? herkes neden kendisi dışındaki insnanlardan kaçar?? kendisi dışındaki en yakınlarından neden kaçar?...udhuluha bi selamin zalike yevmul huludi:haydi selam ile girin bu ebedilik gününe (kaf34)...işte bu hitaba muhatap olunamama korkusu değil midir?..evlatlarımızı ihmal etmenin vebali değil midir?onları dinden diyanetten bi haber yetiştirmek ve kötü örnek olmak değil midir kaçış..rabbim ıslah etsin bu insanlar bizim insanımız.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat