Doğru oldu mu Samet Hoca!

  • GİRİŞ28.01.2013 10:06
  • GÜNCELLEME28.01.2013 11:54

Takım içinde yaşananları ya da iç dengeleri bilemiyorum ama pek çok kişi gibi ben de kadroyu duyduğumda şaşırdım. Mehmet Akgün'ün ilk 11 içinde Oğuzhan Özyakup'un ise 11'deki Manuel Fernandes'in hemen yanıbaşında olmak yerine yedek kulübesinde olmasını bir hayli yadırgadım. Neticede aklın yolu bir... Bu ikili sezonun ilk yarısında Kara Kartal'ı taşıyan en önemli iki isim arasındaydı. Samet Hoca beklentileri boşa çıkararak sürpriz bir kadro ile sahaya çıkmayı tercih etti. Oğuzhan'ın saha kenarında olması kadar Mehmet Akgün'ün sahada olması da sürpriz bir tercihti. Oysa sağlam bir defans, güçlü bir orta saha forvet hattında en önemli gol silahı Almeida'nın yokluğunun sıkıntısını yaşayan Beşiktaş'ın güçlü rakibi Galatasaray karşısında direnebileceği tek noktaydı. Samet Hoca'nın oturmuş kadroyu değiştirmesi bu direncin bozulmasına, takımının henüz maçın başında rakibi karşısında organize olamamasına neden oldu. Sadece rakibin ataklarını kesmeye yönelik yapılan hamleler tam bir kör dövüşünü andırırken Siyah Beyazlı ekibin hele ilk 20 dakika sahasından bile çıkamaması bu oyun anlayışının bir sonucu olarak sahaya yansıdı.

Oğuzhan'ın yedek soyunması herkese sürpriz olarak gelse de Samet Aybaba aslında bunun sinyalini geçtiğimiz hafta oynanan İBB maçında vermişti. Genç futbolcuyu disipline etme ve uyarı cezası niteliği taşıyan bu kararı Samet Hoca'dan şahsen bekliyordum.

Henüz üçüncü dakikada Emre Çolak'ın ayağından gelen şok gol, ideal kadro ile takımını sahaya sürmeyerek maçı geride kabullenen Aybaba'nın planlarını tamamen alt üst eden bir diğer gelişme oldu.

Kadro zenginliği bir yana takımların sahaya dizilişlerinde bile Galatasaray'ın fiziki üstünlüğü hissedilirken üst üste yapılan hatalar skora da yansımıştı.

25'inci dakikada Hilbert'in karşı karşıya pozisyonu kullanamaması maçın kırılma dakikalarından biriydi diyebiliriz. Bu pozisyon belki de maç boyunca rakip kaleye ulaşamayan Beşiktaş için önemli bir fırsattı ama değerlendirilemedi.

Oğuzhan ile başlamak maçı kazandırır mıydı bilinmez ancak en azından takımın rakip karşısında daha topa hakim bir görüntü sergilemesini sağlayabilirdi. Zira hemen ikinci yarının başında Oğuzhan'ın oyuna girmesiyle fark hissedilir şekilde oyuna yansıdı. Şu da bir gerçek; herkesin maça başlarken beklediği kadro aslında Oğuzhan'ın oyuna girmesinin ardından Beşiktaş'ın ikinci yarının hemen başında oluşan kadrosuydu. Samet Hoca tam tersini yaptı. Ayrıca sezonu kapatan Uğur Boral'ın sol bekteki yerinde Gökhan Süzen'i tercih etmişti. Bu tercih bence de doğru bir tercihti. Gökhan Süzen, 90 dakika boyunca kırk yıllık Beşiktaşlı gibi oynadı ve takıma faydalı olabileceğini gösterdi.

Henüz derbi galibiyeti bulunmayan Samet Hoca'nın kadro tercihinin yanında skora etki eden başka bir neden daha vardı. Tecrübeli yıldızı Manuel Fernandes'in maçın başından sonuna kadar hiç bir varlık gösterememesi hatta ayakta kalmakta bile güçlük çekmesi... Sakatlıktan yeni kurtulmasının da etkisiyle oldukça tutuk bir oyun sergileyen Fernandes, bu kez Beşiktaş'ın galibiyetinde değil mağlubiyetinde rol oynadı. Takımın lideri olması gereken Fernandes, kornerden gelen gol dışında sahada yok gibiydi. Dinamosuz Kartal, sahada başsız ve amaçsız bir görüntü çizdi. Bunun sonucu olarak da Muslera'nın koruduğu kaleye sadece iki kez etkili gelebildi. Bunun biri de golle sonuçlandı. Bu büyük boşluk, Galatasaray'ın Melo'nun oyundan atılarak 10 kişi kalmasına rağmen skoru korumasını sağladı.

Derbi bunun yanında yeni transferlerin de sabırsızlıkla bekleyen taraftarın karşısına çıktığı bir maç oldu. Fatih Hoca'nın yeni transferi Wesley Sneijder hamlesini Aybaba, Dentinho resti ile görmeyi ihmal etmedi. Sneijder biraz daha iyi görünse de Dentinho şimdilik bir muamma.. Henüz konuşmak için çok erken olsa da ilk izlenimlere göre Beşiktaş için çok yeterli bir oyuncu değil.

Tüm bu sebepler birleşince iki sezonda toplam oynadığı 10 derbi maçın sadece 1'ini kaybetmiş Galatasaray ile son iki sezonda oynadığı 10 derbinin sadece 1'ini kazanabilmiş Beşiktaş'ın Arena'daki 2013'ün ilk derbisinde beklentiler doğrultusunda sürpriz yaşanmadı. Galatasaray'ın favori gösterildiği maçta çok küçük bir ihtimal olarak görülen beraberlik ya da Beşiktaş galibiyeti ihtimali gerçekleşmedi. Rakibi 10 kişi kaldığı bölümlerde bile galip oynayan takım edasına bürünen Kartal, Galatasaray'ın topa daha çok hakim olma grafiğini ve skorboardı değişmeyince mağlubiyete razı oldu.

5 puanlık farkla zirvedeki yerini sağlamlaştıran Galatasaray gelince; oynadığı futbol ve sahadaki genel performansa göre şüphesiz galibiyeti hak eden taraftı. Fatih Hoca'yı ve özveriyle mücadele eden futbolcularını tebrik ediyorum. Özellikle Melo'nun sorumsuzca gördüğü kırmızı karttan sonra 30 dakika boyunca Beşiktaş gibi ligin ilk yarısının iyi oynayan takımına pozisyon bile vermeyen oyuncuları da alkışlamak gerekir. Bu arada 50 bin kişilik 12'inci adamın muhteşem şovunu da unutmamak lazım. Felipe Melo'ya gelince maçı provoke etme girişimlerinin cezasını kırmızı kart görerek aldı. Bence haketti!

Sadede gelirsek;

Dün Süper Lig'de bence ligin en değerlilerinden iki yerli hoca, Şenol Güneş ve Ertuğrul Sağlam istedikleri başarıyı yakalayamadıkları görevinden istifa etti. Tamda bu yüzden canı gönülden Samet Aybaba'nın başarılı olmasını istiyorum. Ancak bu küçük takım çalıştırır görüntüdeki mantıkla ve fantezi futbol anlayışıyla bu hedef ne kadar tutar bilemiyorum. Başarıya aç Beşiktaş taraftarı kulübün maddi durumuna rağmen sabırsız... Kulislerde şimdiden Samet Aybaba'nın geleceği konuşuluyor biline...

Osman Ateşli - Haber 7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Yorumlar1

  • Şeref Özen 11 yıl önce Şikayet Et
    hilbert ve samet aybaba. bu takımdaki en kötü futbolcu.sokaktan al bir genci,sıradan biri olsun .ona verdiğin imkanları sağla idmanlarını yaptır.ona verdiğin parayı ver .ondan iyi oynamazsa kendimi köprüden atarım.adam yeteneksiz zeka özürlü.samet huoca bu işleri hep yapar.onun hataları olmasa beşiktaş bu takımla bile şu anda liderdi
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat