Lualua hakem!
- GİRİŞ02.02.2013 09:46
- GÜNCELLEME02.02.2013 12:13
Es geçilen fauller, gereksiz yere kesilen pozisyonlar, oynatılmayan avantajlar, golle sonuçlanan kritik hatalar, gole giden topu aut diye kesmeler, gösterilmeyecek yerde kart göstermeler, gösterilecek yerde kart göstermemeler... Daha neler neler... Bu kadar hata ardı ardına nasıl yapılır derseniz doğrusu ben de anlayamadım.
Orta hakem Yunus Yıldırım'a yan hakemleri de doğru kararlar verebilme noktasında destek vermeyince olay tam bir hatalar zincirine dönüştü. Yıldırım, kendi içindeki 'tribünlerin etkisi altında kalmayacağım' restleşmesinden de olsa gerek tüm kanaatlerini yanlış yöne kullandı. Ardı arkası kesilmeyen hataların doğal sonucu olarak da isyan eden tribünlerin hedefi oldu.
Beşiktaş'ın yediği ikinci golden önce Ersan'ın Lualua ile girdiği pozisyonundaki faul hadi gözden kaçtı diyelim, Beşiktaş tam üçüncü golü bulacakken topu dışarı çıktı sayması affedilmeyecek bir hataydı.
Tüm bunlara rağmen hakem Yunus Yıldırım'ın kötü performansı hiç bir başarısızlığın kamuflajı olamamalı. Maç sonunda tabelaya yansıyan 2-2'lik skorun asıl müsebbibi de ne hakem, ne rakip... Beşiktaş'ın tamamen kendisi...
Sen 2-0 öne geçtiğin maçta 10 kişi kalan rakibine karşı avantajını koruyamıyorsan, kalene organize olarak sadece 2-3 kez ancak gelebilen rakibinin iki haybiyeden golüne engel olamıyorsan hatayı önce kendinde aramalısın. Göz göre göre ellerinle rakibe ikram ettiğin maçın lehine bitmesini bekleyemezsin. Şu bir gerçek; İyiysen kazanmaman için hiç bir neden olmadığı gibi, korku ve paniğe dönüşen kötü oyun anlayışı da her zaman kaybettiriyor. Beşiktaş'ın maçın genelinde sahaya yansıttığı futbol ritminde görünen buydu.
Beşiktaş'ın sürekliliği sağlayamadığı performansına Galatasaray maçının 'kayıplar'ı da eklenince 2 puan kaybedildi. Veli, Sivok, Hilbert'in cezalı olmamaları nedeniyle takımdaki yerlerini alamamaları Samet Aybaba'nın bir türlü dikiş tutmayan defanstaki dengelerini bir kez daha alt üst etmişti. Bu da maçın sonucuna yansıyan önemli bir sebepti.
İnönü'den üç not Karşılaşmayı hasbelkader Yılmaz Hoca (Vural) ile omuz omuza izleme imkanı bulduk. Yedek kulübesindeyken yerinde duramayan Yılmaz Hoca'nın haftaya Elazığ'da ağırlayacağı Beşiktaş'ı tribünden sükunetle takip etmesi dikkatimden kaçmadı. Kurt hocanın haftaya oynayacakları zorlu maç için inca bir planın hazırlık evresinde olduğu kesin. Dört büyükleri boş geçmeyen ve kalelerini gole doyuran Kongolu Lualua, attığı gol kadar İbrahim Toraman'a attığı kafa ile de konuşuldu. Maçın sonucuna kararlarıyla etki eden Yunus Yıldırım ve arkadaşlarının maç sonunda bir anda sahayı karıştıran Lualua'nın kafasını ve olayları uzaktan izlemeleri de yorumsuz bir andı. Beşiktaş taraftarlarının, kulüp yönetiminden hakem hatalarından dolayı kaybedilen puanlarla ilgili Federasyon'a tavır alması yönünde çağrıları vardı. Beşiktaş taraftarlarının tribündeki kulübün yönetim kurulu üyelerine yönelik bazı sataşmaları bence sancılı sürecin başladığının ilk işareti gibiydi. |
Hocaların performansıyla takıma bakarsak;
Samet Hoca bugüne kadar gerçekten iyi işler başardı, beklentilerin çok üzerinde bir takım oluşturdu. Dengeleri gözetmesinden tutun da, takıma faydalı olacak genç oyuncuları tercih etmesine kadar... Beşiktaşlı olsun olmasın her kimle konuşsam mütevazı kadroların rüştünü ispatı için başarılı olması da arzu ediliyor. Yalnız bir konuda hatası var. Futbolcularına çok çabuk tavır alıyor. Somut örnekler isterseniz; Devre sonrası iki hafta form tutamayan Oğuzhan'ı sigaya çeken Aybaba, aynı tavrı bu kez Fernandes'e karşı takınıyor. Takımın lideri payesi verilen Fernandes Reis ise bu tavırdan oldukça rahatsız ki oyundan alınırken kendisine uzanan eli havada bırakarak gösterdi. Görünen o ki Fernandes, artık Samet Aybaba'nın prensi olmaktan mutlu değil. Beşiktaş'ta ilk yarının sonlarına doğru yakalanan aile havasında ciddi bozulma var. Ardı ardına gelen puan kayıpları ile rafa kalkan menemen partilerinin tadı da epeyce kaçmış görünüyor.
Neticede tablo ortada;
Beşiktaş, son 6 haftada 1 maçı kazanabilirken, toplamda hanesine sadece 7 puan yazdırabildi. 6 maçın 4'ü berabere biterken bir de Galatasaray mağlubiyeti var.
Sonuç olarak; Ayaba oyuna yaptığı müdahaleleriyle sonucu değiştiremedi. Her an skoru değiştirebilecek yeteneklere sahip olan Fernandes'i oyundan alarak Mesut Bakkal'ı sevindirmiş olması bence de hataydı. Mehmet Akgün yine yanlış tercih, Dentinho ise tahminler doğrultusunda beklentilerin çok uzağındaydı.
Mesut Bakkal ise hamleleriyle takımı 2-0 geride ve 10 kişi olmasına rağmen sahadan 1 puan çıkarmayı başardı.
Karabükspor takımına gelince; oyuna bakarak kötü, sonuca bakarak iyiydiler. Deplasmanda Fenerbahçe, Trabzon ve Galatasaray'dan sonra Beşiktaş'a da 10 kişi kalmalarına rağmen yenilmeyerek büyük bir başarıya imza attılar. Bana sorarsanız hakemin sonuca yönelik hataları ve Beşiktaş'ın beceriksizlikleri olmasaydı İnönü'den puanla dönmeleri zordu. 1 puan ev sahibinin misafire ikramı oldu.
Osman Ateşli - Haber 7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol