En yüksek mahkeme hangisi olacak?

  • GİRİŞ15.01.2011 10:43
  • GÜNCELLEME15.01.2011 10:43

Hukuk ve yargı tartışmalarında hemen hemen hiç kimsenin fark etmediği bir boyut var.

Herkes, yargıyla hükümet, yargıyla yasama organı arasında bir çekişmeden, sürtüşmeden söz ediyor. Bunun yanlış olduğu söylenemez; ama tek çekişme, hatta belirleyici çekişme bu değil.

Yargı içindeki, yüksek yargı ile yerel mahkemeler arasında ve yüksek mahkemelerin kendi aralarındaki çekişmelerin ne kadar önemli ve etkili sonuçları olduğunu görmek lazım. Anayasa Mahkemesi ile ilgili yeni kanun tartışılırken bu konunun öne çıktığını görüyoruz.

Yeni kanun tasarısı 80 maddelik. Bütün tartışma tek bir maddesi, hatta bir cümlesi üzerinden yürütülüyor. Basında, “super temyiz mahkemesi”, “süper yetkili mahkeme” ifadeleriyle, AYM’ye verilen yetkilerin değerlendirildiğini sanmak mümkün. Ama bütün bu “süper” başlıklar, sadece bir madde ve hatta o madde içindeki bir cümle için atılmış gözüküyor.

Kanun tasarısında, Danıştay ve Yargıtay da dahil olmak üzere, bazı mahkeme kararlarının AYM tarafından incelenmesi, iptaline veya gerektiği durumlarda yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi öngörülmektedir.

AYM Kanun tasarısında tartışılan konuyla ilgili düzenleme bireysel başvuru hakkındadır. Bilindiği üzere, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasıyla, anayasanın bazı maddeleri değişmişti. Bu maddelerden birinde de, AYM’ye bireysel başvuru yapma hakkı tanınmaktadır.

Bireysel başvuru, devletin bütün uygulamalarını kapsayacak şekilde, vatandaşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde sayılan haklarının ihlal edildiği iddiasıyla yapılmaktadır. Vatandaş, Sözleşme’de yer alan haklarının devlet uygulamalarıyla ihlal edildiğini düşünüyorsa, usulüne göre AYM’ye başvuracak. Devlet uygulamaları arasında, yargı organlarının kararları da var. Yargı kararları istisna mı edilmeliydi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yargı kararları da götürülmekte değil mi? Mantık aynı. Bireysel başvuruda da, yargı kararları kapsam içinde. Uzun süren yargılamalar, yargılama süreçlerinde yaşanan hatalar, çeşitli aşamalarda ortaya çıkan mağduriyetler de bir hak ihlali olmaz mı? Burada sanırım bir itiraz yok; bireysel başvuru olacaksa, mahkeme kararlarına karşı da yapılabilmeli.

Bireysel başvuru hakkını kullanan bir vatandaşın haklarının ihlal edildiğine AYM tarafından karar verilince, bunun nasıl bir etkisi olacak? Tamam, sen haklısın, ama alacağın yok mu denecek? Danıştay’ın bir kararıyla hakları ihlal edilmiş olan bir vatandaş bireysel başvuruda haklı çıkarsa ne olacak? Hak ihlali nasıl düzeltilecek? Elbette, hak ihlaline yol açan kararın ortadan kaldırılmasıyla… Bireysel başvurunun Danıştay’a, Yargıtay’a bulaşmadan işleyebilmesi mümkün değil.

Sadece bireysel başvuru çerçevesinde öngörülen AYM incelemesini, sanki genel bir “super temyiz” incelemesiymiş gibi görmek ve göstermek, basın organları için bilgisizlikle açıklanabilir, ama yüksek mahkeme yargıçlarının bu konudaki açıklamalarını bilgisizliğe hamletmek doğru olmaz.

O zaman asıl sorun nedir? Bence sorun, yüksek mahkemeler arasındaki güç savaşında, çekişmede yatmaktadır. “En yüksek mahkeme” hangisi olacak, çekişmesi bu… Yargıtay ile Danıştay uyumlu bir birliktelik sürdürüyorlar gibi… Ama her ikisinin de AYM’den rahatsız olduğu saklanamaz bir gerçek. Yargıtay başkanları ve üyeleri yıllardır, yüce divan yetkisinin AYM’den alınıp kendilerine verilmesini istemektedir; biz daha iyi yaparız, diyerek… Danıştay’ın ise birçok AYM kararını kendine göre yorumladığını, bazı kararları yorum yoluyla aşmaya çalıştığını biliyoruz. Son olarak, bazı beldelerin belediye olmaktan çıkartılmasına dair kanun düzenlemesiyle ilgili AYM kararının Danıştay tarafından nasıl bertaraf edildiğini hatırlamalıyız.

Yüksek mahkemeler birlikte hareket edip, seçilmişleri kontrol edelim, diye düşünmekteler. Ama tarihi eskilere dayanan aralarındaki çekişmeler buna fırsat vermiyor. İyi ki de vermiyor, aksi halde adaletin tecellisini hiçbir zaman göremeyecektik.

Yargı bağımsız olmalı, ama sorumsuz olmamalı. En azından temel haklarla ilgili kararlarda, yargıçlar kararlarının sorumluluğuna katlanmalı. Bireysel başvuru yolu bu konuda bir kapı açacağı için sevinmeliyiz…

Özlem Zengin - Yeni Akit

Yorumlar2

  • tuncay tezel 13 yıl önce Şikayet Et
    YARGILANAMAYAN, DENETLENEMEYEN YARGI MENSUBU OLMAZ. Bu durum elbette tüm yargı mensuplarının yargılanabileceği bir sisteme dönüştürülmelidir.
    Cevapla
  • Kamil 13 yıl önce Şikayet Et
    asıl ana muhalefet yüksek yargı. yine aynı şahsiyetler ortada efendim kargaşa olur,kaos olur,aynı senaryolar ortada üstelik öyle bir anlatıyorlarki sanki şuan uygulanan sistem mükemmel,tabi herkes biliyorki ellerindeki çiftlikten vazgeçmek istemiyorlar ama açıkça söylemekte tabiki mümkün değil,aslında bu zihniyette olan yargıtay ve danıştay olduğu müddetçe muhalefete bile gerek yok
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat