Bankaların en kötü müşterileri
- GİRİŞ23.02.2012 09:25
- GÜNCELLEME23.02.2012 09:25
BDDK başkanı bankaların kredi kartı borcunu düzenli ödeyen vatandaştan hiçbir şey kazanmadığını, kredi kartlarının maliyetli olduğunu söyleyerek “Türkiye'deki herkes kredi kartını düzenli ödesin, bankalar bir ay sonra kredi kartını iptal eder.” demiş.
Kredi kartı kullanma durumunda kalırsam tek kuruş faiz ödememe adına son ödeme tarihinden önce borcumu kapatmak gibi bir huyum vardır. Hatta bir defasında ödemenin son gününde yanlış hatırlamam nedeniyle 70 kuruşluk eksik ödemenin açığını kapatmak için aynı gün 2.5 liralık EFT ücreti ödemiş ve 1 lira transfer yapmıştım. Dikkat eden olduysa 1 liralık ödeme için 2.5 liralık EFT ücretini görüp gülmüştür.
2002 yılında Veri Madenciliği konusunda bir kurs verirken bankacı olan katılımcılardan birisiyle konuşma esnasında kredi kartını düzenli ödediğimi, ertesi ay mutlaka borcumu kapattığımı söylediğimde benim bankaların sevmediği kötü müşteriler grubunda olduğumu ifade etmişti. Altın müşterilerin ise borcunu vaktinde ödemeyen veya asgari ödemeye uyarak sürekli bileşik faiz hesabıyla faiz ödeme durumundaki müşteriler olduğunu belirtmişti. Hatta kredi kartlarının tümüne ait verilerin tutulduğu Kredi Kayıt Bürosu isimli bir merkezin olduğunu ve bu şekilde devam etmem halinde verilerin tutulduğu ilgili merkezde kara listeye alınabileceğim uyarısında bulunmuştu.
Zannediyorum uyarısındaki nedenden dolayı, yıllar sonra yurda döndüğümde dediği çıktı. Sahip olduğum sitelerin servis sağlayıcısının ABD’de olması nedeniyle ödemeleri yapabilmek için kredi kartı başvurusu yaptığımda çok uzun süre kredi kartı verilmedi. Şubede uzun süre uğraşlar vermeme rağmen herhangi bir doyurucu açıklama yapmadan kredi kartı vermeyi reddediyorlardı.
Durumu arkadaşlarla paylaştığımda kredi kartını düzenli ödeyerek kara listeye girmiş benim gibi kişilerin olduğunu öğrendim.
Bu yüzden, BDDK başkanına bankaların iyi/kötü müşterileri konusunda katılmamak elde değil. Ancak burada bir noktayı açmak gerekiyor.
Herkes kredi kartı borcunu düzenli ödese deniyor fakat ortada o kadar fiziksel para yok ki. BDPS nedeniyle ekonomide yaratılan paranın %90’ı sanal durumda ve zaten bankalar tarafından kredi verilmesi neticesinde sanal şekilde üretiliyor. Piyasada fiziksel olarak toplamda 53 milyar lira varken 219 milyar liralık kredi borcu nasıl ödenecek? BDDK başkanı bu konuya da açıklık getirirse kendisine minnettar olacağız…
BDDK başkanının yasal düzenlemeyle kredi kartlarına tek limit uygulaması konusundaki görüşlerini destekliyoruz. 1000 lira maaş alan vatandaş cebindeki 4-5 kartla ödeyebileceğinin çok üzerinde (örneğin 20 bin lira) taahhütlere giriyor ve dolayısıyla bileşik faizli borç girdabına kapılıyor. Elinde ne kadar kart olursa olsun maaşının en fazla 2-3 katı tutarında tek limit uygulaması buna belli sınırlama getirerek vatandaşı bir şekilde frenleyecektir. Ancak tüm bunlar pansuman uygulamalardır. Mevcut BDPS altında kısmi rezerv mekanizmasıyla bankalar havadan para yaratmaya devam ettiği sürece bu tür sorunlar sürekli olarak devam edecektir.
Bu arada BDDK başkanının itirafından daha önceki yazımızda belirttiğimiz batık kredilerin devlete yani hepimize mal edildiğinin teyidini de almış oluyoruz.
Diğer önemli bir ifadesi ise 2005 yılında geçirilen kanunla kredi kartlarının terbiye edildiği yönünde. “Belki de şu anda kredi kartlarında bir kriz yaşayacaktık. Önleyici tedbirlerle kredi kartlarını bir şekilde terbiye ettik, usulünce gidiyor” deniyor. İyi ki terbiye edilmiş. “Edilmeseydi ne olurdu?” diye sormak lazım. “Teğet geçme meselesi”nde bahsettiğimiz 219 milyarlık rakam acaba 500 milyar lirayı bulur muydu?
Netice olarak bu sistem içerisinde gerçek çözüm bulmak mümkün gözükmüyor. Zira sistemin kendisi sorunların üreticisidir. Paradigma değişmedikçe yapılanlar yaralanmayı önleme yerine yarayı tedavi etmeye çalışmaktan öteye gitmeyecektir.
Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner / Haber 7
http://www.drcetiner.org
twitter.com/drcetiner
Yorumlar3