Yalvaçlı olmak!

  • GİRİŞ29.07.2016 09:15
  • GÜNCELLEME31.07.2016 10:01

Bence Yalvaç bir efsane. Zaten uluslararası tanınmışlığı da neredeyse Hazreti İsa ile birlikte, Hristiyanlığın kuruluş günlerinden başlıyor. Kuruluşuna ait ilk belgeler M.Ö. 6. Yüzyıla dayanıyor. Sonrasında Roma egemenliği var.

Bence Yalvaç’la ilgili en önemli konulardan bir tanesi, M.S. 1 yüzyıl başlarında Aziz Paul ve Aziz Barnabas'ın Hristiyanlığı yaymak için Anadolu’ya yapmış oldukları üç önemli misyoner seferinin ilkinde Antiocheia'yi merkez seçmeleri ve sonra da bana göre Apostolik olduğunu düşündüğüm St.Paul Kilisesi’nin burada inşa edilmesi. Dünya üzerinde Apostolik olan kilise sayısı çok az ve sayı olarak da bu kiliselerin en çok Anadolu’muzda yer almaları da çok ilginç. Japonlar Yalvaç’taki St. Paul kilisesinde hacı olduklarına inandıkları için burayı yoğun bir şekilde ziyaret ediyorlar. 

Geçen yazımda neler unuttuğuma gelince; Neler unutmadım ki…

1200 Yıllarında dikildiği tahmin edilen ve yaklaşık 800 yaşında bir anıt gibi şehrin meydanında yükselen Ulu Çınar ağacı, yerel ismi ile “Çınaraltı”, ilçenin kalbi ve turistler ile Yalvaç'a gelen ziyaretçilerin ilk uğrak ve dinlenme yeri. Çınaraltı’nın doğal bir kliması var adeta. Tam karşısında da tarihi Devlethan camisi yer almakta. Ne zaman yapıldığı resmen bilinmemekle beraber bana mimarisi ve yapım tarzı, 15. Yüzyılda yapıldığını söylemekte.

Ulu Çınar'ın etrafında bulunan Devlethan Camii, Medrese ve Hamam, Yalvaç’ın Selçuklular Dönemi'nde Türklerin yerleşim merkezi olduğuna işaret etmekte. Söylenene göre adını da Selçuklular döneminde bölgeye topluca yerleşen “Yalvaçlılar” adlı Oğuz boyundan almış. Bizim de atalarımızın Oğuz boyundan olması nedeni ile Yalvaç’ta duyduğum bazı kelimelerin Anadolu’nun başka yerlerinde kullanılmamasına rağmen Kıbrıs Türkçesinde kullandığımız kelimelerle birebir benzer olması, aynı boydan geldiğimizi işaret etmekte.

Yalvaç’ta neredeyse her sokakta içi tamamen taş ile örülmüş bir mahalle fırını var. Bu fırınlarda kullanılan un, binlerce yıldan beri yörede üretilen ve GDO’su ile oynanmamış buğdaydan yapılmış yerel un ve tamamen doğal.  Yalvaçlı kadınlar yıllar içinde hamur mamullerinin ustası olmuşlar. Börekler, çörekler, ekmekler süper kalite ve tatta. “Hamursuz” dedikleri bir tür ekmek-çörek-pide arası bir ürünleri var ki nefis. Özellikle de Haşhaş’lı olanı. Kıtır kıtır, tabirle “yeme de yanında yat” türünden. Yalvaçlılar bu “Hamursuz”u, manda kaymağı ve bal ile birlikte yiyorlar ve bence de bu nedenle, hepsi de çok sağlıklı insanlar. Keşkek’leri, bişi’leri, kıymalı su börekleri ve damat baklavaları var. Tabii damat olduğum için ben de yedim “damat baklavası”ndan. Merak eden, Yalvaç’a damat olur, tadına bakar.

Tarla ve bahçelerde üretilen her ürün Yalvaç’ta çok ucuz. Genelde dükkanlardaki etiketler de diğer illere ve ilçeler kıyasla çok daha düşük. İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlere kıyasla yarı yarıya denebilecek düzeyde. Meyve ve sebzeyi kurutma, havasından dolayı burada çok yaygın, çok da leziz oluyorlar. Özellikle de kurutulan meyvelerden yapılan pestiller. Dericilik ise yüzyılların sanatı Yalvaç’ta. Hala daha ayakta kalmayı başarmış durumda, makineleşmenin ve fabrikalaşmanın tüm ekonomik baskılarına rağmen.

Yalvaç’ta kadın-erkek ayırımı yok. Halka açık her yerde kadınlı erkekli oturmayı günlük yaşam tarzına dönüştürmüş Yalvaçlılar. Ramazan ayında Yalvaç’ın içinden geçen küçük çayın kenarına kurulmuş çay bahçesinde Yalvaçlılar, sahura kadar kadınlı erkekli oturup sohbet edip, birlikte zaman geçiriyorlar. Sokakta ise kadına çok saygılılar.

Yalvaç Belediyesi ise herhalde en eskilerden, 1864 yılında kurulmuş. Daha ortalıkta Belediye kavramı yokken, Yalvaç’ta bundan 150 sene evvel Belediye hizmet vermeye başlamış…

Gitmemiş olanlara tavsiye derim. Gidin görün, medeniyetin baştan çıkarıp, geleneğini, göreneğini, mimarisini ve insanını bozamadığı, Avrupa’nın “Yavaş Şehir” –Citta Slow- tescilli  Yalvaç ilçemizi. 

 

Prof. Dr. Ata Atun - Haber 7

e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: Ata Atun

http://www.twitter.com/ataatun

Yorumlar3

  • Ramazan fr 8 yıl önce Şikayet Et
    Avrupa'da yasayan bir yalvaçli olarak çok tesekkur ediyorum, guzel bir yazi hocam
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • BAĞKONAKLI 8 yıl önce Şikayet Et
    Tüm insanların akın akın büyük şehirlere aktığı bu dönemde ülkemizin unutulan değerlerini yaşatan Yalvaç ancak bu kadar güzel anlatılırdı.Yüreğinizi ve kaleminize sağlık.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Arif Boy 8 yıl önce Şikayet Et
    Güzel ilçemizi tam manasiyla anlatmışsınız. Geçmiş ile günümüzün kaynaştığı bir ilçe. Özellikle yazları ve pazartesi günleri çınar altı Yalvac halkının biraraya gelip kaynaştığı dogal bir toplanma yeridir. Bir Yalvaçlı olarak bu yazınız için teşekkür ederim.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat