Korona günlerinde psikoloji

  • GİRİŞ03.04.2020 13:00
  • GÜNCELLEME03.04.2020 13:00

Korona virüs pandemisi, bütün dünyada ve ülkemizde derin bir korkuya ve kaygıya neden olmuştur. İnsanlardaki psikolojik durumu Koronavirüs Kaygısı olarak kavramsallaştırabiliriz. Kaygı, bilinmeyen bir tehlikeye karşı verilen normal bir tepkidir. Korona virüsü hakkında yeterli bilginin olmayışı ve ona yönelik etkili bir tedavinin yokluğu, Korona virüsü kaygısını arttırmaktadır. Korona salgınının ne zamana kadar, nereye kadar ve kime bulaşacağı sorularının cevaplarının belirsizliği, insanların günlerini kaygı ve korkuyla geçirmelerine neden olmaktadır. Korona virüsü, güvenlik ve fizyolojik ihtiyaçlarımızı tehlikeye soktuğu için hepimiz kaygı ve korku duymaktayız. Kaygının panzehiri, kaygı ve endişeyi kontrol edebilmektir. Kaygının paniğe dönüşmesi sonucu insanlar, aşırı ve abartılı gıda stoku gibi hareketlere yönelebilmektedirler. Korona virüsü pandemisi hakkında ulusal ve küresel risk analizi çok ağır olduğu için, insanlar korkmaktadırlar.

İnsanlar, bu süreçte en çok güvenilir bilgi kaynaklarına ihtiyaç duymaktadırlar. Uluslararası düzeyde Dünya Sağlık Örgütü ve ulusal düzeyde Sağlık Bakanlığının açıklamalarını esas almak önemlidir. Bugünlerde toplum kendisine yön gösteren gerçek bir toplumsal iderliğe ihtiyaç duymaktadır. Dedikodulara ve salgın fırsatçılarının sosyal medyadaki kirli dezenformasyonuna karşı kişilerin kendilerini koruması önemlidir. Kriz hallerinde birbiriyle çelişik bilgileri öğrenmek, insanları uçlara savurmaktadır. Korona konusunda aşırı duyarlı olduğumuz bugünlerde önümüze konan her şeyden çok kolaylıkla etkilenebiliyoruz. Korona günlerinde risk iletişiminin güvenilmeyen kanallar tarafından manipüle edilmesi, kontrol edilemeyecek bir panik ve korku halinin topluma egemen olmasına neden olabilir. Güçlü duygusallıklar içinde hareket etmek, kişileri akıldışı ve panik davranışlara yöneltmektedir. Bu dönemde virüs kadar tehlikeli olan şey, insanların panik psikolojisi içinde ne yapacaklarını bilemez hale gelmeleridir. Irkçı, cinsiyetçi ve yaşçı başta olmak üzere bütün nefret ve ayırımcı söylemlerden uzak kalarak akıl ve bilgi çerçevesinde kendimize bir gündelik hayat oluşturmalı ve tedbirlerimizi almalıyız.

İnsanların kendilerini evlerinde korumaya almaları, uzun günler boyunca devam edecektir. Karantina süresi uzadıkça insanların kaygı ve stresleri artmaktadır. İnsanların en az Hazirana kadar çok ciddi bir karantina planı ve programı hazırlayarak evlerinde günlük hayatlarını sürdürmeleri lazımdır. Salgın sonrası dönemde travma ve stresin atlatılması için kişilerin bu süreci verimli, dinamik ve doyurucu geçirmeleri önem taşımaktadır.

Herkesin güvenilir kaynaklardan bilgilenmesi, herkesin kendi özgün şartlarına uygun risk analizi yapması, bu dönemle başa çıkmasını sağlayacak risk yönetimi konusunda kendisini geliştirmesi gerekmektedir. Bugünler herkes için kaygı ve stress dolu günlerdir. Stres ve kaygı altındaki tanıdıklarımıza yalnız olmadıklarını hissettirecek şekilde duygusal, psikolojik ve insani destekte bulunmaya çalışmalıyız. Bugünlerde fiziksel mesafe ve insani yakınlığı birlikte gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Korona günlerinde ben ve biz olarak ifade ettiğimiz bireysel ve toplumsal bakış açılarının birleştirilmesi gerekmektedir. Kendimizi korumanın başkalarını korumaktan geçtiğinin farkında olmalı, biz ruhu ve bilinciyle hareket etmeliyiz.

Bütün günümüzü Korona virüs haberleri okuyarak karamsarlığa düşmemeliyiz. Olan biten hakkında genel bilgi sahibi olmak yeterlidir. Bugünlerde Korona ile ilgili okuduğumuz her şeyi bize yönelmiş tehdit ve tehlike olarak yorumlama eğilimi içinde olmamızdan dolayı, haber ve medya erişimimize sınırlama getirmek sağlıklı olacaktır. Mutlaka günlük bir rutin program oluşturmalıyız. Beslenme, egzersiz ve temizlik kurallarına uymalıyız. Online olarak sosyal ilişkilerimizi makul biçimde sürdürmeliyiz. Bugünlerde gönüllü karantinanın yanında herkesin kendi gönüllü terapisti olması lazımdır. Bu zor günlerde kontrolümüz dışında olan ve değiştiremeyeceğimiz konulara saplanarak karamsarlığa kapılmanın hiçbir verimliliği bulunmaktadır. Şu anda sahip olduğumuz şeylere ve içinde bulunduğumuz duruma odaklanarak günlük hayatımızı devam ettirmeye çalışmalıyız.

Paniğe kapılmadan akıl ve bilgi dahilinde davranmak, aslında salgına karşı kendi kişisel hikayemizi yazmak anlamına gelmektedir. Bu zor günlerde herkes kendi hikayesinin kahramanı olmak zorundadır. Korona virüsüne karşı verdiğimiz mücadelede herkes üstüne düşeni yaparak kendi hikayesinin kahramanı olarak hareket etmelidir. Elimizi yıkamaktan sağlıklı beslenmeye, spor yapmaya kadar her türlü hareket bu mücadelede yapmamız gereken sorumlu ve akıllı kahramanlık eylemleridirler.

İnsanlık, Korona virüs kaygısını kolektif olarak yaşıyor. Korona kaygısıyla baş edememek, bizi Korona nevrozuyla başbaşa bırakabilir. Korona kaygısı nörötikleşmeden onunla başa çıkmayı öğrenmemiz gerekmektedir.

MİLAT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat