Antalya Diplomasi Forumu ve Türkiye'nin farkı

  • GİRİŞ13.04.2025 09:07
  • GÜNCELLEME15.04.2025 08:36

Antalya Diplomasi Forumu’nun dördüncüsü, “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” başlığıyla gerçekleştirildi.

Küresel siyasetin ciddi bir dönüşümden geçtiği bu dönemde, bu başlık sadece bir tercih değil, aynı zamanda bir zorunluluğa işaret ediyor.

Zira uluslararası düzen, uzun süredir devam eden tek kutupluluktan uzaklaşmakta; çok kutuplu ya da çok merkezli bir yapıya doğru evrilmektedir.

Bu dönüşüm, yalnızca akademik çevrelerde tartışılan bir mesele değil. Bu yeni durum küresel siyasette de etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiriyor.

Tarihin akışı hızlandı. Bu süreci bir nehirde süzülen kayığa benzetmek mümkün. Nehir, düz ovalardan geçerken sakin bir şekilde ilerlerken; eğimli arazilerde hızlanır, hatta zaman zaman büyük düşüşlerle birlikte kayık alabora olabilir.

İçinde bulunduğumuz dönem de tam olarak böyle bir dönemdir. Dünya, iki dünya savaşı arasındaki döneme benzer bir süreçten geçiyor. Büyük dönüşümler, kırılmalar ve yeniden yapılanmaların içindeyiz.

Gerginlikler ve çatışmalar artmakta; bölgesel krizler küresel güvenlik risklerine dönüşme eğilimi göstermektedir. Bu gidişatın büyük bir dünya savaşına yol açma riski ise giderek yükselmektedir.

Bu nedenle, böyle bir dönemde bir ülkenin istikrarını koruyabilmesi için temkinli, öngörülü ve kararlı olması büyük önem taşımaktadır.

Bugün anlaşmazlıkların yönetilmesi, krizlerin diplomatik yollarla çözülmesi açısından diplomasinin rolü her zamankinden daha kritik bir hâle gelmiştir.

Bu bağlamda Antalya Diplomasi Forumu, Türkiye’nin yakın ve uzak coğrafyasındaki gerginlikleri yönetme iradesinin ve kapasitesinin bir göstergesi olarak öne çıkıyor.

Türkiye, bu platform aracılığıyla diplomasinin önemine dikkat çekerken; aynı zamanda krizlerin çözümünde aktif rol üstlenebileceğini de ortaya koyuyor.

Türkiye, 360 derece çok boyutlu dış politikasıyla bu yeni döneme birçok açıdan avantajlı bir şekilde giriyor. Stratejik otonomisini inşa etmiş olması, güçlü savunma sanayisi, köklü kurumsal yapı ve dinamik bir diplomasi geleneğine sahip olması, Türkiye’nin bu  dönemde fark yaratmasını sağlıyor.

Bu avantajların en önemli tamamlayıcısı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğidir. Erdoğan’ın kriz yönetimindeki tecrübesi, sahada ve masada eş zamanlı yürüttüğü stratejiler, Türkiye’nin bu dönemdeki en büyük gücü olarak öne çıkmaktadır.

Antalya Diplomasi Forumu tam da bu nedenle yalnızca bir forum değil, Türkiye’nin diplomasiyi sahiplenme iradesini ve küresel gelişmeleri yönetme kapasitesini gösterdiği stratejik bir platformdur.

Prof. Dr. Enes Bayraklı - Haber7

Yorumlar10

  • Rutruso 1 hafta önce Şikayet Et
    Farkımız maaşımız, ve çapulcumuz
    Cevapla
  • H H H 1 hafta önce Şikayet Et
    Dünya tersine dündü artık tetorisler revaçta herkes çevresinde belli değilmı
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • mevhibe inal 1 hafta önce Şikayet Et
    Türkiye-Lübnan-Suriye-İran-Rusya bir araya gelebilseydik....Bölge ve Dünya daha özgür olurdu.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Avantaj! 1 hafta önce Şikayet Et
    Bölgemiz ülkeleri 50 yıldır teker teker işgal edilip bölünürken hala, işbirliği karşılığı "Filistin Sorununu çözme" sözü veriliyor.
    Cevapla
  • Mustafa 1 hafta önce Şikayet Et
    Yahudi kahvesini boykot edersen yahudi ülke içinde ki maşaları ile Türk kahvesini Türk'üm diyenlere boykot ettirir. İşte Yahudinin Türkiye üzerinde ki güçü seni seninle eziyor, Arapları tüm islam alemini eziyor, Gazze'yi değil çaresizleri yok ediyor.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat