Suriye’deki “İslam Şeriatı” Tartışmalarına Pakistan’dan Katkı: “Onlara Nefes Aldırmayız, Biz Hakimiz”

  • GİRİŞ11.01.2025 09:20
  • GÜNCELLEME11.01.2025 09:20

Zalim Baas rejiminin devrilmesinden sonra Yeni Suriye’de olup bitenleri yakından izliyoruz. 

Suriye’deki yeni dönemde başta istihbarat ve güvenlik alanında olmak üzere Türkiye’nin birçok yönden katkısı oluyor. Türkiye, yeni sürecin ana en önemli aktörlerinden biri.
Arap ülkelerinin de Yeni Suriye’ye destekleri var. Özellikle Yeni Suriye’nin inşasının finansal yönü için Arap ülkelerinin katkısı önemli. Yeni Suriye yönetimin ilk dış ziyaretinin Suudi Arabistan’a olması da biraz bundan dolayı. Çökmüş ülke için acil para lazım çünkü!

Ve batılı ülkelerin Yeni Suriye ile ilişkileri başlamış halde. Yeni Suriye ve yönetimini ziyaret için sıraya giren batılı ülke liderleri, bakanları var. Bir nevi “pastadan pay alma” çabaları. 

Tüm bu katkı, destek ve ilişki zemininde dikkat çeken mesele (bazıları için “karın ağrısı”) ise “İslam şeriatı”. “İslam şeriatı” bağlamında tabiri caizse ileri-geri vites tartışmalar aldı başını gidiyor. 

Tartışmaların bir yönünde Yeni Suriye’de “özgürlükler olacak mı” veya “farklı kimliklere hoşgörü olacak mı” türünden sorular var. Sanki Baas dönemi özgürlükler varmış gibi! 
Yine “kadınların konumu” biraz da bu özgürlük söylemleri içinde tartışılıyor. Sanki Baas dönemi kadınlar sosyal, ekonomik ve siyasi alanda özgür bir şekilde varmışlar gibi! 
Ve Yeni Suriye liderinin bir batılı bir kadın bakanın elini sıkmaması. Ve bunun üzerinden gündem edilen “Yeni yönetim acaba şeriat mı getirecek” mırıldanmaları… 

Öyle ki tartışmaların bir kısmının cevapları bulunmaya çalışılıyor. Örneğin, ADAMOR’un Türkiye Endeksi’nde (Aralık 2024) “Yeni Suriye yönetiminin ülkedeki farklı kimliklere karşı hoşgörülü olma” durumu soruluyor. Sonuç, hoşgörülü olacak diyenler ile olmayacak diyenler neredeyse aynı oranlarda (% 42-43).

Konuya “Pakistan tecrübesi” üzerinden katkı yapmak mümkün.

Zamanında “Sabahattin Zaim ile İktisat Toplum ve Siyaset” (İktisat Yayınları, 2019) kitabını derlemek nasip olmuştu. Kitap, Sabahattin Zaim’in yayınlanmamış 19 röportajından oluşuyor. Bu röportajlarından birinde (1992) kendisine yöneltilen “Bir ülkede sistemi oluşturacak seviyede yeterli çalışma olduğu söylenebilir mi?” sorusuna Zaim’in cevabı aynen şu şekilde: 

“Şimdi orada benim yaklaşımım şu. Sistemlerde insan modeli önemli, insanı yetiştirmeden sistemi değiştirmek kabil değil. Pakistan’da Ziyâülhak İslam devleti kurdu. 

Ve bizim konferanslarımızda Ziyâülhak açıkça şunu söylemiştir: 

‘Ben İslam devletini kurdum. Ben iktisatçı değilim. Sizler ulemasınız. Bana yol gösterin, ne derseniz uygulamaya hazırım.’ 

Bu, İslam İktisadı Konferansı’nda söylediği bir söz. İslam Eğitimi Konferansı’nda söylediği bir söz ise şuydu: 

‘Biz kurduğumuz İslam devletinde sizin gösterdiğiniz yolda eğitim politikamızı çizmeye hazırız. Ama bugün Pakistan’da iki insan var. Birisi medreselerde okuyanlar. Bunlar İslam’ı biliyorlar, dünyevî bilgilerden mahrumlar. Bir de diğer mekteplerde okuyan milletimiz var, onlar da dünyevi bilgileri biliyorlar, ama İslam’ı bilmiyorlar. Bu ikisini birleştirip İslam’ın emrine vermek istiyoruz.’ demişti. 

Fakat başarılı olamadı. Çünkü çevresindeki insan unsurları bu fikre hazır durumda değildi. 

Bir gün Nobel Ödülü sahibi Abdüsselam’la birlikte uçaktayız. Bana eski sınıf arkadaşım tanıttı. Fakat o hukukçu olmuş, Pakistan’da Temyiz Mahkemesi’nin üst kademesine çıkmış. 

Ben ona ‘Pakistan’da şeriat mahkemeleri kuruldu. İslam Hukuku uygulanıyor, ne nispette bunları uygulayacaksınız?’ diye sordum. 

Benim Türkiyeli olduğumu öğrendiği için seküler Batıcı birisi olarak düşünüyor. Gayet açık olarak şunları söyledi: 

‘Onlara [şeriatçılara] biz nefes aldırmayız, biz hakimiz. Onların ne yaptığı önemli değildir.’ 

Yani şunu demek istiyorum, bir ülkede bu seküler Batı görüşünü benimseyen aydınlarla İslami bir şuurlanma halini benimseyen aydınların mücadelesi her zaman devam ediyor. Bu mücadele bir senteze varmadıkça belli yöneticilerin tek başına çıkıp da ülkeyi bir istikamete sürüklemesi son derece güç. Onun için insan unsuru kıvam olarak hazır olduktan sonra onları yönetim olarak sistematize etmek kolaydır. Sistemler bellidir zaten, onu uygulayacak insanlara ihtiyaç var. İslâm dünyasındaki eksiklik bu insan unsurundadır.”

Sonrasında Pakistan’da ne mi oldu? Evet; Ziyâülhak “şeriat kanunları”nı uygulamaya koydu! “Sekülerler” görüntüde hop oturdular hop kalktılar. “Özgürlükler”, “kadınlar” gibi kavramlar ve alanlar üzerinden yaygara üstüne yaygara kopardılar. 

Derken uçağına yapılan sabotaj ile Ziyâülhak öldürüldü. Neticede Ziyâülhak’ın devirdiği Zülfikar Ali Butto’nun kızı Benazir Butto, Nobel Ödülü sahibi Abdüsselam’ın ifadesi ile zaten “sekülerlerin hâkim olduğu” sistemin başına geçti.

Özetle; Suriye’de “sistemin hâkimi kimse” ona bakmak daha doğru olur. Mevcut sistemi dönüştürecek “insan unsuru” ne kadar varsa, Suriye o kadar “yeni” (adil) olacaktır, yoksa ismine “şeriat” dense ne olur denmese ne olur?!

Prof. Dr. Faruk TAŞCI / Haber7

ftasci@istanbul.edu.tr 
 

Yorumlar6

  • SEYFULİSLAM 1 saat önce Şikayet Et
    VATANINI,MİLLETİNİ,DEVLETİNİ.BAYRAĞINI,YÜCE İSLAM PEYGAMBERİNİ,YÜCE İSLAM DİNİNİ her şeyin üzerinde seven pek muhterem FİRRUK TAŞCI ağabeyim!Bir MAKALE ancak bu kadar MÜKEMMEL yazılır.Yüce Yaratan sizden sizde Yüce Yaratandan hoşnut olarak ona dönüp,hoşnut ve razı olduğu KULLARI arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE (CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz Selam ve DUALARIMLA Allah a emanet olunuz
    Cevapla
  • ismailbey 1 saat önce Şikayet Et
    çok düşünülük ziyaülkhak hatalarından ders alınmış bir model kurmak çok vahim devlet daim olması için millet millet içinde devlet olmasıdır
    Cevapla
  • İbrahim Ballıses 1 saat önce Şikayet Et
    Baas rejiminde özgürlük yoktu. Bunlarda da olmasa olur mu diyorsunuz? Baas rejimi zaten zalim olduğu için devrildi. Böyle bir karşılaştırma olabilir mi?
    Cevapla
  • Osmanli 1 saat önce Şikayet Et
    Idlib bolgesinde 10 yildir ŞERIAT tatbik ediliyordu zaten,şimdi tum suriye de ŞERIAT uygulanacak BIIZNILLAH.
    Cevapla
  • dexmexist 1 saat önce Şikayet Et
    Suriye'de şeriat uygulanmalıdır. Bunun lamı cimi yok. Zaferi mücahideler kazandıysa onların dediği olmalı Allah'ın hükmüyle hükmedilmelidir. Ilımlı hoşgörü temelli şeriat uygulanmalıdır Taliban şeriatı değil.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat