Leyte ve Lealle arasında Saadet
- GİRİŞ29.11.2024 07:53
- GÜNCELLEME29.11.2024 09:54
Saadet Partisi, Milli Görüş hareketinin siyasi üssü. Bayrak değişimine sahne olan 9. Olağan Büyük Kongresini yeni yaptı. Şimdilerde yeniden umuda dönüşmeye çalışıyor. Güçlü bir arka planı var: Gençlik hareketi, medya, STK'lar, dinamik bir teşkilat ve kadro yapısı. Bunlar zaten vardı diyeceksiniz, siyasette helva yapmanın daha fazlasını gerektirdiği muhakkak.
İletişim modellerinden birinde, mesajın ulaşmasını engelleyen unsurlar bağlamında gürültü faktöründen söz edilir. Psikolojik gürültü bunlardan biridir. Önyargıları, zihin dünyasındaki diğer engelleri işaretler. Bu sorunun parti tabanındaki yaygınlığını tam olarak bilemiyoruz. 28 Şubat'ın korkunç atmosferi içinde 54. Hükümetin başına gelenler, ardından Refah Partisi'nin kapatılması, yerine kurulan Fazilet Partisi'ni meşgul eden gelenekçi-yenilikçi tartışmaları, nihayetinde Fazilet'in de kapatılmasıyla, tartışmaların Ak Parti'nin kuruluşuyla birlikte ayrışmaya dönüşmesi... Tüm bunlar Milli Görüş tabanının duygu yoğunluklu reaksiyonlarını bir travmaya dönüştürdü. Bu travma, o günden bu güne hareketin eleştirel iletişimini büyük oranda; rutin çatışma dinamikleri, sığ aforizmalar, sloganik söylemler ve mitler üzerine kuruyor. Bunların kimi zaman parti otoritesinden bağımsız yürütüldüğünü de gözlemliyoruz. Sosyal medya, bu kısır döngüyü önce yankı odalarına hapsetti, sonra da bir üst noktaya taşıdı.
Mahmut Arıkan'ın yeni nesil siyaset vurgusunun temelinde siyasetin dilini değiştirme iddiası var. Kulağa hoş geliyor. Ancak işe parti tabanına egemen olmaya çalışan (hatta kongre sürecinde kendisini bile kuşkulu hale getirmeye uğraşan) bu dille, bu dilin beslediği psikolojik gürültüyle, yine parti tabanını istilaya yeltenen değişik akımlarla mücadele ederek başlamalı. Bu dile yönelik eleştirilerin, gösterilen tepkilerin, empatik anlayışın sınırlarını zorlayarak kendilerini ötekileştirme potansiyeli taşıdığını görmeli.
Saadet Partisi'ni özgürleştirmeden umudu, ekmeği, inancı, ahlakı özgürleştirmesi biraz zor görünüyor. Başarıya giden yolun, dönüşmekten, başkalaşmaktan, taviz vermekten, teslim olmaktan geçtiği paronayasıyla savaşmayı da öncelemeli. Başarıya sadece bu yoldan gidiliyorsa hakkı nasıl hâkim kılacaksınız?
Mahmut Arıkan'ı zorlu bir süreç bekliyor. Genç ve dinamik yapısı en önemli avantajı. Duruşunu bozmamış olması ve siyaset tecrübesi de. Mahmut Arıkan, rahmetli Erbakan hocanın 'biz zaferle değil, seferle yükümlüyüz' söylemini içselleştirmiş bir siyasetçidir. O nedenle sadece sonuca değil, sürece de odaklanır. Metodolojinin ahlakiliği bağlamında sorgulayıcıdır. Bütün bunların neye karşılık geldiğini hep birlikte göreceğiz. Kadro sorunu olacağını sanmıyorum. Millî Görüş'ün hiç bir zaman böyle bir sorunu olmadı. Hareketin kurumları arasındaki harmoni ve sinerjiyi daha ileri bir noktaya taşımayı başarırsa güçlü bir başlangıç yapabilir. Ama önce partiyi ve tabanını bu sıkışmışlıktan kurtarmalı!
Millî Görüş öyle veya böyle ülkenin son 50 yılına damgasını vurmuş bir harekettir. Başarısı sadece istatistiklere (sıfır virgül sıfır sıfır alaycılığına) indirgenemez. Etkisini bir bütün olarak değerlendirdiğinizde ülkenin ana akım siyaset damarlarından biri olduğunu görürsünüz. İçinde bulunduğumuz koşullar, katma değerli bir muhalefeti, demokratik-siyasal ihtiyaçlar hiyerarşisinde stratejik bir noktaya taşıdı. Alternatif olmak her şeyden önce demokrasi ve özgürlükler, kalkınma, dış politika, insanı ve değerleri önceleyen siyaset vizyonundan daha fazla pay almayı gerektiriyor. Tabi sadece buna bağlı değil. Alternatif olabilmek güçlü bir medya ve sivil toplum desteği de ister.
Mahmut Arıkan, siyasette adından söz ettirmek istiyorsa geçmişin kendine bıraktığı mirasa bugünkü birikimi de katarak gelecek kuşaklara yaşanabilir, adil ve herkesin kendini bir parçası hissettiği bir Türkiye bırakmak için kolları sıvamalı. Millî Görüş'ün, hayra çağıran, iyiliği yaygınlaştırıp, kötülükten alıkoyan misyonunun sürdürülebilirliğini sağlamak ancak böyle mümkün olabilir. Onu kuru siyaset ve menfaat kavgasının aracı haline getirmek, geçmişe, yakın ve uzak geleceğe yapılmış en büyük kötülüktür.
Ne diyelim, yolu, bahtı açık olsun Mahmut Arıkan'ın, başarısı daim olsun, Allah hayırlı hizmetlere vesile kılsın.
Sağlıcakla kalın,
Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber7
Yorumlar14