Dijital sirkin din cambazları
- GİRİŞ06.12.2024 09:22
- GÜNCELLEME06.12.2024 09:33
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7. Din Şûrası'nda önemli mesajlar verdi. Geleneksel ve yeni medyanın İslam'a yönelik saldırıların odağı haline gelmesi ve yapay bir din oluşturma gayretleri en dikkat çekici olanları. Yalnız bir husus daha var ki, bu yazının konusunu oluşturuyor:
"Âlimlerimiz en hassas konuları medya ve sosyal medyaya taşımak suretiyle tehlikeli bir yola giriyor. Kötü örnekler toplumda umudun kararmasına sebep oluyor. Din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin ortadan kalkmasına neden olur. Bunun vebali ağırdır. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret uğruna samimiyetten uzaklaşması iki cihanda hesap verilemez ağır bir vebaldir."
İstanbul'un fethine giden süreçte "Bizans'ın papazları meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş" şeklinde meşhur bir rivayet var. Doğru mu bilmiyorum. Kısaca önemli meseleleri bırakıp boş tartışmalara girmeyi anlatıyor.
Eskiden lokal hareketler olarak sınırlı bir etki alanına sahip ve marjinal kalan kimi İslam yorumları, sosyal medya ile birlikte etki alanını genişleterek daha geniş kesimlerin gündemine gelmeye başladı. Kendiliğinden değil tabi. "Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak" kehanetinden pay kapmak ve bu süreyi uzatmak için yarışan stand-up vari (din dolgulu) karakterler marifetiyle. Dijital mecralara mevzilenen bu tipler, halı hazırda tutarlı bir İslam algısına sahip olmayan bireyleri, Kuran'ın zahiri yorumlarına odaklanan haricilik benzeri görüşlerle karşı karşıya getiriyor.
Dijital mecralar, her şeye olduğu gibi, maalesef, sosyal mecraları takipçi devşirilecek araçlar olarak gören, bir nevi influencer işlevli isimlere de kullanışlı alanlar açıyor. Tıpkı Daeş'in sosyal medyadan savaşcı devşirmesi gibi. Tekfir tiyatrosuyla pek çok Müslüman genci ifsat edip, ailesiyle arasını açıyorlar. Sosyal medyada adeta köşe kapma yarışına giren, bu korku filmi karakterlerine, ilgi çekmek için (çoğu) uydurma bir cinsellik yoluyla din reklamı yapan şarlatanları, insan bilincini güzel ahlaktan ziyade köşk ve huriye odaklayan cambazları da ekleyebilirsiniz. Hep birlikte ateizm propagandası yapan hesaplara bolca malzeme sağlıyorlar.
Hararetli retoriğin ilgi çekiciliğini kullanan dışlayıcı (tekfirci) din dili, sansasyonel karakteri sebebiyle kısa ve etkili mesajlarla kısa sürede viral hale geliyor. İlmi konuların ünlü olma şehveti ya da popülerleşme rekabetiyle mezeye dönüştürülmesi, din adamlığıyla şovmenliği aynı kisvede bir araya getiriyor.
İslami meselelerin zahiri yorumlarının yüzeysel ve tek boyutlu karakteri, sosyal mecraların yüzeyselliği ile birleşince ahlaklı bir yaşam idealini beslemekten ziyade salt tartışma üreten, gençlerin gündemini yersiz meşgul ederek daha önemli ve acil sorunlarını geride bırakan anlamsızlıklarla dolu bir gündem yaratıyor.
Burada artık iletişim bilimcilerin algoritmik otorite dediği bir şeyden bahsediyoruz. Popülerlik, İslami mevzularda otorite olmanın yeter şartı haline gelmiş gibi görünüyor. İnanca ilişkin gündemi bu popüler tartışmalar belirliyor. Bunların sosyal hayat yansımaları, üzerine düşünülmesi gereken bir alan. Çünkü gündem, bireyler için gündelik eylemlerini belirleyecek bir tutum kaynağı haline gelebiliyor. Dışlama, ötekileştirme, çatışma ve daha fazlası.
Kendinizi ve sorumluluğunuz altında bulunanları bu tiplerden uzak tutmanız dileğiyle,
Sağlıcakla kalın,
Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber7
Yorumlar7