Acımasız etiket sendromu
- GİRİŞ13.12.2024 08:20
- GÜNCELLEME13.12.2024 08:20
Yılbaşından itibaren her şeyin büyük oranda zamlanacağı ya da iki katına çıkacağı tedirginliğini yaşayanlardan mısınız? Bu nedenle yılın son ayını olur olmaz her şeyi satın alarak mı geçiriyorsunuz? Cevabınız evetse kendinizi acımasız etiket sendromuna yakalanmış sayabilirsiniz.
Uzun bir süredir fiyat etiketleri neredeyse her gün yenileniyor. Buna kira fiyatları da dâhil. Klişe gerekçelerle: Enflasyon, enerji fiyatları, kur atakları, girdi maliyetleri vs. Son zamanlarda enflasyonun ateşi az da olsa düştü. Enerji fiyatları ve döviz kurlarındaki dalgalanma da ciddi oranda yatışmış görünüyor. Fakat fiyat etiketleri hâlâ yenilenmeye devam ediyor. Aynı ürün, farklı satış yerlerinde, olağanın dışında farklılıklarla satışa sunuluyor. Fahiş fiyat manipülasyonlarının nedeni tam olarak izah edilemiyor. (Bazı) Yeşilçam filmlerinin zihnimize işlediği sahtekâr, fırsatçı, kazıkçı, karaborsacı, tefeci, stokçu tiplemeleri galiba en başından beri serbest piyasanın bizde serbest soygun olarak algılandığını gösteriyor.
Mesela Aralık ayı içinde ev fiyatları neye göre yükselmeye başladı? Daha ortada fol yok yumurta yokken, konut kredisi faizlerinin düşeceği beklentisi yaratarak fiyatları yükseltme yarışına girenler, hangi maliyetlerin artışını hangi oranda esas alıyor? İkinci el araba fiyatlarına hangi gerekçeyle her gün 20-30 bin lira ekleniyor? Satış listeleri kim ne kadar zam yapmış diye her gün tekrar tekrar neden taranır? Marketler örneğin, yeniden değerlemeleri neye göre yapıyorlar? Ocak'tan sonra neye göre yapacaklar? Asgari ücret 17 bin, ev kiraları 10-20 bin. Asgari ücret 24 bin olursa kiralar bundan nasıl etkilenecek? Temel ihtiyaç maddeleri nasıl etkilenecek? Tarlada şu kadar markette şu kadar tartışması nasıl etkilenecek? Bir ara "alın verin ekonomiye can verin" kampanyası vardı. Üretici-tüketici dayanışması yoluyla iç tüketimi arttırmak ve krizi bir nebze olsun sakinleştirmek amacıyla. Üretenler bu dayanışmayı unutmuş görünüyor.
Kim ne derse desin, bu işin yanlış, eksik, hatalı ekonomi politikaları kadar ahlakla, vicdanla, algıyla, psikolojiyle de ilişkisi var. Fahiş fiyat artışları biraz da aşırı kâr hırsını tatmin etmek için... Kriz söylemi, her çareye başvurularak, bunun için canlı tutulmaya çalışılıyor. Maksatlı ve kötü yönelimli bir belirsizlik algısı oluşturarak insanları panikletmek te... İnsanların hayat standartlarının ve refah düzeylerinin her geçen gün biraz daha düşmesinin tek olmasa da önemli nedenlerinden biri bu... Krizi fırsata çevirmeye çalışma durumu.
Yanıldığımı düşünenler, ev, araba, kira ve temel ihtiyaç maddelerindeki aşırı fiyat artışlarının (ya da etiket-fiyat terörünün) tam olarak neyle ilgili olduğunu kamuoyuna şeffaf bir biçimde aktararak yanlış anlamayı giderebilirler. Enerji fiyatlarındaki artış veya kurların yükseliş oranları, ya da diğer girdi maliyetlerinin artış oranları ile mal veya hizmet fiyatlamaları arasında nasıl bir denge ya da dengesizlik var biz de bilelim.
Hangi çareye başvurulursa vurulsun, yetersiz kalıyor. Boykot kampanyaları ise daha doğmadan ölüme mahkûm ediliyor. Nasıl bir yaptırım bu sorunlu iklimle mücadele edebilir? Çözümsüzlük insanları mecburen ucuza yönlendiriyor. Ucuz da yavanlığa, taklit ve tağşiş’e... Eğitim de Eğitim diyenler maalesef yanılıyor. Etiketin yolu biraz da insanlıktan geçiyor!
Sağlıcakla kalın,
Prof. Dr. Hakan Aydın
Haber7
Yorumlar86