Savunma mı, Refah mı?
- GİRİŞ20.12.2024 09:15
- GÜNCELLEME21.12.2024 09:43
Son zamanlarda dillendirilen bu soruyu galiba "boş tencere iktidarı neden yıkamıyor" sorusu sorduruyor.
Merhum Süleyman Demirel'in "Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur" sözüne boşa umut bağladıklarını düşünenler, sanırım en çok da iktidara oy verdiklerini düşündükleri çevrelerin yanıtını merak ediyordur. Bunu ilerleyen süreçte yeni sorular izleyebilir.
Bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, kömürcü, makarnacı gibi üçüncü sınıf magazinel reaksiyonların böylesi bir aşamaya evrilmesi yine de sevindirici. İktidara oy veren seçmenin hangi motivasyonla hareket ettiğini anlama çabaları, uzun bir süredir saç-baş yolduruyordu.
Bir boş tencere koalisyonu var ülkede. Geçen hafta değindiğim şekliyle, bir beladan bin bela icat etmeye, Hükümetin yanlışlarının arkasına saklanıp, bulanık suda balık avlamaya çalışan bir boş tencere stratejisi var. Tencere ne kadar boş? Tencereyi kimler boşaltıyor? Tencereyi boşaltan ne ayrıca? Vatandaş bu konuda ne düşünüyor? Hangi ölçüde Hükümeti sorumlu tutuyor, hangi ölçüde serbest soyguncuları? İnsanların boş tencereye tercih ettikleri hususlar neler ve bu hususlar dikkat mi çeldiriyor? İşte savunma mı refah mı sorusu bunu anlamaya çalışıyor.
Savunma mı, Refah mı? Bu soru İran'da sorulsa, Filistin'de, Lübnan'da, Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da, Somali'de, Pakistan'da, Afganistan'da Kuveyt'te, Arap Emirlikleri'nde, İskandinav ülkelerinde hatta İsrail'de sorulsa mesela? Yanıt ne olur sizce?
Savunma mı, Refah mı? Biri diğerine engel mi? Anneni mi çok seviyorsun babanı mı... İkisini de! En yalın haliyle, savunma size iki şekilde refah getirebilir. Popüler olanı sömürgecilik. Askeri gücünüzle ülkeleri işgal eder, doğal kaynaklarını ve diğer zenginliklerini sömürerek kendiniz için refah temin edebilirsiniz. Bunu meşru olmayan müdahale biçimleri yoluyla da yapabilirsiniz: Terör, kukla yönetimler, iç savaş, kaos vb. Faturayı da önce coğrafyaya sonra kültür ve medeniyet değerlerine nihayetinde de 'bizden adam olmaz'a kesersiniz. (Geri bıraktıkları ülkeler nedeniyle gelişmiş olan) Batı demokrasilerinin kulakları çınlasın.
İkincisi askeri gücünüz ve istihbarat kapasitenizle bu hamleleri boşa çıkartarak, az gelişmişliğinizi geliştirmek isteyenleri, sizi kabul etmeye, sizinle iyi geçinmeye ve yanlış hesap yapmamaya zorlayabilirsiniz. Bu da kaynaklarınızı, kendi insanınızın refahı için harcayabilmeniz anlamına gelir. Birden bire ne kadar zengin olduğunuzu keşfedersiniz. Dünyaya kapıları açık tutarak tabi. Komşunun komşusunun külüne muhtaç olduğu gibi ülkeler de birbirine muhtaç. Askeri ve istihbarat kapasiteniz, ayrıca soft diplomasinizi de değerli hale getirir. Lovestory olmaktan çıkarır. Güç ve güç ilişkilerinin gölgesinde ayrı bir anlam kazandırır.
Türkiye tam da böyle bir kavşakta. Her şeye rağmen refahı savunmayla atbaşı götürmek için çırpınmalı. Yoğun gündem, tencereye uzanan elleri gölgede bırakmamalı. Kira, market ve faiz sömürüsü insanlara uzun bir süredir bu at bu arabayı çekmez dedirtiyor. İnsanlar, zorluktan sonra gelecek kolaylığı bekliyorlar, sabırla, duayla, umutla!
Sağlıcakla kalın,
Prof. Dr. Hakan Aydın
Haber7
Yorumlar6