Gassal: Ölüm hakikat mi, eğlence mi?

  • GİRİŞ03.01.2025 08:33
  • GÜNCELLEME04.01.2025 10:18

Ölüme ilişkin anlatılar, durum ve tasvirler kültürümüzde hatırı sayılır bir yer tutuyor. Kişi öldükten sonra ruhu, yüksekçe bir yerden, etrafta olan biteni izler, insanların neden toplandıklarını, ağlaştıklarını merak edermiş. Kabre konduğu vakit, ruhu tekrar cesedine avdet edince, kefenin içinden doğrulmaya çalışır, kafasının başı üzerinde bulunan tahtalara çarpmasıyla anlarmış öldüğünü. Bu durum muhtemelen İmamın telkiniyle aynı anda gerçekleşiyor. Sonrasında ise yakınları, devir ve iskat yoluyla (ölen kişinin) ibâdet borçlarını ödemeye çalışırken, o da evini barkını ziyarete gelir, kalan sağlar ne yapıyor diye bakarmış. Bir de 7, 40 ve 52 meselesi var. Gassal, sağlam yere demir attı anlayacağınız. İzlenme oranları da aynı şeyi söylüyor.

Ölüm, kaçınılmaz son, kimseyi ayırt etmeyen gerçek eşitlikçi! Gassal, her gün okunan selâların, trafik kazalarının, 3. sayfa cinayetlerinin, yetmedi İsrail vahşetinin, Müslüman coğrafyasındaki diğer katliamların bizim için sıradanlaştırdığı, seyirlik malzemeye dönüştürdüğü ölümü, en önemsiz yerinden yakalayıp bütün ülkenin gündemine sokmayı başardı: "Ölünce beni kim yıkayacak?".

Burada anahtar kavram galiba "beni". Bir başkasının ölümünden yeterince etkilenmediğimiz varsayılmış olacak ki, ölümü kendi kişiliğimizde şekillendirmemize yol açacak bir reklam kampanyası tercih edilmiş. Etkili de oldu. Gündelik hayatın temposuna kendimizi kaptırmışken birden bire karşımıza çıkan "ölünce beni kim yıkayacak?" afişleriyle neredeyse bütün ülkeyi cenaze atmosferine sokmayı başardı dizi ekibi. Tebrik ediyoruz. Bir tebrik te Ahmet Kural'ın olağanüstü oyunculuğuna.

Dijital platformları türlü tartışmalara konu ettiğimiz, toplumsal yapı ve kültürümüz ekseninde sorguladığımız bir vasatta, önce böyle bir reklam kampanyasıyla gündeme geldi Gassal. TRT’nin dijital yayıncılık platformu Tabii’nin orijinal dizisi, henüz reklam aşamasındayken bile, bize aynı zamanda Türkiye bir fotoğrafı sunan yarı-magazinel tartışma gündemi yarattı. Korkan da oldu, tepki gösteren de merak eden de. Ancak dizinin gösterime girdiği andan itibaren taraflı tarafsız beğenilerin odağı haline geldiğini söylemek gerekir. Tabii ki eleştirilerin de.

Her kesimden vicdanlı okuyucu hakkını teslim etti dizinin. Argo, küfür ve cinsellik tekelindeki reyting yarışına çelme takan bir hikâye ile karşılaştı izleyici. Bunda bir platform dizisi olarak, televizyon dizilerinin yapmacıklığı ve hayattan kopukluğuna özgün bir alternatif olarak ortaya çıkmasının payı da var. Dizide yer yer ironi ile birleşen kara mizah, ölüm teması etrafında her gün deneyimlediğimiz dünya kaygısını tüm çelişkileriyle ortaya çıkarıyor. Ölümün kendi hakikatinden kopartılarak, salt dünya düzlemine çekilip, nasıl eğlencevari bir niteliğe dönüştürüldüğü, veciz bir şekilde ekranlara yansıdı.

Dizinin, bir TRT platformu olan Tabii'de yayınlanmasından tutun senaristinin Sümeyye isimli bir kadın olmasına, Ahmet Kural gibi tırnak içinde seküler mahalleden dışlanmış bir ismin başrolde olmasından iktidar dizisi yakıştırmasına kadar elitist bir şımarıklıkla ve klişe algılarla beslenen önyargılar, Türkiye’nin kamburu niteliğindeki fobik algıları da bir kez daha gözler önüne serdi.

Olan-biten biraz da kültür-sanatın ticari icrasıyla kültürel çölleşmeye yol açanların, kültürel iktidarın sahibi oldukları vehmine kapılmışken bir şok dalga serisiyle karşılaşmasıydı. Ölüm yalnızca bu iktidarın ya da TRT'nin değil elbette, herkesin gerçeği! Son olarak Arabeskin dizide nostaljiden öte yıkılmadım ayaktayım der gibi konumlandığının da altını çizmek gerekir. Daha derinlikli tartışmaları film eleştirmenlerine bırakıp, Kul Himmet’e kulak vererek bitirelim:

İşte geldim işte gittim

Yaz çiçeği gibi bittim

Şu dünyada neler ettim

Ömürcüğüm geldi geçti

*

Çağırdılar imam geldi

Her biri bir işe yeldi

Azrâil pençesin saldı

Can kafesten uçtu gitti

*

İşte geldi yuyucular,

Tenime su koyucular,

Kefenim elinde hoca

Kefenciğim biçti gitti

*

İlettiler mezarıma

Sığındım Ganî Kerîm’e

Toprak attılar serime

Gözüm yaşı taştı gitti

*

İmam telkine başladı

Bir sevapçık iş işledi

Komşular bizi boşladı

Geri dönüp kaçtı gitti

*

Kabrime bir melek geldi

Bana bir sualcik sordu

Hışm ile bir topuz vurdu

Tebdilciğim şaştı gitti

....

Sağlıcakla kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber 7

Yorumlar20

  • M.A.Bayrak 3 gün önce Şikayet Et
    Sayın hocam gassal filmini izleyerek gerçek hissi bizede yansıttığınızı okudum.her zaman ki farklı bir bakış açısıyla teşekkür ederim.nacizhane fikrim böyle yapıtların çoğalması lazım çünkü yıllarca haya edep sevgi saygı olmayan programları çok izlettiler.
    Cevapla
  • Ercan 3 gün önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı olmuş .kalemine sağlık. Dizi de çok güzel.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Mustafa 3 gün önce Şikayet Et
    Gassal en ince ayrıntısına kadar hakikaten ölümün olduğunu bize anlatıyor fakat insanoğlu (arsız) dakikalar içinde dünya telaşına ve kötülük yapmaya devam ediyoruz kimse zahmet çekmeden rahmet görmez hocam iyi olmak insan nefsine ağır geliyor.ellerinize sağlık.
    Cevapla
  • Ali 3 gün önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Tuncay HACIOĞLU 4 gün önce Şikayet Et
    hakikat güzeldir.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat