Aşağıdakiler ifadeler, Netflix Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Pelin Mavili’ye ait:

“Çok sesli ve çok net olarak bir şey söylemek isterim, Ne Türkiye'de ne de global Netflix'te herhangi bir içeriğin alınması, alınmaması, yapılması, yapılmaması yönünde bir lobi baskısı söz konusu değil. Her kim Netflix'e tıklayıp ekrana bakıyorsa kendini orada görebilsin istiyoruz. Herkesin yansıyabileceği bir ekran olmak istiyoruz. Toplumun tüm kesimlerinde, dünyanın tüm ülkelerinde, tüm sesleri, tüm renkleri bulabilsin istiyoruz, 'Benim hikâyem de burada anlatılıyor.' desin istiyoruz. Bizim ekranımızda çok çeşitli şeyler görüyorsunuzdur ama bu bir baskı veya lobi sebebiyle değil herkesin kendini bulduğu bir ekran olabilmek amacıyla."

Pelin Mavili, bunu TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nun, Netflix Türkiye yetkililerini dinlediği bir toplantıda söylüyor. Komisyonun Netflix'in lgbt+ ve cinsiyetsizleştirme propagandası yaptığına dair iddialarına yanıt olarak… Netflix, Disney+ gibi isteğe bağlı yayıncılık platformları, bu iki iddia ile ilgili olarak, süregelen bir tartışmanın odağında. Netice: laf kalabalığı.

Mavili’nin yanıtına biz kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler diyoruz. Hem hedef kitleyi (milleti) doğrudan karşısına almamak (evet! lgbt+ ve cinsiyetsizleştirme propagandası yaptık, yapıyoruz ve yapacağız dememek) hem de Netflix’in bu konudaki politikasıyla çelişmemek için orta yol bulmaya çalışmış Mavili. Ama savunması çok zayıf. Mesela Haber7 okurları Netflix'e tıklayıp ekrana baktığında kendini orada görebiliyor mu? Müslümanlar Netflix ekranına baktıklarında kendilerini görebiliyorlar mı? Aileyi ve nesli ifsat eden programlar, “tüm sesler” veya “tüm renkler” şeklinde estetize edilebilir mi?

Bu platformlardaki temsillerinden hareketle; kendi yaşamına ilişkin söz sahibi olmayan, terör destekçisi veya terörist, etrafındaki hiç kimseye gülümseyemeyen, saldırgan, ailesinden habersiz bir şey yapamayan, eğitimsiz, cahil bireyler olarak Müslüman kadınlar da bu “sesler” ve “renklere” dâhil mi? Ya da bedevilik, zavallılık ve yoksulluktan başa bir şeyle anılmayan Müslüman temsilleri? Müslüman varoluşa ilişkin her türden görünümü seküler yaşam tarzına bir tehdit olarak gören islamofobik anlatılar?

Mavili keşke şunları da söyleseydi! Aileyi tehdit eden sadece “lgbt+ ve cinsiyetsizleştirme” propagandası mı? Neden sadece bu iki başlığa indirgeyerek diğer faktörleri göz ardı ediyorsunuz? Medyada, televizyonlarda yayınlanan ve işi canlı yayında müstehcen görüntü izletmeye kadar götüren programlar, diziler aileyi tehdit etmiyor mu? Tek suçlu biz miyiz? Hepimiz orada değil miyiz? Aileyi ifsat etmek için bizim dışardan uğraştığımız kadar siz de içerden uğraşmıyor musunuz? Bir dakika! Ayrımcılık yapılıyor!

Aşağıdaki ifadeler ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın "Ailemiz Geleceğimiz" temasıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı'nda yaptığı konuşmadan:

"Annelik ve babalık itibarsızlaştırılıyor, aile bağları zayıflıyor. Cinsiyetsizleştirmeyi dayatan küresel ve sistematik bir saldırı gerçekleşiyor. Zararlı akım ve alışkanlıklar, çocuklarımız başta olmak üzere tüm aile bireylerini olumsuz etkiliyor. Tüm bunların sonucu olarak, ülkemizin geleceğini tehdit eden ciddi bir demografik dönüşüm süreci yaşanıyor. Bu meydan okumaların olumsuz etkilerine karşı aile kurumunu korumak bizler için her zamankinden daha büyük bir sorumluluktur.”

BAKANLIK,

Bu tür isteğe bağlı yayıncılık platformlarında kaç program var?

Bunların kaçı lgbt+ veya cinsiyetsizleştirme propagandası içeriyor?

Kaç tanesi aileyi tehdit eden, fakat elma şekeri görünümlü diğer zararlı unsurları içermekte?

Televizyon başta olmak üzere diğer medya organlarında aile ve temsil ettiği her şey için en az lgbt+ veya cinsiyetsizleştirme propagandası kadar tehlike arz eden ne tür programlar var ve bunların izlenme oranları nedir? BİLİYOR MU?

Bakalım, aile yılı ilân edilen 2025’te hangi tedbirler alınacak? En azından, taklit ve tağşiş yapılan gıda listeleri gibi aileyi, kültür ve medeniyet değerlerimizi yozlaştırıcı içerik barındıran programların listesini yayınlamak gibi bir adım atılacak mı? Sorumluluğu izleyiciye yüklüyoruz madem, pusulasını da verelim!

Sağlıcakla kalın,

Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber 7