Uyuşturucu, kumar, çeteleşme, darbe aparatlığı… Sırada ne var?
- GİRİŞ31.01.2025 08:30
- GÜNCELLEME31.01.2025 08:30
Sanat, sanatçı; günümüz Türkiye’sinde anlamı erozyona uğratılarak siyasal-ekonomik rant aracı haline getirilen terimlerden biri. Nedir, kime denir? ''Efendiler… Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat sanatçı olamazsınız'' sözü ülkemizde tersine işletiliyor.
İstisnalar dışında, büyük çoğunluğun kısa yoldan voleyi vurma aracı ve bunun için her yol mübah! Kolay yoldan zengin, popüler ve ünlü olmanın düşlendiği bu dünyada “köşeyi dönmek” ancak kurnazlara, bazen de şanslılara kısmet oluyor.
Popülerlik “en çok tercih edilen” demekse eğer soytarılık, taklit, soft-porno, modern-şaklabanlık, ses ve beden ticareti bu sistemin popülerleri. Takdiri halk verir söylemi, niteliksizliğe, niceliksel meşruluk yaratma çabası. Yani en çok tercih edilenlerdenseniz, otomatik olarak iyi, güzel ve nitelikli oluyorsunuz.
Bunlardan bazılarının ünlü oluncaya kadar anası ağlıyor. Bazıları ise ünlü olduktan sonra kabuğunu beğenmeyerek (kendilerini ünlü yapan eski imajlarını unutturmak için) entel sulara yelken açmaya çalışıyor; yönetmen, senarist, yapımcı kılığına giriyor. Yine de uyaranlarla karşılaşınca da "bu ağaçlardan ne güzel kasnak olur" demekten kendini alamıyor.
Enerjilerinin çoğunu, sanatçı muhalif olur dayatmasıyla, sözde iktidar, özde Türkiye muhalifliği arasında gidip gelmeye harcamaktalar. Kadın sömürüsü, önlerine çıkan ilk dolmuşa binerek el salladıkları Atatürkçülük, Stalin demokrasisi, öykünme, ya da yeni kabuğunu parlatma çabaları mesailerinin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Bir taraftan da bunları nasıl paraya dönüştüreceklerinin hesabını yapıyorlar. Nasreddin Hoca'nın meşhur sözüyle parayı veren herkes bunları rahatlıkla çalabilmekte.
Genelde aile meseleleri, trajik aşk+ hayatları, uyuşturucu, kumar, yasadışı bahis ve muhteşem servetleriyle gündeme gelirlerken, son zamanlarda medyaya yansıyanlar meselenin sadece magazinden ibaret olmadığını gösteriyor.
Tekelleşme, çeteleşme, papağan siyaseti, kaos aparatlığı, ödül avcılığı/zorbalığı ve ötekileştirme, bizimkilerin Hollywood'taki idolleriyle arayı kapatmak üzere olduğunu gösteriyor. Darbe yoluyla demokrasi getirme ironik deneyimine özlem duyanlara ne demeli? Geriye bir tek cinsel istismar, pedofili ve insan kaçakçılığı kaldı.
Başka olur bizimkilerin kültürel iktidarı!
Bir de bunların yeni yetme, görgüsüz, maalesef çocuklarımızı ve gençlerimizi esir almış bulunan sosyal medya versiyonları var: Fenomenler. Bakalım oralardan ne çıkacak? Hep birlikte milletin sırtından doyanlar güruhunun önemli bir kesitini oluşturuyorlar. Karşılığını da insanları zehirleyerek ödüyorlar. Bunların popülerleşmesine katkı sunan bizler, vebaline de ortak mıyız? Onu ALO 190’a sormak lazım.
Ya da hepsi sanatçı ve hepsi yanlış anlaşıldı!
Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber 7
Yorumlar1