CHP'de liderlik sorunu
- GİRİŞ07.11.2024 09:15
- GÜNCELLEME08.11.2024 09:12
Kasım 2023’de yapılan 38. CHP Olağan Kurultayında Özel-İmamoğlu ikilisinin işbirliği sonucunda Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıldır oturduğu genel başkanlık koltuğunu Özgür Özel’e kaptırdı.
O tarihten beri ne yeni Genel Başkan Özgür Özel oturduğu koltuğu tam olarak doldurabildi, liderliğini ortaya koyabildi ne de eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu yeni ofisine alışabildi.
Bu ikilinin arasındaki rekabet yetmiyormuş gibi 31 Mart 2024 tarihinde yapılan ve CHP’nin birinci parti olarak çıktığı yerel seçimlerden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Mansur Yavaş zaman kaybetmeden 2028’in cumhurbaşkanlığı seçimi için hesap yapmaya koyuldular.
Adı geçen CHP’li dört siyasi aktör arasında öyle bir denklem ortaya çıktı ki, aralarında yaşanan açık ve örtülü rekabetten partiyi kimin yönettiği bile belli olmuyor.
Açık ve seçik belli olan tek şey CHP’nin ciddi bir liderlik sorunu yaşadığıdır.
Şunu baştan söyleyelim; elbette CHP’nin kurultayda delegeler tarafından seçilmiş bir genel başkanı var. Ama bir partide genel başkan olmakla lider olmak aynı şeyleri ifade etmiyor.
Birilerinin lojistik desteğiyle genel başkan olabilirsiniz. Yapılan kurultayda gizli açık koalisyonlarla genel başkanlık koltuğuna oturabilirsiniz. Fakat tüm bunlara rağmen lider olamayabilirsiniz.
Hatta bırakın lider olmayı, genel başkanlık koltuğuna otururken size verilen desteğin amacı ve mahiyeti sizi her gün ve önemli kritik karar ve dönemeçlerde perişan edebilir.
Kasım 2023’ten beri CHP’de yaşananlara baktığınızda ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
- CHP’de bir Elected!(Seçilmiş) Genel Başkan Özgür Özel var.
- Genel başkanlık koltuğunu kaybettiğini kabul edemeyen ve gözü ve eli CHP içinde olan bir eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu var.
- Belediye başkanlığı koltuğunda otursa da “Parti benim. Mekânın sahibi benim. Benim sayemde genel başkan oldunuz. Uzatmayın, 2028’de yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin cumhurbaşkanı adayının ben olduğumu açıklayın” tarzı tavırlar içinde olan İmamoğlu var.
- “Beni hafife almayın. 31 Mart Yerel Seçimlerinde en yüksek oyu ben aldım. Cumhurbaşkanlığı adaylığında yarışa varım. Beni göz ardı ederseniz kendime yeni bir yol seçerim” tarzı açıklamalar yapan ve tavırlar içinde olan Yavaş var.
CHP söz konusu bu siyasi aktörler arasındaki rekabetle uğraşıyor. Bu yüzden bir türlü halkın gündemi bunların gündemi olamıyor. Yakın çevremizde nelerin olduğu. Dünyanın nereye gittiği. Türkiye’nin var olan ve muhtemel meydan okumalara nasıl cevap vermesi gerektiği bunların gündeminde yer bulamıyor.
Bunların derdi ne Türkiye ne de Türkiye’nin geleceği. Düşündükleri tek şey CHP markasının kimin elinde olacağı. Aralarındaki rekabetin ana gayesi CHP markasına katkı sağlamak değil, markadan faydalanmak olduğu rahatlıkla görülebiliyor.
Parti içi rekabete kilitlendiklerinden dolayı ülkede ve etrafta olanları görmelerini beklemeyin, hayal kırıklığı yaşarsınız.
Elected Genel Başkan Özel, aradan yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen partide etkinliğini ortaya koyup liderliğini hissettiremedi. Aldığı her karar partisinden ve CHP destekçisi yazar çizer takımından tam destek bulamadığı gibi ciddi eleştiriler aldı.
“Normalleşme” adımı örneğinde olduğu gibi attığı her adım sorulandı ve şüpheyle karşılandı.
Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı”! olan belediye başkanlarının baskısından bir türlü kendini rahat hissedemedi. Yakın zamanda bu durumdan sıyrılmasının da kolay olmayacağı anlaşılıyor.
Böyle bir partide nasıl liderlik sorunu yaşanmasın?
Seçilmiş genel başkan var ama otoritesi kendi örgütü tarafından sorgulanıyor, adımları şüpheyle karşılanıyor.
Lojistiğe sahip belediye başkanı hem lojistik elimde olsun hem de genel merkezi kontrol edeyim diyor. Parti benim etrafımda dönsün havasında.
En yüksek oy oranını elinde bulunduran belediye başkanı, partisinin DEM ile ilişkisini Altı Ok üzerinden sorgulayarak ve milliyetçi geçmişini hatırlayarak kendisine yeni bir yol çizmeye çalışıyor.
Dethroned! (tahttan kovulmuş) genel başkan ise partiden bir türlü elini çekmiyor.
Böyle bir partide nasıl liderlik sorunu olmasın!
CHP’liler boşuna dememiş “CHP’yi yönetmek Türkiye’yi yönetmekten zor” diye…
Prof. Dr. Mehmet Şahin / Haber7
Yorumlar38