Ahmed Şara ile Ferhad Abdi Şahin arasında imzalanan anlaşmanın anlamı

  • GİRİŞ11.03.2025 08:35
  • GÜNCELLEME12.03.2025 08:45

Yaklaşık bir haftadır Suriye’nin kıyı kentleri Lazkiye ve Tartus’dan gelen çatışma haberleri “Acaba Suriye yeniden bir iç savaşa mı sürükleniyor? Suriye’nin bütünlüğü korunamayacak mı?” gibi soruların gündeme gelmesine neden olmuştu.

Söz konusu çatışma haberlerinden dolayı Suriye ve bölge hakkında karamsar tabloların gündeme getirildiği, felaket senaryolarının tartışıldığı bir zamanda Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile SDG’nin başı Ferhat Abdi Şahin arasında Suriye’nin bütünlüğünü önceleyen ve SDG’nin Suriye ordusuna katılımının önünü açan sekiz maddelik anlaşmanın haberi geldi.

Peki anlaşma ne anlama gelmektedir?

Anladığımızı maddeler halinde yazalım;

Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen ve bazı devletlerden destek bulan ayrılıkçı yapı çökmüş oldu.

Türkiye tarafından başlatılan “Terörsüz Türkiye” girişiminin aynı zamanda “Terörsüz Bölge” anlamına geldiği görüldü.

Suriye’nin bütünlüğünün önündeki en önemli silahlı ve destek bulan örgütsel yapı “Yeni Suriye”nin parçası olmayı kabul etmiş oldu. Birliğin ve bütünlüğün önündeki en büyük engel aşılmış oldu.

Öcalan’ın “…kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” açıklamasının PYD/YPG/SDG’yi de kapsadığı anlaşılmış oldu.

Türkiye’nin yapıcı gücünün bölgesel etkilerinin sonuçlarından birine daha şahit olduk.

İran ve İsrail’in yıkıcı, düzen bozucu, karıştırıcı, fitne tohumları ekici ve zehirleyici girişimleri büyük darbe almış oldu. Suriye’de yönetim değişikliğinden sonra ikinci büyük kayıplarını yaşamış oldular.

Bölgeyi ciddi şekilde etkileyen ve DEAŞ bahanesiyle devreye sokulan yıkıcı ve bölücü siyasal strateji tersine dönmüş oldu. DEAŞ bahanesi büyük oranda ortadan kalkmış oldu.

Suriye’de oluşturulmaya çalışılan “Lübnanlaşma” projesi büyük darbe yemiş oldu. Bu durum anlaşmanın birinci maddesinde “Tüm Suriyelilerin temsilde ve siyasi sürece katılımda haklarının güvence altına alınması ve devlet kurumlarının ehliyet ve liyakat esasına göre inşa edilmesi; dini ve etnik kökenlerinden bağımsız olarak” denilerek ülkenin kurumları Lübnan’da olduğu gibi mezhebi/dini ve etnik yapılara göre belirlenmeyeceği vurgulanıyor.

Anlaşmanın dördüncü maddesinde “Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye devleti yönetimine entegre edilmesi” ve yedinci maddesinde “Bölünme çağrılarının, nefret söylemlerinin ve Suriye toplumunun tüm bileşenleri arasında fitne çıkarmaya yönelik girişimlerin reddedilmesi” ifadeleriyle Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana sıkça dile getirilen “Federasyon” ve “Özerklik” gibi yapılara geçit verilmeyeceği görülüyor.

Suriye’nin doğal kaynaklarının tüm Suriyeliler için kullanılacağı kabul ediliyor.

Önümüzdeki sürede yazılacak olan yeni anayasanın toplumun her kesimini kapsaması gerektiği vurgulanıyor. Esadlar Yönetiminde kimlik dahi verilmeyen Kürtlerin hakları anayasal korumaya alınacağı vurgulanıyor. Bu durum anlaşmanın ikinci maddesinde “Kürt toplumunun Suriye devletinde asli bir toplum olarak kabul edilmesi ve Suriye devletinin vatandaşlık hakkı ile anayasal haklarını güvence altına alması” şeklinde ifade ediliyor.

Bardağın dolu tarafından bakmakta yarar vardır. Sürekli çatışma, ayrışma, saldırı ve katliam haberlerin geldiği bir bölgede ve zamanda bütünlüğü sağlayıcı, çatışmayı bitirici ve vekalet savaşlarının önünü alıcı bir anlaşma haberinin gelmesi susuz kalmış çöle/toprağa su vermek gibidir. Oluşacak olumlu gelişmelerden sadece Suriye değil bölge devletleri ve toplumları da faydalanacaktır, düzen bozucular ve kandan beslenenler hariç.

Şimdi maddelerde yazılanları uygulamada görme zamanı.

Bekleyip göreceğiz…

Yorumlar18

  • Ülkü 4 gün önce Şikayet Et
    Artık gözler sahada! Anlaşmanın uygulamaya geçmesi en kritik nokta.
    Cevapla
  • Çiğdem 4 gün önce Şikayet Et
    Bölgede kandan beslenenler kaybedecek, halklar kazanacak!
    Cevapla
  • Kabil 4 gün önce Şikayet Et
    Bekleyip göreceğiz ama artık umut var!
    Cevapla
  • Habil 4 gün önce Şikayet Et
    Ypg pkkydi bizde adını sdg yaptık, diyen ABD'li subay, bu seferde, sdgye Türkiye izin vermiyordu biz de hükümete entegre ettik demez inşallah. Pkkliler olduğu gibi kalıp, sadece görünürde hükümete bağlanırsa, bir de resmiyet kazanmış olacak. Kuzeye yeni Suriye hükümetinden asker geçmezse, aynı ABDnin kuzey ırak oyunu gibi olur ki, görünüş de ona benziyor. K.ırak da sözde hükümete bağlı.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Güvenmiyorum 4 gün önce Şikayet Et
    SDG nin durumunu sanki Suriye ordusuna fetöcü gibi bir ajanlık olarak ABD ve İsrailin bir oyunu olduğunuda düşünüyorum umarım haksız çıkarım
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat