Algı mı, olgu mu?

  • GİRİŞ24.03.2025 09:02
  • GÜNCELLEME25.03.2025 08:44

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ında içinde olduğu onlarca kişinin ciddi suçlamamalarla önce göz altına alınması ve ifadeleri alındıktan sonra çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmaları üzerine yaşanan gelişmeler “algı ve olgu” meselesi üzerinde önemle durulmasını gerektirmektedir.

Göz altına alınıp tutuklananların suçlandığı konular suçlardır;

Suç örgütü yöneticisi olmak,

Suç örgütüne üye olmak,

İrtikap,

Rüşvet,

Nitelikli dolandırıcılık,

Kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek,

İhaleye fesat karıştırmak,

PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek,

Şehrü’l Emin olarak bilinen belediye başkanının da içinde olduğu kişiler hakkında mezkur suçlar ileri sürüldüğünde başta ilgililer olmak üzere herkesin “Neler oluyor?” diye ilgisini çekmesi gerekirken, başta belediye başkanının parti lideri olmak üzere parti mensupları, destekleyen yazar çizer takımı ve etrafında toplananlar doğrudan olguyu bırakıp algının peşinde koşmayı tercih ettiler.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı suçlularla ilgili yenilir yutulur türden olmayan iddialarını MASAK raporları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu, Vergi denetim raporu, tapu kayıtları, HTS ve baz çakışmaları ve tanık ifadelerine dayandırmasına rağmen, suçlanan kişiler ve onların siyasi ve yeminli ve gönüllü destekçileri algıyı olgunun önüne koyma gayretinde oldular.

Maddi deliller yanında, şikayet edenin ifade verenin ve ilgili suçlarla alakalı tanıklık yapanların aynı partiden olmaları ve bir kısmının birlikte mesai yapmaları dahi algı peşinde koşanları durduramadı.

Başsavcılık tarafından ileri sürülen suçlamaları yargı sürecinin dışına taşımak için ellerinden geleni yapma gayretinde oldular. Yaşananların yargısal değil, siyasal olduğunu ileri sürerek suçlanan kişileri kamu vicdanında aklamamaya çalıştılar.

Algıyı öne sürerek olguyu örtmeye, kendi mecrasında ilerleyen yargısal süreci ise siyasal alana taşımaya çalıştılar.

Suçlamalarla hiç ilgilenmediler, dosyaların içeriğinde ne var ne yok umurlarında olmadı. İçeriği ve suçlamaların mahiyetini ilk andan itibaren göz ardı ettiler ve doğrudan algının peşine düştüler.

Yargısal süreci bir iktidar mücadelesine dönüştürmek istediler. Ne de olsa Post-Truth (Gerçeklik Ötesi) bir çağda yaşıyoruz değil mi? Ne önemi var hakikatin! Yalanlar gerçekmiş gibi sunulur ve kitleler söz konusu büyük yalanların peşine düşerler. Kişisel çıkarlar ve duygular gerçekliğin önüne geçer ve onları rahatlıkla perdeler.

Son yaşanalar bize aynen bunları hatırlattı. Suçlananlar, onların siyasi ve siyasi olmayan destekçileri dosya içeriklerini bir tarafa bırakarak doğrudan algıya sarıldılar ve süreci siyasi ve algısal alana çıkmaya çalıştılar.

Bu uğurda kimi miting düzenledi, kimi düzenlenen bu mitinglere katıldı.

Kimi toplu olarak bildiriler yayınladılar, kimi iletişim araçları üzerinden yaşananları olması gereken yasal mecrasının dışına çıkarmaya çalıştı.

Kimi ise aynı parti içinde rakipleri ile yaşadığı yarışta öne çıkmaya çalıştı, çirkin gözükse de alanda olmaktan ve inandırıcı olmayan konuşma yapmaktan geri durmadı.

Bir parti mensubunun da açıkladığı gibi, suçlamalardan kurtulmak için siyasi bir kılıfın peşine düştüler. Yargısal haklılık değil, siyasal koruma sağlamak için algı sürecini devreye soktular. Bu uğurda suçlamalarla ilgisi olmayan kişi ve odakları hedefe koydular.

Başsavcılık tarafından ileri sürülen suçlamaların birinin bile gerçek olmasının vahameti ortadayken, olguyu algıya boğdurmaya çalıştılar.

Algının öncüleri parti seçmenini ve destekçilerini yanlış yönlendirmek ve onları belli yere kanalize etmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktan geri durmadılar.

Algı peşinde koşanlar belli amaçlarına ulaşmak için mesafe almış olabilirler ama iddianame ortay çıktığında ve yargılama süreci başladığında algı mı, olgu mu daha güçlü sorusunun cevabının ne olacağı daha önemli hale gelecektir.

Biz olgu peşinde olalım, birileri algı peşinde olsa da.

Hakikat her zaman kendi hükmünü ortaya koyacaktır…

Prof. Dr. Mehmet Şahin- Haber7

Yorumlar13

  • vatandas 3 hafta önce Şikayet Et
    Mehmet Şahin toplumsal ve siyasal algı ile olgu arasındaki farkı derinlemesine irdeleyerek, adaletin ve gerçekliğin önemine vurgu yapmaktadır, olaylara objektif bir bakış açısıyla yaklaşarak, doğruyu savunmanın ve hukukun üstünlüğünü korumanın gerekliliğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mustafa 4 hafta önce Şikayet Et
    "Biz hakkı bayılın tepesine indiririz,batıl paramparça oluverir." Batıl köpük gibidir,köpük gider,hakikat kslır. Gerisl palavvra!,
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • cem 4 hafta önce Şikayet Et
    bu yapılanları, artık tekrar tekrar kamera görüntülerini izletseniz bile biraz beynini çalıştıran insanlara kabül ettiremezsiniz.bu şekilde muhafazakarlık olmaz kusura bakmayın.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ben de haklıyım 4 hafta önce Şikayet Et
    Chplilerin eleştirilecek çok yönleri var ancak bir özelliklerini çok beğeniyorum: her ne kadar başkalarına tersini pazarlamaya çalışsalar da, kendi adamlarını asla yarı yolda bırakmıyorlar. Alenen haksız da olsa, yolsuzluk da yapsa, beceriksiz de olsa destekleri hiç kesilmiyor.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Cihad 3 hafta önce Şikayet Et
    Millete koyun diyen koyun sürüsü neylersin....
  • FATİH 4 hafta önce Şikayet Et
    hizmet yok algı çok
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat