2010’da TBMM 6191 sayılı yasayı çıkararak 1500’ün üzerinde olan Yüksek Askeri Şura yolu ile re’sen emekli edilen subay, astsubaylara haklarını büyük ölçüde verdi. Emeği geçen bütün siyasi kadrolara minnet ve şükran borçluyuz.

Diğer tarafta 1960’dan başlayarak Anadolu çocuklarının önünü kesen ‘tasfiye’ ve militarist kadrolaşma o kadar derin şekilde devam etti ve ediyor ki, 17 yaşındaki askeri öğrenci adaylarının yüzlerce dilekçesi TBMM’ye ulaştı ve incelemeler devam ediyor.

Aşağıda adı geçen web sayfasını okuduğunuzda zulüm döneminin bitmediğini ve içe kanayarak devam ettiğni göreceksiniz. http://www.magduraskeriogrenciler.org/ bu web sayfasında görüleceği gibi mazlumların ahı arşa yükselmeye devam ediyor.

Vatan gazetesinin 30 Nisan 2012 tarihli haberine göre “2011 yılında askeri liselerden Harp Okulu’na 328 kişinin katıldığı, bunlardan Ankara’dan 48, İzmir’den 64 olmak üzere toplam 112 öğrencinin ayrıldığı öğrenildi. Harp Okullarına sivil kaynaktan katılan toplam 818 öğrenci içerisinden Ankara’dan 67, İzmir’den ise 75 olmak üzere toplam 142 öğrencinin ayrıldığı belirtildi. Bu yıl genel ayrılanların toplamı ise böylece 254 öğrenci oldu.”

“Şok mangası ve kızgın asfaltta şınav, Levent İçgen / VATAN ANKARA” haberine göre askeri okullarda ‘uykusuz nöbet’, ‘ayı yürüyüşü’, ‘şok mangası’ , ‘kızgın asfaltta şınav’ gibi muamelelere maruz kalıp ayrımcılığa uğradıklarını iddia eden öğrencilerin başvurusu üzerine TBMM’nin tayin ettiği bilirkişi raporunu hazırladı. TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde askeri okullarda “ayrımcılığa uğradıklarını” ve “haksız olarak ilişiklerinin kesildiğini” iddia eden Harp Okulu ve Astsubay Okulu öğrencileriyle ilgili kurulan alt komisyon tarafından tayin edilen biri sosyolog diğeri psikolog iki bilirkişi yaptığı incelemelerin ardından raporunu tamamladı. VATAN’ın edindiği bilgilere göre bilirkişilerin raporlarında, Harp Okullarındaki iddialarla ilgili kesin kanıt tespit edemediklerini belirttikleri, ancak yüzlerce şikayetin gerçekleşmesinin kurumda yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu gösterdiğini belirtti. Harp Okulu öğrencilerinin okuldan ayrılmaları durumunda karşı karşıya kaldıkları tazminat yükünün öğrenci ve ailelerin psikolojisini bozan bir unsur olarak gösterilen raporda, tazminat yüküyle ilgili bir çalışma yapılması gerektiği vurgulandı. Bilirkişiler ayrıca Harp Okulu’ndaki iddialarla ilgili okul yönetimlerinin bağımsız bir denetleme mekanizması kurmaları gerektiğini ancak bu şekilde iddiaların önüne geçebileceklerini belirtti”

Askeri liseler sivil liseden gelen öğrencilere göre neden daha fazla oranda askerlikten ayrılıyorlar? Askeri Liseler neden öğrencilerine kurumsal sadakat öğretemiyor?

Bugün TSK’da ortaçağ uygulamalarının olduğuna dair belirtiler TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda incelenedursun 28 Şubat 1997’nin soğuk günlerinde kapı dışarı konulan öğrencilerin hakları ne olacak?

Aynı dönem sudan bahanelerle tasfiye edilen subay astsbaylar ve aileleri boş durmuyorlar çeşitli dernekler kurdular “Re’sen emekli” kararname mağdurları da sivil toplum çalışmaları yapıyorlar ve demokratik haklarını almaya çalışıyorlar.

Aynı dönemde bağımsız olmayan güya ‘askeri yargı yolu açık’ olarak mahkum ettiği kararname mağdurlarının durumu ne olacak? Askeri yargıya güvenmediği için hiç başvurmayan yüzlerce subay astsubay var.

Genelkurmay Başkanımız şu anda sivil otoritenin emrinde gözüküyor ancak anayasa değişikliği çalışmaları devam ederken Sayın Necdet Özel bizim anayasa değişiklik çalışmamız yoktur diyebiliyor.

YAŞ mağdurlarının yasası çıkarken onlara pasaport ve silah taşıma hakları vermemek için bire bir mücadele eden askeri bürokrasi acaba neden anayasadaki militarist izlerden kurtulmak istemiyor?

Bu bile askeri vesayetin bitmediğini sadece uykuya yattığının bir kanıtıdır. Harp Okullarına iyi insanların girmesi gerekiyor ancak iyi insanlar iyiye rağbetin olduğu yere gelirler. Subay adayına adam gibi muamele yapmayan kadrolara dikkati çekmemiz gerekiyor.