Bir çemberin merkezinden geçen ve çemberi iki eşit parçaya bölen doğru çizgisine çap denir.

En küçük çemberde de elbette bir çap vardır ama makbul olanı bu değildir.

Çapta, çemberi iki eşit parçaya bölen doğru çizginin övüleni, beğenileni, anlamlı bulunanı uzun olanıdır…

Siyasette de çap önemlidir.

Ufku, kavrayışı, konulara hâkimiyeti, deneyimi, bilgiyi, cesareti, özgüveni, saygınlığı, başarıyı, ülke ve dünya sorunlarına yaklaşımı, karizmayı, kısacası kapsama alanını ifade eder…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM 79. Genel Kurul Toplantısına gitti.

Bu toplantılara 14. Kez katılıyor.

Bir nevi BM Genel Kurul Toplantılarına katılma rekorunu elinde tutan lider.

Ancak daha önemlisi, BM Kürsüsünden ‘akıntıya karşı’ konuşabilen bir lider…

Daha önce ‘Dünya beşten büyüktür’ demişti.

Geçen zaman içinde bu çıkışın neredeyse ‘Beş’ de dahil tüm ülkelerce benimsendiği görüldü…

Ama en çok da kurulan düzenin amacından çok uzaklarda olduğu acı deneyimlerle ortaya çıktı…

Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı sonrası barışı kalıcı kılmak için Cemiyeti Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulmuştu. Ama işe yaramadı. İkinci Dünya Savaşı çıktı.

İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcılığı sonrası yine barışı kalıcı kılmak, insanlığı savaşlardan uzak tutmak için yine bir kurumsal yapı olarak Birleşmiş Milletler kuruldu. Yetmedi, uluslararası hukuk, kurumlar ve kurallar manzumesi oluşturuldu.

Mamafih, irili ufaklı pek çok çatışma, savaş, anlaşmazlık gösterdi ki, amaç dünya barışı değil…

BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin çıkarları öncelikli olmak üzere, onların birbiri ile çatışmasını önleyecek bir sistem…

Dünyanın geri kalanı ise Beş’in inisiyatifi ile ancak barış içinde yaşayabilir…

Buna rağmen, Beş’i ilgilendirmediği sürece veya Beş’in çıkarları doğrultusunda dünyanın her yerinde savaş, çatışma olabilir…

Nitekim özellikle son bir yıla yaklaşan süre içinde İsrail’in Gazze’de, Batı Şeria’da soykırıma dönüşen saldırganlığı gösterdi ki, ölenler Müslüman olduğu sürece, uluslararası kurumların ve kuralların önemi yok…

Ukrayna -Rusya savaşı gösterdi ki, Batı’nın ve Amerika’nın çıkarları söz konusu ise ölenler isterse Hristiyan olsun…

Tam da böyle bir iklimde, Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha ve tüm ateş çemberi içindeki bölgeleri, halkları tek tek sayarak, Birleşmiş Milletler’e, uluslararası kurumlara görevlerini hatırlatıyor… Uluslararası kurallara, kodlara dikkat çekiyor…

İnsanlığın gittiği yeri işaret ediyor, tarihe not düşüyor…

Barışın yolunu gösteriyor.

Dünyanın herhangi bir yerinde yangın varsa, söndürülmeden kimsenin güvende olmayacağına işaret ediyor…

İnsanlığın ölmemesi için yapılması gerekenleri tarihe geçecek şekilde ifade ediyor…

Beş’e ikiyüzlülüklerini açıkça söylüyor.

Çözümü de gösteriyor…

Somutlaştırıyor önerilerini…

Dünya bu konuşmaya odaklanıyor ve BM Genel Kurulu bu muhteşem konuşma ile bir anlam kazanıyor, BM’nin varlık nedeni bu konuşma ile bir kez daha insanlığın gündeminde yer buluyor…

İşte bu konuşmayı yapabilmek çap ister.