Alparslan ayındayız!..

  • GİRİŞ27.08.2024 08:22
  • GÜNCELLEME27.08.2024 08:22

24 Ağustos 1516’da Yavuz Sultan Selim sevk ve idaresindeki ordumuz, Mercidabık Zaferini kazanarak Kahire’ye doğru yoluna devâm edip Mısır’ı fethetmişti.
24 Ağustos 2016’da aynı yerde Fırat Kalkanı Harekâtını yapan Mehmetçik, Suriye’nin kuzeyi ve Kuzey Irak’ta her gün zamana ve mekâna attığı silinmez imzalarla ‘Kızılelma’ya doğru yoluna devam ediyor.

Bu vesileyle üstüne basa basa bir defa daha söylemeliyiz ki “Kızılelma’nın yolu Gazze’den geçer!..” Mehmetçik, ama bugün ama daha sonra bir gün şafaktan evvel, seher serinliğinde bir asır evvel olduğu gibi Mescid-i Aksa’da sabah namazını kılacaktır inancındayız.
 

Mercidabık Zaferiyle Fırat Kalkanı Zaferlerinin sene-i devriyesi olan 24 Ağustos şanlı gününde Pirî Reis Denizaltımızın, Mavi Vatan’la buluşması iftihar edilecek yüksek bir muvaffakiyet, devamının geleceği haberi ise kutlu bir muştudur. Şevkimizi ve samimiyetimizi bozmadan, bozulmadan önümüzdeki 10 yılda göstereceğimiz yüksek gayretler neticesi denizcilik ve hava savunmayla iktisadî kalkınmışlıkta ilk 10 devlet arasına girersek 17’nci asırda kaybettiğimiz sanayi inkılabı zayiatını 21’inci asırda telâfi edip arayı kapatmış oluruz. Savunma sanayiî, denizcilik, ulaşım, sağlık gibi alanlarda kaydettiğimiz büyük hamleler, tarihten kayıp asırlarımızı geri alma anlamına gelir. Şükrümüz noksan kalmasın ki talih, artık, yüzümüze gülmeye başlamıştır. Yeter ki maddî kalkınmada parmak ısırtan başarılara imza atarken ahlâkî çöküntüye düşülmesin. Şükretmenin nîmetleri bereketlendirdiği ilâhi haberdir, aksi de aynen vâriddir.
 

Son çeyrek yüzyılda tarihî şahsiyetlerimiz ve büyük günlerimiz, mânâ ve kıymetleriyle mütenasib bir şekilde anılmaktalar. Böylece büyük bir ayıptan kurtulduk. İstanbul’un Fethi de Anadolu’nun Müslüman Türk Vatanı yapılması da sultan, komutan, paşa, kaptan gibi yüzlerce isim birer birer görünür, hatırlanır oluyor. Köprü, gemi, uzay aracı gibi eserlerimize o mübarek ceddimizin ismini vermekteyiz. Dünya haritacılığının üstadı engin denizlerin kaptanı Pîri Reis son örnektir. Bundan böyle dünyaya ve yarınlara gösterdiğimiz bütün isimler, sağa dön 3 kişi sola dön 4 kişiden ibaret değildir. O bağnazlıktan kurtulmanın ferahlığındayız. Elbette isimleri hâtıra ve kalplere nakşedilecek daha birçok şahsiyetimiz var. Onlardan biri de bu millet uğruna hayatından olmuş Sultan Abdülazîz Handır. Bu Padişah, Tanzimat’tan günümüze dek yaşanan darbeler zincirinin ilk mağdurudur. Fatihteki eski Darüşşafaka Lisesi O’nun eseridir. Bu şiir gibi eserin orta öğretimden çıkarılarak Sultan Abdülaziz Han Üniversitesi yapılmasını daha evvel de teklif etmiştik. Teklifimizi bir defa daha tekrarlıyoruz…

Malazgirt Zaferimizin 953’üncü sene-i devriyesi milletimize mübarek olsun. 953 yıl önce o kutlu askerleriyle beraber Anadolu kapılarını bize açıp bu toprakları ebedî vatan kılan Büyük Selçuklu Hükümdarı Muhammed Alparslan ve O’nun azîz askerlerini rahmetle yâd ediyoruz.

1000’inci seneye yâni 2071 Kızılelma şafağına, Cihân Devleti Türkiye’nin tarih ufkundan yükselmesine yarım asırdan az bir zaman kaldı. Düşman, Endülüs ve Avrupa-i Osmanî misali bizi Anadolu topraklarından da atma niyet ve kinini hiç terk etmediği gibi ahlak cephesinde de gedikler açma sinsiliğini de hiç ihmal etmedi. Su uyur, düşman uyumaz gerçeğini tek saniye unutamayız.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ahlat’taki kabine toplantısından sonra karar ve icraatları, ekrandan milletle paylaşırken şunu düşündük. “İletişim çağında mekânın çok da farkı kalmadı; Hükûmet, her mevsimde bir bölgede toplansa o bölge için çok yönlü katkı sağlanmış olur.”

Şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğiz:

Ahlat, iki günlüğüne fiilen Yazlık Başkentimiz oldu. Böyle olması da hiçbir ziyana yol açmadı. Aksine yöre insanı kendini vatanına daha bir bağlı hissetmiş, bu iki günde muhakkak ki esnafın yüzü gülmüştür. Ehli bilir ki bizim tarihimizde de başka devletlerin tarihinde de yazlık payitaht uygulaması vardır.
 

Alparslan Ayı bahsine gelince:
 

Bu teklifimizi de daha evvel yapmıştık; Batılıların “ağustos” dediği bu aya “Alparslan” dememiz daha bize yakışır. Vefâ göstermiş oluruz. Kanaatimiz o ki bu ay, milletimizi sevmektedir. Sultan Muhammed Alp-Arslan’ın ordumuzun beş katı Bizans kuvvetlerini mağlub ettiği Malazgirt Meydan Muharebesi 26 Ağustos 1071, Mercidabık Zaferi 24 Ağustos 1514, Mohaç Meydan Muharebesi 29 Ağustos 1526, Dumlupınar Meydan Muharebesi 30 Ağustos 1922, Fırat Kalkanı Zaferi 24 Ağustos 2016… Uzun ve zengin tarihimizde ağustos zaferlerimiz, bunlardan ibaret olmayabilir. Bunlardan ibaret olsa bile bu sevimli ayı, yabancılıktan kurtarıp Sultan Alparslan’ın adından ötürü ona “Alparslan” dememiz, bir Roma Sezarını anmaktan çok daha isabetli ve biz evlâdlarına yakışır vefâ olacaktır.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat