Çalışma hayatına yeni anlayış
- GİRİŞ07.12.2024 09:17
- GÜNCELLEME07.12.2024 09:17
Türkiye’de çocuk, ilkokula başladığı ândan itibaren her sabah cebine harçlık konur ve üniversite bitene hatta mezuniyetten iş bulmaya kadar böylece devam eder. Koruyucu aile şefkatimiz böylesine taşkındır. Bundan dolayıdır ki başka devletlerde ailenin, genci çalışmaya zorlamaya dair yaptığı tasarruflar Türk cemiyetinde anlamından uzaklaştırarak değerlendirilir.
Tuhaftır ama yurdumuzda üniversitede okuyan bâzı gençlerle karşılaştığımızda o genç, herhangi bir işte çalışıyorsa bir kusur işliyormuşçasına belli edilmeyen bir mahcubiyet yaşar. Hâlbuki kalkınmış ülkelerdeki her üniversite talebesinin muhakkak bir işte çalıştığını bizzat gördük. O yaştaki öğrencilerin bizde çalışmaları yadırganırken ABD örneğinde olduğu gibi oralarda çalışmamak ayıplanır. Hem yüksek tahsil yapacak, hem ebeveyninden harçlık alacak!.. Bunun kabulü mümkün değildir. Bizde de bir fakülte veya yüksekokulda okuyan gencin çalışması için önünde bir engel yok ama bu alışkanlık toplumuzda aksi yönde yer etmiş.
Yine Amerika misalinde görülen bir çalışma şekli de şudur. Bir insan, herhangi bir iş yeriyle saat başına çalışma mukavelesi yapabiliyor. 09-11, 11-13, 15-17 gibi iş yeriyle mutabık kaldıkları saatlerde o kimse kendisine ve toplum ekonomisine kazanç sağlayabiliyor. Bunu yaparken bir yaş tahdidi olduğunu da görmedik.
Bizde ise emeklinin çalışması teşvik edileceğine çalışmaması yönünde vergiler vs. ile âdeta caydırıcı hâle getirilmiş. Artık yaş ortalaması 80 civarında seyrederken bu yaştan 25-30 yıl önce emeklilik hakkı tanımanın gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Böyle bir yeni düzenleme yapılırsa genç emekli yüz binlerce vatandaşın üretim kabiliyetlerinden istifade edilebilir.
Bunları, bize AK Parti İstişare Toplantısında bazı milletvekillerinin Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’a çok doğru, çok yerinde ve esasında geç kalmış bir teklifte bulunmaları düşündürdü:
Vekiller, Bakan’dan mesâi saatleri haricinde memurlara özel sektörde çalışma hakkı verilmesini istemişler. Bu yol açılırsa birçok memur, ek iş yapabilecek ve hem aile bütçesine ve hem de millî üretim ve gelire katkı sağlayacaktır. Mevcut mevzuatta böyle bir şey yapılması kaçak çalışmaya girmekte ve çalışan o memur, disiplinsizlik yaptığı iddiasıyla cezalandırılmaktadır. Aynı insan, çalışmayıp aynı saatte kahvehanede zar atsa, kâğıt oynasa, at yarışına gitse… veya benzer şekilde zaman öldürse ona kimse bir şey dememektedir.
Sn. vekillerin Sn. Bakan’a yaptıkları bu kısacık teklifin büyük değeri var. Çalışma hayatına bir ışık tutulmuştur. Bu mevzuun partisi, iktidarı-muhalefeti de olmaz. Yukarıdan beri verdiğimiz misallerde olduğu gibi bizde çalışma anlayışının değişmesi için bir anlayış yoklamasına gidilmesi ve memurlara da günlük çalışma saatleri dışında bir işte çalışabilmeleri için lâzım gelen mevzuat tanzimi yapılmalıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu hayırlı fikre öncü olmalıdır. Nihâyetinde isteyen memura bir imkân verilecektir. Mesâiden sonra çalışmak istemeyen hiçbir şekilde zorlamayacaktır. Belki bir sınırlama getirilebilir. Getirilmesi iyi de olur.
İlgili kanun teklifini teşebbüse destek için biz burada yazmış olalım. Bahsettiğimiz imkân da sınırlama da kanun metninde yer almaktadır:
-Türkiye’de devlet memurları, iş yerlerinde günlük kanunen mecburî çalışma saatlerini tamamladıktan sonra isterlerse özel sektörde devlet memuru itibarına zarar vermeyecek bir işte de "ek iş" cümlesinden olarak çalışabilirler. Ek iş çalışma müddeti, ilgili memurun günlük mesâi süresinin yarısını aşamaz.
Milletvekillerinin, bahsi geçen istişâre toplantısında umum emeklilere dair şu tekliflerini de çok yerinde buluyor ve aynen destekliyoruz:
-Emekliye, enflasyon oranına ek olarak seyyanen zam verilmelidir…
Emeklisini mağdur ve mahzun etmeyen, onlara insanca yaşama hakkı tanıyan, gördüğünden geri bırakmayan devlet, sosyal devlet olmaktan öte Büyük Devlettir.
Türkiye Gazetesi / Rahim Er
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol