Türkiye, atakta!..

  • GİRİŞ14.12.2024 08:30
  • GÜNCELLEME14.12.2024 08:30

18, 19 ve 20’nci asır, kayıp yüzyıllarımızdır. Son 300 senemiz, harpler, iç kargaşa ve dayatmalar ve sık sık tekrarlanan tüfekli, kalemli ve akçeli cunta darbeleriyle rüzgârın önündeki şaşkın çınar yaprağı gibi savrulup gitti…

Merhum Turgut Özal, 40 yıl önce "21’inci asır, Türk Asrı olacak" demiş ve "Adriyatik’ten Çin Seddi’ne" diye turkuaz bir ufuk çizmişti. 21’inci asrın başlarında biz de yazı ve konuşmalarımızla OMT-Osmanlı Milletler Topluluğu kavramını gündeme getirmiş ve mevzubahis fikrin kitabını yayınlamıştık. Cumhur İttifakı’nın kurulmasıyla bu birikim, "Türkiye Yüzyılı" adını aldı. 2071 yükseliş şafağımızda Kızılelma kabul edildi. Cumhur İttifakı liderleri Sn. Tayyip Erdoğan ve Sn. Devlet Bahçeli, milleti diri tutma adına Türkiye Yüzyılı sözünü her fırsatta dile getirdiler. Türk Asrı da Türkiye Asrı da Türkiye Yüzyılı da aynı aşkın terennümleridir. Osman Gazi’nin rüyasını yeni baştan görmedir. Yeniden Cihan Devleti olma rüyasını gerçekleştirme sevdâsıdır.

Son 40 yılda, özellikle son çeyrek asırdaki en büyük değişim hamlemiz, bu milletin evlâdlarının Batı karşısında aşağılık duygusundan kurtulmasıdır. Yeni dönem şuurlu gençliği, önce "acaba" dedi, sonra kendini sınadı ve Cihan Devleti Türkiye yazımızdaki "deden yaptı sen de yaparsın!" dememizi işitmişçesine kendisinin de yapabileceğine inandı. Merhum Bayrak Şâirimiz Arif Nihad Asya, Fetih Marşı’nda gençliğe şöyle seslenir:

Haberin yok gibidir taşıdığın değerden/Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın/Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Bu milleti, bağlı olduğu değerlerden koparmak, kendisine yabancı kılmak, kötülüklerin kötülüğüdür. Onu uğraşması gereken büyük dâvâlar varken nefsâni meşguliyetlerle oyalamak veya pazar fiyatları, enflasyon, etiket… gibi her biri elbette gündelik hayat için çok ehemmiyetli gerçeklere hapsetmek çok yanlıştır. Artık asırlık çapta düşünme ve hamle durumundayız. Yarı yolunda olduğumuz zirve böylece zapt edilebilir.

Böyle bir güçlü ihtimal var mı?

Var!..

Şu son çeyrek asırda elde edilen yüksek başarılar, tabiî ki iş AK Parti iktidarının, mevcut Cumhur İttifakı’nın eseridir. Bu doğru. Lakin daha kuşatıcı doğru şudur. Şimdi sıralayacaklarımız, topyekûn milletin ve her hücresiyle devletin zaferidir.

Bakınız millî şuurun Osman Gazi rüyasıyla çınarlaşıp dört yana serpilmesiyle nasıl bir diriliş yaşadık:

-Türkiye hudutları dâhilinde terörü bitirdik. Gabar Dağı ve daha başka yerler daha evvel hiç olmadığı kadar petrol istihsal yatağımız oldular.

-Sınır ötesini aşarak terörü kaynağında cezalandırır olduk.

-Hudutlarımızın diğer tarafında 40 km derinliklere kadar sevk ve idaremizde Güvenli Bölgeler kurduk.

-Libya’yı emperyalizmin pençesinden kurtararak parçalanmasını önledik. Libya ile denizden Münhasır Ekonomik Bölge inşa ettik.

-Mavi Vatan kurduk. Vatan varlığımız, 777 bin km2’den 1 milyon 215 bin km2’ye yükseldi. Onu Gök Vatan takip etti.

-Somali’de sıfırdan bir kardeş devlet inşâ ettik.

-Somali ile Habeşistan ihtilafında Ankara Anlaşmasıyla ihtilafı ortadan kaldırdık.

-Afrika’da çok sayıda dış temsilcilik açtık, yatırımlar yaptık ve bu kıtada Batı’yı kıskandırır denli çok sevilir olduk.

-Ağırlığı Afrika, Türkistan ve Balkan ülkelerinden olan 336 bin orta ve yüksek tahsil gencini mekteplerimizde eğitir olduk.

-Asrın en büyük hamlelerinden biri olan TDT-Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasında öncülük yaptık. "Orta Asya" müstemleke kelimesini atarak ders kitaplarımıza Türkistan yazdık. Ortak alfabe kabul ettik.

-Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin TDT’da gözlemci üye olmasını temin ettik.

-Kardeş Azerbaycan ile ittifak ederek 29 yıl sonra Dağlık Karabağ’ı Ermenistan işgalinden kurtardık.

-Irak’la mutabık kalarak teröre karşı stratejik ortaklık kurduk, Basra Kalkınma Yolunu tesis ettik.

…Ve asrın olayı:

13 yıldır iç savaş yaşayan Suriye’de Güvenli Bölge kurmamız, bu güvenli bölgede şehirler ve emniyet içinde hayatlar gerçekleştirmemiz, SMO- Suriye Millî Ordusu’nu teşkil etmemiz, türlü aidiyet ve fikriyattaki muhalifleri tek cephede buluşturup SMO ve muhalifler eliyle BAAS rejiminin yıkılmasını başarmamız, Beşar Esad adlı Netanyahu mezalim ikizi soykırımcı teröristin kaçıp Moskova’ya sığınma zorunda bırakmamız, Suriye’nin hürriyetine kavuşması, misafirimiz Suriyelilerin gönüllü olarak ve bizlere dualar ederek yurtlarına kavuşmaları, Menbiç’in alınmasıyla Fırat’ın batısının terörden temizlenmesi, Ayn el-Arab’ın yoklanmasıyla Fırat’ın doğusunda da temizliğe başlanması… çok büyük hâdisedir.

TDT gibi kıymetlidir. Azerbaycan ve diğer Türk Devletleriyle "İki Devlet Tek Millet" olduğumuz gibi Suriye ve elbette Filistin ile de "İki Devlet Tek Ümmet"iz.
Türkiye atakta; sömürgeci dünya tedirgin.

Korkunun ecele faydası yoktur.

Daha sırada destek vereceğimiz Filistin, Gazze ve hesap soracağımız İsrail var.

Rahim Er / Türkiye Gazetesi

Yorumlar1

  • Misafir 3 hafta önce Şikayet Et
    Yav dışarıda uçuyoruz süperde, dışı seni yakar, içi beni misali bu milletinde problemlerine bi merhem olacak olan yok mudur. Dışarıda herkesin yarasına merhem olduk, içeride bu milletin yarasına tuz basıldı. Niye bunu gazeteciler olarak sürekli görmezden geliyorsunuz. Milletimizin geçim sorununu halletmeden büyük hayaller kurmasını nasıl bekleyebilirsiniz ki.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat