Çıfıt

  • GİRİŞ21.01.2025 09:48
  • GÜNCELLEME22.01.2025 09:43

Ecdadımız, hiddetlenince Yahudi’ye "Çıfıt!" derdi. Aslı "çufut" olan bu aşağılayıcı kelime, hilebâz, dolandırıcı, düzenbaz, sahtekâr, ahlâksız, yalancı … gibi anlamlara geliyor. Cihan Devleti Osmanlı Türkiye’sinde Türkçe, tek bir kelimeyle bu kadar mânâ ifâde edilebiliyordu. Kudret, kılıcın korkusuzluğu gibi dilin zenginliğini de şart koşar.

Öfke ânında "Çıfıt" diye hakaret edilen Yahudi, işinde-gücünde insanlar değildi. Onlarla "Küldürdaşımız" olarak asırlarca aynı topraklarda yaşadık:

Üzeyir Garih, mevzubahis ırktan Türk vatandaşı bir iş adamıydı. “Entellektüel Boyut” TV programında konuğum olduğu gibi aynı kahvaltı sofrasını, aynı fotoğraf karesini paylaştık. Şahsıma imzaladığı kitabı, el’an kütüphanemdedir.

Namuslu Yahudiler, bugün de "Siyonist" diye öfke duyulan soykırımcı Çıfıt zalimlerden farklılar. Zaman zaman protestolarını görüyoruz. Dünyadaki Yahudi sayısı 13 milyonun üzerindedir. Onların 6 milyona yakını İsrail’de yaşıyor. Vaziyete bakılırsa bir kimsenin zulüm görmesinden rahatsız olan Yahudiler, 13 küsur milyonun olsa olsa küçük bir yüzdesini teşkil eder.

Yahudiler, 1948’de İsrail’in devletleşmesinden önce ve devletleşmesinden sonra üç kavrama tutundular:

Antisemitizm, Siyonizm, Holokost…

Antisemitizm, çok eski çağlardan bu yana Yahudilere karşı din, ırk, ekonomi gibi çok yönlü olarak duyulan nefret ve düşmanlık demektir.

Siyonizm, Yahudilerin Filistin toprakları üzerinde devlet kurma ve kurduktan sonra da genişleme ideolojisidir. 19. Asrın sonlarında Avrupa’da hız kazanan antisemitizme karşı gelişmiştir. Siyonizm ideolojisinin fikrî kurucusu olarak Avusturya/Macaristanlı gazeteci Theodor Herzl kabul edilir. Der Judenstaat, Yahudi devleti adıyla 1896’da yayınladığı kitapta konuya dair fikirlerini sıralamıştır. "Siyon" kelimesi Kudüs’teki Siyon Dağı’ndan alınmadır.

Holokost, II. Cihan Harbi’nde Nazi Almanya’sında Yahudilerle diğer bâzı kavimlere karşı uygulanan soykırım hareketidir. Nazi ideolojisinde Yahudiler "aşağı ırk" sayılıyordu. İddiaya göre bu savaş sürecinde 6 milyon Yahudi katledilmiştir. Bir başka teze göreyse Hitler, Yahudileri Filistin topraklarına göçe zorlamak için soykırım, jenosit yapmıştır. Bu çapta katliam olmasa da o zorlama Çarlık Rusya’sında da yaşandı.

Soykırım, "genosit", ilk kez Polonyalı Raphael Lemkin tarafından 1944 yılında kullanılan bir tabirdir. Adı geçen Yahudi avukat, bu kelimeyle toplu katliamları kastetmektedir. BM 1948 yılında "Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Faillerinin Cezalandırılması Sözleşmesi" adıyla bağlayıcı bir metni kabul etmiş ve mefhumu genişletmiştir. BM’nin tarifine göre bir topluluğun dinine, milliyetine, ırkına, kültürüne… karşı işlenen fiiller soykırımdır.

Dünyada muhtelif şehirlerde "Holocaust" müzeleri vardır. ABD’nin başşehri Washington, DC’de yaşarken oradaki holokost müzesini gezip tetkik etmiştim. Her şey, gezi bitince zihinde "İsrail’in kurulması gerekliymiş" fikri uyanmasına göre tertiplenmiş.

Theodor Herzl 19.06.1896’da Abdulhamid Han’dan Polonyalı gazete patronu Philip Newlinsky vasıtasıyla Filistin’de bir çiftlik kadar yer talep etti. Sultan’ın, sinsi talebi reddetmesi üzerine Siyonistler, O’na düşman olarak önce kendisine ve sonra da İngiltere ve sömürgeci Batı’nın desteğiyle devletine kıydılar. Yahudiler, 1947’de Filistin topraklarında ufak bir parçaya sahiplerdi. 1948’de BM’nin devlet saymasından sonra sürekli genişlediler ve nihâyet o toprakların sahibi Filistinlileri Batı Şeria ve Gazze diye iki küçük parçada yaşamaya mahkûm ettiler.

II. Dünya Harbi’nden bu tarafa kendilerini "soykırıma uğramış mazlum bir millet" olarak acındıran Çıfıtlar, 8 Ekim 2023’ten beri Gazze’de soykırım, Filistin, Lübnan ve Suriye’de katliamlar yapageldi. Gazze’de 19 Ocak 2025 günü saat 11.15’te 42 günlük geçici bir ateşkes uygulanmaya başlandı. Siyonist İsrail, 16 ayda baş Çıfıt Netanyahu eliyle Gazze’de tarihte eşi benzeri görülmedik dehşet ve zalimlikte soykırım yaptı.

BM Ticaret ve Kalkınma Şubesi UNCTAD’ın raporuna göre:

 -İsrail, Gazze’ye 18,5 milyar dolar zarar vermiştir. Gazze’nin 7 Ekim 2023 günkü iktisadî refahını yakalayabilmesi, ancak 350 (üç yüz elli) yılda mümkün olabilir. 64 bin kişinin öldüğü, on binlerce insanın sakat kaldığı bu yerde acıların dinmesi ise mümkün değildir. Bu acı asırlar boyunca devam eder.

Çıfıtlar, kendilerini İspanya’daki Katolik soykırımından kurtarıp yurdumuza getiren Osmanlı Türkiye’sine vaki ihanetleri gibi 1917’den itibaren İngiliz desteğiyle gasp ve işgal ettikleri Filistin’de de bir asırdır mezalim yapmaktaydılar. O zulümler, Gazze’de 2024/2025’te korkunç bir soykırım çapına erdi. Bugün çürük ipliğe dizili bir ateşkes yapılsa da çok inandırıcı değildir.

Ateşkes, geçici de olsa, temelli de olsa bir gerçek değişmeyecektir:

Baş Çıfıt Netanyahu ile onun bakanları, bürokratları, askerleri ve ilk günden son güne soykırımcı Çıfıt’a yardım eden hangi devlet başkanı, başbakan, bakan ve kim ve ne varsa hepsi ama hepsi aleyhine ceza ve tazminat davası açılması şarttır.

Suçlu cezasını çekmelidir.

Adalet varsa bu bir haktır!..

Devlet olarak Filistin’in ve fert olarak da mağdur Filistin vatandaşlarının ceza ve tazminat dâvası açma hakları doğmuştur. Aksi hâlde Çıfıt yaptığıyla kalır. Böyle bir dünya da mazlum Gazzelilerden yükselen ahlar sebebiyle asla iflah olmaz!

Bu toprakların tarihen tescilli sahibi Türkiye’ye çok iş düşüyor:

350 yılı 35 yıla çekmeli ve acıları unutturmalı, davaların takipçisi olmalıyız.

Büyük dağın büyük karı olur.

Büyük Devlet, çâre üretir.

Rahim Er / Türkiye Gazetesi

Yorumlar1

  • Rutruso 2 hafta önce Şikayet Et
    Çıfıtlar ülkeyi fakirleştirir
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat