Allah, devlete zeval vermesin!..
- GİRİŞ08.02.2025 09:15
- GÜNCELLEME08.02.2025 09:15
1970’li yılların başlarıydı; terör ve anarşiden her gün on-on beş gencin, vatandaşın toprağa düştüğü günlerdi. Biz, yirmili yaşların ortalarında; 22 Şubat’ta vefat sene i devriyesi olacak olan Türkiye gazetesinin sahibi Enver Ören Bey, 30’lu yaşların başlarındayken bir gün bu ağabeyimizin Cağaloğlu, Çatalçeşme Sokak 16 numarada çıkan Türkiye gazetesindeki odasında sohbet ediyorduk.
Bu yerli ve millî güzel insanın o gün dediği bir cümleyi hiç unutmadık:
-Devlet, çatıdır; çökerse hepimiz altında kalırız!..
Bu söz, bugün gayet olağan bir cümledir. Soldan-sağdan devletin çekiştirildiği bir havada böyle konuşmaksa bir farklılıktı. Devletin, çatı olduğu gerçektir ki ecdadımız, "Allah, devlete-millete zeval vermesin!" diye bir duayı miras bırakmış.
Devletsizliğin ne olduğunu Şarkî Türkistan Türklerine, Arakan Müslümanlarına, Filistin/Gazze bahadırlarına vs. sormak lâzım.
-Sağlam Millet, Büyük Devlet!
Olmazsa olmazımızdır…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın dâvetiyle 1-5 Şubat tarihleri arasında, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Asrın Felâketine mâruz kalmış 11 ilimizden Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’ı Türk ve yabancı medya mensuplarıyla dolaştığımızda bu duayı bir kez daha hatırladım:
-Allah, devlete zeval vermesin!..
O dehşet takviminden sonra afet bölgemize gitmiş ve 11 şehrimizin her birini ziyaret ederek yaşanan büyük acıyı paylaşmaya çalışmıştık. Yıkımdan bir yıl sonra 2024’te yine gittik. Bu sene, 2025’te ise üç ilimizi ziyaret ettik. Geçen sene yapılan çalışmalardan memnun kalmıştık. Yaralar sağaltılıyordu. Bu defaki ziyaretimizde yolun çoğunun katedildiğini, villa değerinde köy evleri, illerde büyük şehirlerde bile olmayan güzellikte konutlar, iş yerleri inşa edilmişti.
Kadını-erkeğiyle afetzedelerin dualarına şahid olduk:
-Bu kadar çabuk teslim edileceğini beklemiyorduk, Allah, devlete zevâl vermesin!
Bu iyiliğin altında kimin, kimlerin emeği, fikri, alın teri varsa Allah, onlardan râzı olsun. Gördüğümüz yerlerde validen genel müdüre… işçilerimize kadar herkeste müşahede ettiğimiz samimi gayreti de şükranla karşıladık. Her üç ilde de valilerimiz, azimle çalışmaktalar. Adıyaman Valimiz Sn. Osman Varol, Kahramanmaraş Valimiz Sn. Mükerrem Ünlüer, Hatay Valimiz Sn. Mustafa Masatlı, AFAD Genel Müdürümüz Sn. Orhan Tatar, hey’etimize hem valiliklerde ve hem de inşaatlarda, bitmiş binalarda, numune dairlerde tafsilatlı malumatlar verdiler.
Bu yazının başlığı, Adıyaman valimizle yeni bir mahalleyi gezerken yaptığı bir konuşma üzerine doğdu. Osman Varol valimiz, sözünü bitirince şöyle dedik:
-Sayın valim; her şey çok güzel ama bir şey noksan kalmış. Hem de büyük noksan!
Vali Bey, meraklandı.
Hazirûn dikkat kesildi.
-Şehrin girişine “Allah, devlete-millete zeval veremesin!” diye bir levhasını yazmamışsınız…
Bu bir latife, yapılan hizmete teşekkür olsa da hiç mübalağasız söylüyoruz ki hakîkatin tâ kendisidir. Ve mevzubahis her ilimizi kastetmekteyiz. Hey’etimizin ve binlerce insanın bizzat gördüğü, milyonlarca vatandaşın da ekranda seyrettiği gibi TOKİ, Emlak Konut, AFAD ve daha başka kurumlarımız, bu 11 ilimizde sağlık merkezleri, çocuk parkları, psikososyal destek merkezleri, camiler, okul, market, fırın… gibi onlarca hayat unsuruyla birlikte bu binalar ve mahallelerle destan yazmışlar.
Bu yaralı illerde bir vatan aşkı, millet sevdası var. Nitekim zelzeleden dolayı başka illere göçmüş aileler, tekrar topraklarına avdet etmekteler.
Her şey yapılıp bitmiş mi?
Noksan bir şey yok mu?
Hayır!
Henüz maraton tamamlanmış değil.
Koşu, devam ediyor.
Valilerimizden de aldığımız malumat onu gösteriyor ki bu 11 ilimizde yeniden inşa faaliyetleri A’dan Z’ye her şeyiyle en geç 1 buçuk yılda ikmal edilir. İlk 1 buçuk yılda yolun yarısı katedilmiş, sonraki 1 buçuk senede de ne kalan tamamlanır görüşü hâkim.
Tam bu noktada Hükûmete şunu teklif etme borcundayız:
Şehirlerimizde 8-9 şiddetinde zelzelelere bile direnecek sağlam ve çok güzel konut ve iş yerlerinin yanında bir de deprem görmemiş fakat mutlaka değişim bekleyen eski ve yıpranmış binalar var. Adı, ister kenti dönüştürme, olsun isterse başka bir şey densin. Devlet, kimseden bir müracaat beklemeden yapılacak bir plan ve bütçeden hareketle bütün şehir ve kasabalarımızın hastalıklı muhitlerini yıkıp yeniden yapmaya devam etmelidir.
Çünkü:
AFAD’ın duvarında asılı duran "Türkiye Deprem Tehlike Haritası" 85 milyonu ürpertecek şekilde avaz avaz bağırmakta. Bu harita, çok net şekilde gösteriyor ki bütün Türkiye, büyük bir tehlike altındadır. Bu vatanı bırakıp bir yere gitmeyeceğimize göre yıkılmayalım.
Bu dediğimiz, bir beka meselesidir:
Son söz:
-Allah, devlete-millete zeval vermesin…
Rahim Er / Türkiye Gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol