Oyun kurucu Türkiye

  • GİRİŞ15.03.2025 09:09
  • GÜNCELLEME15.03.2025 09:09

"Avrupa" dendiğinde öncelikle hatırlanan 6 devlettir. Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, İngiltere ve Hollanda. Avrupa, XX. Asırda önce I. Cihan Harbini, sonra da II. Cihan Harbi’ni yaşadı. II. Cihan Harbi’nin 1945’te bitmesinden sonra da 45 yıl boyunca Soğuk Savaş Dönemi sürdü.

l. Dünya Harbi, imparatorlukların tasfiyesi ile neticelenmiştir. Çarlık Rusya’sı, Avusturya-Almanya, Osmanlı Devleti, "Harb-i Umumî" de denen I. Dünya Harbiyle tarih sahnesindeki yerlerini aldılar. II. Dünya Harbi’ne Hitler Almanya’sının "imparatorluk intikamı" diye bakılabilir. Bu savaşta, Almanya sadece Rusya üzerine yürümedi, Londra ve Paris’i de bombaladı. ABD’nin Japonya’ya atom bombası atması harbin sonucunu tayin etti. Japonya ve Almanya mağlup oldular. Ateşkesten sonra BM kuruldu. Galip devletler, 5 BMGK üyeliğini uhdelerine aldılar. BM’yi NATO ve AB-Avrupa Birliği takip etti.

II. Cihan Harbi’nin en ağır zayiatını Almanya ve Japonya yaşadı. Japonya, atom bombasına maruz kalmış fakat ülke bütünlüğünü muhafaza etmişti. Almanya, atom bombası darbesi almamış ama Doğu Almanya-Batı Almanya diye Komünist Dünya ile Kapitalist Dünya arasında ikiye ayrılmıştı. Böylece literatüre "Demir Perde" ve "Berlin Duvarı" sözleri girdi. Bölünmüşlük, Sovyetlerin dağılmasına kadar sürdü.

Harbin iki mağlubu Japonya ve Almanya, Galip Devletlerle imzalanan andlaşma neticesi askersizleştirildiler. Bugün Zelenskiy idaresindeki Ukrayna’nın nadir madenlerine emrivakiyle el konmasının benzer şartları o tarihlerde de yaşanıyordu. Almanya ve Japonya II. Dünya Harbi’nden bugüne ordusuzdur. Polis ve Jandarma gibi ufak çaplı birliklerle asayişi temin ederler.

I. Dünya Harbi, imparatorlukları tasfiye ederek millî devletlere yol vermiş, II Dünya Harbi, İtalya Faşizmini ve Almanya Nazizmi’ni tasfiye etmişti. NATO’nun kuruluş maksadı, II. Dünya Harbi’nde ağır yaralar almış Avrupa’yı istilacı Kızıl Ordu’ya karşı korumaktı. Buna rağmen Balkan, Baltık ve bir kısım Orta Avrupa ülkeleri komünizmin eline düştü. Polonya, NATO’nun muadili Varşova Paktı’nın merkezi oldu. 1956’da Macaristan, 1968’de Çekoslovakya, Sovyet işgali yaşadı.

Beri tarafta Türkistan, Rusya ve Çin’in elindeydi.

Keza Kore, yine Rusya ve Çin’den kurtarılamadı.

Almanya gibi Kore de ikiye ayrıldı. Kuzey Kore hâlâ aynı ideolojik yapıdadır. Türkistan, Şarkî Türkistan ve Garbî Türkistan diye iki parça olmuştu. Sovyetler dağılınca Garbî Türkistan’da 5 ayrı Türk Devleti kuruldu. Şarkî veya Doğu Türkistan’da ise Çin işgali bugün de devam ediyor.

Şu anlattığımız bir XX. Asır Hikâyesidir.

Buna XX. Asrın Yeni Dünya Düzeni denebilir.

Bu hikâyede tahmin dışı gelişmeler de oldu:

Japonya ve Almanya’nın ordudan mahrum edilmeleri, aleyhlerine olsa da savunma harcamalarını kalkınmaya sarf etmelerinin verdiği imkânla büyüyüp yıldızlaştılar.

Günümüzde dünya yeniden şekilleniyor. Adı konmamış olsa bile XXI. Asır Yeni Dünya Düzeni arayışları söz konusu. II. Dünya Harbi kurumları, BM, NATO, AB çatırdıyor.

Belki de geleceği okuyabildiği için Birleşik Krallık, 31 Ocak 2020’de AB’den ayrıldı. Taşıyıcı kolon Almanya da bir gün ayrılırsa ortada AB diye bir varlık kalmaz. Ancak, NATO daha bir göz önünde Trump’lı yeni Amerikan yönetimi, bu teşkilatı, yük olarak görüyor. ABD’siz NATO ayakta zor kalır. Bugün artık SSCB de Kızıl Ordu da yok. Onun için ABD, bir gün sürpriz bir şekilde NATO’dan ayrılabilir. Kızıl Ordu’su olmasa bile Rusya, Avrupa için daima düşündürücüdür.

Avrupa, bugün, bu muhtemel boşluğun nasıl dolacağını konuşmakta. Fransız BFM TV’si "Avrupa’nın savunması Ankara’dan mı geçiyor?" diye sormakta. Bunu soranlar zamanla çoğalır. Artık XX. Asır Yeni Dünya Düzeni, ideolojiler çağı, İzm’ler dönemi bitti. XXI. Asırda farklı bir Yeni Dünya Düzeni kurulacaktır. BM, BMGK, NATO, AB yeniden imar ve inşa edilebilir. Veya yerlerini farklı yapılara bırakabilirler. NATO yerine Avrupa Ordusu inşa edilmesi mümkündür. Bunun ana unsuru TSK olabilir.

Bundan böyle Ankara için "Yurtta sulh, cihanda sulh" rüşvet-i kelâm dönemi kapanmıştır. Nizâm-ı Âlem kurmuş bir tecrübenin mirasçısı olarak Yeni Dünya Düzeni’nin seyircisi değil bânisi olma durumundayız.

Rahim Er / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat