Muhammed Muhbir ile zorlu bir süreçteyiz
- GİRİŞ21.05.2024 08:10
- GÜNCELLEME21.05.2024 08:10
Pazar günü Azerbaycan ve İran Cumhurbaşkanlarının birlikte açılışını yaptığı barajın dönüşü sonrası İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopterin kaza kırımına uğraması hadisesi, dünya gündemini sarstı.
Olayın ardından Reisi’nin helikopterin içindekilerle birlikte tamamen yandığı tespit edildi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin bir günlük kurtarma operasyonu sonrasında hayatını kaybettiği doğrulandı.
Helikopterde Reisi’nin ekibinin önemli isimleri de vardı. Dışişleri Bakanı Hossein Amir-Abdollahian, Doğu Azerbaycan Eyaleti Valisi Malek Rahmati ve Dini Liderin Doğu Azerbaycan’daki temsilcisi Muhammed Ali Ale-Hashem...
Bu manidar kazanın ardından kurtarma ekiplerinin, helikopterin olduğu bölgeye çok yakın olduğu açıklandı, daha sonra bu bilginin doğru olmadığı ortaya çıktı. Helikopter kazası ile ilgili ise bazı soru işaretleri var.
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı, heyetten bir kişinin ve helikopter mürettebatından bir kişinin telefonla aradığını açıkladı. Bu iki arama sinyali üzerinden net bir tespit yapılamadı, geniş bir coğrafyada arama çalışmaları yürütüldü.
İran Cumhurbaşkanı, koruma müdürü başta olmak üzere üst düzey siyasi ve askeri yetkililere Süreyya isimli uydu telefonu verilir. Bu telefonlar üzerinden hem iletişim sağlanır hem de yer tespiti yapılır. Bu telefondan da sinyal alınamadı. Helikopterin iki GPS olmalı. İki GPS’in olup olmadığı, varsa çalışıp çalışmadığı net değil.
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhbir, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, “cenaze merasimi ile ilgili tüm düzenlemelerin yapıldığını” söyledi. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasına benzerliği olan bu kaza, akıllara acaba sabotaj mı? Doğal kaza mı soru işaretlerini de beraberinde taşımaktadır.
İran’ın önümüzdeki 50 gün için Cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir olacak. Kendisi Reisi’nin Birinci Yardımcısı idi. Ayetullah Hamaney tarafından geçici cumhurbaşkanı olarak atanan Muhammed Muhbir’in, Türk dünyası için olumsuz konuşmaları olduğunu biliyoruz. Azerbaycan Türkleri için olumsuz konuşmaları ile bilinen Muhbir, anlaşılan Türkiye açısından zorlu bir sınav olacaktır.
Gelin biraz da reformcu olan İran liderini analiz edelim. Reisi yönetiminde İran, yapılan yaptırımlara rağmen ekonomik olarak büyüdü, BRICS’e katıldı, Suudi Arabistan ile ilişkileri yeniden kurdu, Çin ile 25 yıllık bir anlaşma imzaladı ve Direniş Ekseni’nin lideri olarak Filistin’i savundu.
ABD ve İsrail İran’ı bölgesel bir savaşa çekmek istiyordu. Reisi hükümeti buna karşıydı ama devrim muhafızları İran’ın sahada daha fazla alan kazanması içi bu politikayı destekliyordu. Özellikle Basra-Musul-Türkiye demir yolu ve karayolunun faaliyete geçmesine engel olmak isteyen dini otorite Hamaney ve Kasım Süleymani’nin intikamını bekleyen devrim muhafızları şiddet üzerinden bölgedeki çizilen imajını toplamak içerisindeydiler.
İslam rejimi Devlet Başkanı İbrahim Reisi, 1980’lerde İran Devrimi sırasında, “5 dakikalık yargılama” yürüterek, 5000 İranlının idamına karar vermesiyle biliniyor. Buna rağmen muhafazakar kanadın “ılımlı” ve pragmatik tarafını temsil ediyordu, İran molla diasporası tarafından fazla sevilmeyen, ılımlı yapısı itibari ile de molla rejimi tarafından tehdit olarak görülüyordu.
Batı ve İsrail medyasının dezenformasyon yapmasına gerek kalmadan İran medyası ve İran resmi kurumları dezenformasyon yaparak bilgi kirliliği yaydı. ABD ve İsrail ittifakı içerisinde İran düşmanlığı sürdürülebilir saha hakimiyeti bakımından önemli bir amaç ve aparat olarak görülmektedir. Yani rejim büyüsünü ancak İsrail ve ABD çıkarlarına hizmet edebileceği kadar düşman kimliğini kullansın mantığı taşımaktadır.
2004 yılında İran’daki telekomünikasyon ihalesini Turkcell kazanmıştı. Turkcell bütün alt yapısı itibari ile başarılı bir hizmet faaliyeti içinde iken birilerinin müdahalesi sonrası lisansı feshedilip, Afrika şirketine verilmişti. Peki bu kumpasın içinde sizce kim var? Türkiye karşıtı olan İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhbir var. Daha sonra İran’daki Türkiye karşıtı çevreler Turkcell’i devre dışı bırakıp, ihaleyi Güney Afrikalı MTN’ye verdiler.
İşte İran’ın geçici Cumhurbaşkanı olan Muhammed Muhbir, bu olaydaki kilit isimlerden biriydi. Mustazafın Vakfı ve Sina Bankası’ndaki ağırlığını kullanarak Güney Afrika’dan siyasi bir bedel karşılığında ihalenin Turkcell’den alınıp, MTN firmasına verilmesini sağladı. İran yayılmacı hilali kapsamında Şia egemenliği için bir derin molla tayfasının şahin politikacısıdır.
Turkcell’in ABD’de açtığı dava belgelerinde de Muhbir’in ismi açık olarak geçiyor. Muhbir, İran devriminde Afrika operasyonlarını yöneten, aynı zamanda Fransız şirketleri ile bilgi paylaşımında bulunan derin molla rejminin önemli isimlerindendir. Bundan böyle Türkiye-İran ilişkilerinin biraz daha gergin geçeceği kanısındayım. Azerbaycan’ın da bu süreçte uluslararası ilişkilerde agresif bir tutum içinde yol izleyeceği muhtemeldir.
Vesselam.
Yeni Akit
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol