Huzur Adası için sürdürülebilir başarıyı yakalamak
- GİRİŞ17.11.2012 13:08
- GÜNCELLEME17.11.2012 13:08
Huzur Adası olabilmek için Sürdürülebilir Başarıyı Yakalamak
Tıpkı Arap baharında Tunus'ta üniversite mezunu genç ve işsiz birinin rejimi protesto maksadı ile kendini yakmasının etkisi ile Arap coğrafyasının karışması gibi İspanya'da da bir kadının evinin tahliyesi esnasında intihar etmesi Avrupa'nın 23 ülkesinde halkın sokağa taşmasına ve kemer sıkma politikalarına karşı eylem yapmalarına neden oldu.
Görüldüğü kadarı ile yaşlı kıtada işler kısa zamanda sular dinecek gibi gözükmemektedir. Zira Avrupa Merkez Bankası Euro Bölgesinin bu sıkıntılardan kurtulmasının panzehiri olan ekonomik büyüme ile alakalı kaygı verici bir şekilde 2013 büyüme rakamlarını nerede ise % 0 olarak revize etmiştir.
MENA bölgesinin Ortadoğu bacağında İran , ırak ve Suriye üçlüsünün nev- i şahıslarına münhasır sebeplerden ötürü durum pek parlak görülmemekte hatta bu gidişatla durumun daha da sıkıntılı hal alacağı izlenimi sergilenmektedir.
Kuzey Afrika ülkelerinde ise nispi bir sessizlik hakim olsa da her şey bıçak sırtında olup her an yeni huzursuzlukların çıkması an meselesidir. Bir de bölgede sosyal çalkantılara girmemiş ama kenarında dolaşan Ürdün gibi, nispeten girmiş ama henüz kontrolden çıkmamış Lübnan gibi ülkeleri de hesaba kattığımızda ne batımızda ne de doğumuzda barıştan ve huzurdan bahsetmek çok mümkün görülmemektedir.
Evet ne doğumuzda ne de batımızda sosyal ve ekonomik sebeplerden ötürü büyük kargaşaların yaşandığı coğrafyamızda yükselen yıldız olarak Türkiye'nin huzur adası olması ve bunu sürdürülebilir bir hüviyete kavuşturması hem sosyal hem de ekonomik kazanımlar açısından oldukça büyük önem arz etmektedir.
Hatta Huzur Adası olmayı ve kalmayı başarmamız tarihi bir fırsat olarak karşımızda durmaktadır. Normal zamanlarda çok dikkat çekmeyecek olan bu durum kendine güvenli liman arayan sermaye için Fitch'in not artırımı ile beraber diğer derecelendirme kuruluşlarından da aynı doğrultuda değerlendirme gelmesi halinde çok daha önemli hale gelecek ve çok bariz bir şekilde dikkat çekecektir.
O nedenle 10. Kalkınma Planının yapıldığı bugünlerde önümüzdeki beş yıla güvenle bakabilmek ve ardından 2023 vizyonunu yakalayabilmek için kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp iç meseleleri çözüp sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılacak reformların hayata geçirilmesine odaklanmalıyız.
Reformların başında siyasi istikrar açısından olmaz ise olmaz nitelikte olanı Sivil Anayasa reformudur. Bunu mutlaka başarmalıyız.
Ardından eğitimin okullaşma boyutunu hallettikten sonra niteliğe yönelmeli ve içeriğinin zamanın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilmesi ve öğretmen kadrosunun zihni dönüşüm ve gelişimini sağlamak için öğretmenlerin eğitimine , bürokrasinin yalınlaştırılmasına, iş gücü ve kaynakların verimliliğine , kayıt dışılık ile etkili mücadeleye yönelmeli ve yapılan reformların etkinliğini sürekli kontrol etmek için PUKO döngüsünün kurulmasına ihtiyaç vardır.
Büyük olacağız demekle büyük olunmaz . Büyük olmayı planlayarak ve bu planın gereklerini yerine getirerek büyük olunur.
Şahin Nursaçan / Ekotrent
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol