Yeni Yıl Algısı II

  • GİRİŞ31.12.2012 13:33
  • GÜNCELLEME31.12.2012 13:33

Geride bıraktığımız yılla  alakalı  hafızalarımızda  kalan şeyler sosyal alanda  herhalde öncelikle  PKK'nın  final yılı ilan ettiği  2012'de uyguladığı vahşet ve devletin meşru silahlı kuvvetlerinden  yediği sille ve tokadın  etkisi ile  feleğinin şaşması ve  finali  bir yıl sonraya  ertelemesidir.

Tüm dünyanın sonucunu  merakla beklediği Arap Baharı'nın  son parçası Suriye'deki kanlı  ve acımasız  iç savaş ve bir diktatörün iktidarının devamı uğruna  kendi halkına  reva gördüğü  zulmün  ulaştığı  çirkin  boyut ve ona  şartsız destek veren  İran, Rusya ve Çin'in insanlık vicdanında kahırların  en büyüğünü  hak etmesi bir diğer  unutulmayandır.

Toplumsal hafızalarımıza  kazınan  bir diğer konu ise çeşitli sebeplerden dolayı   kadına uygulanan vahşet ve   namus cinayeti  adı ile  kanıksadığımız  vahşetin asıl suçlularını  değil,  zayıf oldukları için kadın ve kızlarımızı  vuran boyutu ve  bu konuda halkın yanlış yapmaya  devam etme  azmidir!

Ekonomik olarak gündemimizi  en fazla  meşgul eden konu ise  şüphesiz  etkisini hala  devam ettiren ve de uzun yılar ettirecek olan  küresel ekonomik krizin aldığı boyut ve  onun yansımaları olmuştur. Küresel ekonomik kriz  tartışmaları içinde  Türkiye'nin izlediği ekonomi politikalarının  başarılı ve başarısız yanları ise  ayrıca  değerlendirmelerde  yerini almıştır.

Ekonomik alanda arkasının  geleceğini varsayarak  çokça  tartıştığımız bir diğer konu ise reyting kuruluşlarından  sadece birinin  Türkiye'nin  kredi notunu lütfen bir miktar artırmasıdır. Ama  arkası gelmemiş umutlar  şimdilik başka bahara kalmıştır.

Önümüzdeki günler  için bütün bu olup bitenlere,  hodkamlıklara  rağmen insanlık için  ümitli olmak istiyorum. Umuyorum ve bekliyorum ki insanlık  birbirinin kurdu değil,  eşit haklara  sahip  hemcinsi, birbirinin dayanağı olduğunun   farkına varmakta geç kalmaz. Yine umuyorum ki insanlık güç ve  para hırsı ile  gerek sosyal  gerekse çevre açısından  içinde yaşadığımız gezegeni yaşanamaz hale  getirdiğinde ölümü beklemekten başka  hiçbir şey kalmayacak .

Yaşamın olmadığı yerde gücün de politikanın da   paranın da  bir anlamı olmayacak.   önümüzdeki yıl  için dünya  insanlarının   gerek sosyal ve gerekse içtimai ve iktisadi açıdan   hakkaniyeti , adaleti, hürriyeti , yardımlaşmayı  önceleyecekleri  duyarlı bir zemin oluştururuz ümidimi korumak istiyorum.

Ümit ve endişelerimi  böylece  ifade ettikten sonra  yeni yıl algısı ile alakalı  2009 yılında  kaleme aldığım  aşağıdaki yazımla  sizleri baş başa bırakmak istiyorum.

"Şüphesiz; insanlar  için en değerli hazine zaman olsa gerek. Nitekim,  zamanın akışkanlığı karşısında insanoğlu  hep çaresiz kalmış ve zamanı durduracak çareleri veya hiç olmaz ise zamana karşı bir ölçüde direnme anlamı yüklediği  ölümsüzlüğü hep araya gelmiştir.

Çünkü ölüm bir anlamda geçen zamana teslim olmak demekti. Ancak  insanlık, tarihi boyunca,  ne geçen zamanı durdurabilecek  ne de zaman karşısında insanoğlunu bir adım  öne geçirecek  bir formül, bir anlamda kaderinin  akışı dışında  başka bir mecra hala bulabilmiş değildir.

Neticede  ise zamana karşı herhangi bir direnç oluşturamayan  insan , hiç olmaz ise zamanın  akışkanlığı içinde yaşanmış güzellikleri anlamlandırabilmek, hayatını Kainatın Yaratıcısı'nın  belirlediği değişmez kanunlara göre tanzim etmek, tabiatın çetin şartlarına göre hazırlıklı olmak  için  tarih belirleme ve tarih düşme anlamında "gün,ay, mevsim, yıl" belirleme ve bunların esaslarını tespit ederek bir takım kabuller vasıtası ile takvimler  kullanmaya  başlamıştır.

Bu anlam çerçevesinde  baktığımızda tarihte medeniyet kurmuş hemen her toplum  kendi takvimini oluşturmuş  ve işlerini  ona göre tanzim etmiştir. Tabiatın devr -i daim eden esaslarına göre hayatlarını tanzim etmek durumunda kalan pek çok göçebe ve tarım toplumunun   kullandığı   yazılı olmayan takvimlerden de bahsetmek  mümkündür.

Geçmişte Türklerin kullandıkları her yıla bir hayvan adı vererek oluşturulan takvimden , Çin takvimine, tarihin en eski kavimlerinden olan Yahudilerin kullandıkları İbrani takviminden, Julian  Takvimine , Rumi ve Miladi Takvimlerden, Hicri Takvime, Gregoryan Takvimine, Selçuklular zamanında oluşturulan ve Sultanın adına atfedilen Celali takvimi  gibi onlarcasını saymak mümkündür.

Bu takvimlerin her biri bulundukları toplum açısından izafi olarak değer verilen bir olayı başlangıç olarak alırlar .  Çin Takvimi, Celali Takvimi gibi bir çok takvim, yılı tabiatla özdeşleştirerek günümüzde de nostalji olarak kutlanan "Nevruz" (yeni gün) anlamında  baharın başlangıcını yeni yılın da   başlangıcı sayarken Endüstri Devrimi sonrası  son iki yüz yıldır Batı toplumunun hegemonik etkisi ile şu an bizim de kullandığımız Miladi takvim Ocak ayını  yeni yılın  başı olarak almıştır.

Bunlardan bazıları; hesaplamalarında Dünya'nın Güneş'in etrafındaki bir seferlik turunu  yıl olarak esas  alırken [ Miladi Takvim], bazısı da Ay'ın Dünyanın etrafındaki bir seferlik turunu esas almıştır[ Hicri Takvim ]. Hintlilerin kullandıkları  takvim ise Güneş ve Ay Takvimleri'nin bileşkesini almıştır.

Kısacası neresinden bakarsanız bakın , Takvimlerin  hesaplamalarında Kainatın Değişmeyen bir takım esasları     bilimsel veriler ışığında kullanılsa da "Yıl Başı" olarak bugün toplumların odaklandıkları  tarihsel belirlemeler, tamamen izafi ve içinde bulunulan toplumun değer yargılarına göre oluşturulmuş kabullerdir.

Yani mekanik olarak  bakıldığında soğuk kış gününün 31 Aralık tarihi ile 01 Ocak tarihi arasında bu kadar büyük anlam  farklılığı oluşturacak hiçbir farklılık yoktur. Hatta  farklılık açısından bakıldığında 22 Mart tarihi  tabiatın da uyanmaya başlamasını sembolize etmesinden dolayı yeni yılın başlangıcı olmaya daha layıktır. Ancak  yukarıda da izah edildiği gibi baskın medeniyetin bir kültürü olan  01 Ocak tarihi tüm dünyada yılbaşı olarak kutlanmaktadır.

Bütün bunlardan dolayı ilerleyen günler ve aylar için    Allah'tan niyazım:  Milletimize ve dünya milletlerine ,afetten,  kandan, gözyaşından, fakirlik ve açlıktan uzak, güzel günler nasip etmesidir."

Şahin Nursaçan / EKOTRENT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat