Ekonomide yenilikçi yaklaşımların önemi!
- GİRİŞ01.02.2013 15:50
- GÜNCELLEME01.02.2013 15:53
Orta gelir tuzağından kurtulmanın panzehiri ürettiğimiz mal ve hizmetleri daha yüksek katma değerli hale getirmektir. Katma değer bakımından yüksek mal ve hizmet üretmenin yolu ise yapılagelen işlere rakiplerden ve takipçilerden daha farklı getirmekten geçmektedir. Yapılmakta olan bir işe nasıl farklılık getirilebilir ki diye düşünenler olacaktır. Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli mesele, işin kolay ya da zor farklılaştırılması değil.
Zihinlerin bu konuya ne kadar yatkın olduğu ya da olmadığıdır. Eğer zihinler yaptıkları işin daha iyisini ve mükemmelini aramaya odaklanırsa bunu ne yapıp edip geliştirirler. Yoksa eski köye yeni adet getirilir mi! Ön kabulü ile koyulan bir iş asla farklılaşmaz ve gelişmez. Bugün bu tabunun yavaş yavaş yıkılıyor olması bir taraftan mutluluk verirken diğer taraftan ivmeyi nasıl ederde artırırız sorusunu sormadan edemiyoruz.
Bu bağlamda bugünün gelişmiş piyasalarına bakıldığında ilk göze çarpan unsur bilgi ve tecrübe ile yoğrulmuş ürün ve hizmetlerin farklı bir tasarım ve anlayışla müşteriye sunumudur. Evet farklı anlayış ve tasarım. Tasarımın gücünü kavramak açısından 10. Kalkınma Planı Mobilya Komitesi raporunda yer alan şu tanıma bakmada yarar vardır. "Tasarım; Bireysel beklentilerden sosyal beklentilere, milli beklentilerden uluslararası beklentilere, pazarlamacıdan üreticilere ve daha önemlisi çevresel beklentilere kadar farklı alanlara cevap veren ve aynı zamanda sosyal, kültürel, siyasi etkinliği olan güç potansiyelini üzerinde bulundurmaktadır . Çünkü, tasarım dünyayı hareket ettirme, yönetme güç ve yeteneğine sahiptir [1]."
Şu anda İstanbul'da İstanbul Fuar Merkezinde Türk Mobilyası görücüye çıkmıştır. Fuara yurt içinden ve dışından oldukça fazla katılım olduğu görülmektedir. Katılımcıların da ısrarla üzerinde durdukları ve aradıkları nokta tarz ve tasarımı ile öne çıkan ürünlerdir. Nitekim koyunu özümsemiş ve bunu çizgilerine taşımış firmaların stantları özellikle yabancı ziyaretçilerin hücumuna uğradığı gözlemlenmektedir.
Unutulmamalıdır ki "zamanla gitmeyen, zamanla gider ".
Şahin NURSAÇAN / EKOTRENT
Yorumlar1