Koca adam olmuş, bir gün bile çalışmamış!

  • GİRİŞ10.11.2024 09:34
  • GÜNCELLEME10.11.2024 09:34

Bir sivil toplum örgütünün etkinliğine katılan hukuk fakültesi öğrencileriyle sohbet ettim.

Güzel bakışlı gençlerdi, derslerine çok iyi çalışıyorlardı.

Hoşuma gitti.

Gazeteci işte, hep “olumsuz”u arar.

Sohbet güzel güzel devam ederken, “Okurken çalışanlar lütfen el kaldırsınlar!” dedim.

Haftada bir gün de olsa bir hukuk bürosunda çalışan var mı?

Onca öğrenciden sadece biri çalışıyormuş, okurken.

Burası Ankara, Başkent.

Türkiye’nin ikinci büyük şehri.

Elini sallasan avukata çarpıyor.

Her yer hukuk bürosu dolu.

Bir öğrenci, hocalarına söylese…

Mutlaka, yanında bir şeyler öğrenebileceği avukat bulur.

Dört, beş sene üniversite okuyup mezun olmuş...

Neredeyse orta yaştaki bir vatan evlâdı olarak, sıfır tecrübeyle iş aramak iyi bir şey mi?

“Diploman var da, ne işe yararsın!” muamelesine muhatap olmak iyi bir şey mi?

Mecburi eğitim 12 sene, üzerine üniversite 4 sene, yıl kayıplarını da koy, 18 yıl boyunca okuyor ve mesleğe dair en ufak bir tecrübe edinmemiş olarak üniversiteden çıkıyorsun…

Bunu iletişim fakültesinde de gördüm.

Genç, gazetecilik okuyor…

Son sınıfa gelmiş…

Neredeyse orta yaşa gelmiş…

Bir gün bile bir medya organında çalışmamış!

Oraların havasını teneffüs etmemiş..

Böyle birçok öğrenci var.

Benim işe aldığım gençlerin önemli bir bölümü, kendiliğinden gelip tanışanlardır.

Bir misal;

Gazeteci Kamuran Akkuş, ben İstihbarat Şefi olarak görev yaparken, ziyaretime gelmişti.

Liseden kısa süre önce mezun olmuş bir gençti. “Gazeteci olmak

istediğini” söylüyordu.

O günlerde başım çok kalabalıktı, elimin altında da, yazılmayı, düzeltilmeyi bekleyen dünyanın haberi vardı.

Genci başımdan savmak istedim, ısrar etti.

Bundan 32 yıl önce…

Kendisine bir “ödev” verdim:

“Zararlı madde kullanımının gençler arasında yaygınlaşmanın yıllar itibarı ile seyrini, gittikçe yaygınlaşmasının sebeplerini, Devlet’in aldığı tedbirleri, yaptığı doğru işleri, eksikliklerini, yanlışlıklarını, yapılması gerekenleri ortaya koyan bir dosya hazırla.

Emniyet’e git, AMATEM’e (Bağımlılık, Danışma, Arındırma Ve Rehabilitasyon Merkezi) git, Yeşilay’a git, uyuşturucuya bulaşmış gençlerle ve aileleriyle görüş… Şöyle bol fotoğraflı bir yazı dizisi getir!

Bunu kitap haline dönüştürebilirsin.

Ben de sana yardımcı olurum.

Bir kitabın olsun!”

Kamuran Akkuş’u öyle gönderdim.

Aradan iki hafta geçti.

Baktım, karşımda.

Elinde koca bir dosya, önüme sürdü.

Baktım, eksikleri, gedikleri ile güzel bir emek mahsulü.

Makinesi kaliteli olmadığı için fotoğraflar çok iyi çıkmamış.

Bazı yazım hataları da var.

Lâkin, emek mahsulü.

Emniyet’e gitmiş, almamışlar.

AMATEM’e gitmiş, almamışlar.

Tanıdıklar bulmuş, bir şeyler yapmış, bilgileri kısmen de olsa almış.

Yeşilay’dan bir şeyler, uzmanlardan bir şeyler…

Uyuşturucu tedavisi gören birkaç genç, evlâtlarını bu belâdan kurtarmaya çalışan birkaç anne baba…

Ortadaki malzeme, kitap olacak gibi değildi ama, genci tuttum.

Hemen işe başlattım.

Kısa sürede işi kavradı.

Epeyce süre muhabirlik yaptı.

Ardından,

Haber Müdürü oldu, Ankara Temsilcisi oldu, Anadolu Ajansı’na geçti, Bölge Müdürü, İç Haberler Müdürü oldu.

Şimdi sürekli basın kartı sahibi, çok tecrübeli, bir basın ustası.

Bugüne kadar çalıştığım muhabir arkadaşlardan verimli olanlara bakıyorum; hemen hepsi okurken çalışanlar.

Bir genç, üniversiteyi bitirene kadar piyasadan uzak durmuşsa..

Mesleği icra eden kişilerle teması yoksa…

Okurken mesleki tecrübe edinmeye hevesi, arzusu yoksa, epeyce geriden geliyor demektir.

Eyyy bu yazıyı okuyan lise ve üniversite öğrencileri:

Lütfen, “müsait” vakitlerinizde piyasaya çıkınız.

İcra etmek istediğiniz mesleği yapanlarla tanışınız.

Onların sivil toplum örgütlerini ziyaret ediniz.

Meslek erbabı ile, haftada bir saat de olsa, birlikte çalışma, alanda bir şeyler öğrenme imkânlarını kollayınız.

Kantinlerde, kafelerde geçirdiğiniz saatlere, harcadığınız paralara acıyınız.

Piyasaya açılınız…

Kabuğunuzu kırınız.

“Diploma” almak için okula devam ederken, mesleki tecrübeniz olsun.

***

“Devlet’e kapak atmak”, en büyük idealiniz olmasın!
 

Serdar Arseven / Milat Gazetesi

Yorumlar2

  • Misafir 1 ay önce Şikayet Et
    Benim bir tanıdığımın oğlu iki üç netle gitti anadoludaki zibil gibi üniversitelerden birinin zibil gibi bölümlerden birinden üniversite mezunu oldu işsiz güçsüz gezdi bir süre polisliğe girdi yeni polis işinden memnun değilmiş ayrılmayı düşünüyormuş üzüldüm açıkçası
    Cevapla
  • Ramazan Yazar 1 ay önce Şikayet Et
    Maalesef okurken çalışmayı bırakın okul bittikten sonra bile çalışmak istemeyen sosyal medya bağımlısı, işleri kafeterya oturmak olan bir gençlik var karşımızda. Bunda anne/babaların da suçu var.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat