Ankara’nın taşı…

Gözlerimin yaşı!

Ne paralar gitmiş öyle, konser işlerine!

Cumhurbaşkanı Aday Adayı, Anketler Kralı, Büyük Başkan Mansur Yavaş’ın “İftiraya uğradım, sağlı sollu saldırılar var, toplu hücumlar yapıyorlar!” yollu açıklamalarla feryat etmesine sebep olan mevzular…

Şimdilerde önü kesilmek isteniyormuş kendilerinin…

Sağlı sollu hücumlara uğruyormuş…

Sağ taraftan iktidar geliyormuş, sol taraftan ise (kastı başka ne olabilir ki) CHP’deki en büyük rakibi!

İddia sahibi iddiasını ispatlayacak arkadaş!

Biz hiçbirine itibar etmedik iddiaların…

Sadece, Mansur Yavaş’a kulak verdik!

Zira biz O’na “Başkanım” dedik.

Biz O’nun, “Bulguru kaynatırlar, aman bulguru kaynatırlar” türküsü eşliğinde, o muhteşem oynayışını sevdik…

Biz O’nun sessiz ve derinden gidişini sevdik.

Biz O’nun apronda bekleyişini sevdik.

Biz onun “Başkan olursam, Ankaralının suyu bedava olacak!”  deyişini sevdik.

Sevdik de…

Aman Allah’ım, neler dedi öyle…

Konserler için nice milyonlar milyonlar…

Naydır norlar, “Oh may GOD!”lar…

Hepsini, hepsini kendi diliyle dedi.

Beni de, kendisini de yedi!

Ah be Mansur Başkan, iyi başlamıştı her şey…

“Ankaralının suyu beleş olacak!” dediniz…

İşin suyunu çıkarttınız, bizi de kendinizi de bitirdiniz!

 “Bir Köroğlu bir Ayvaz” yaşadığımız ve çeşmesinden akan suyun her damlasını koruduğumuz evimize gelen fatura…

2024 Ekim su faturası, tam 607 lira 2 kuruş…

“En az üç çocuk”la yaşayan bir aile olsaydık,  1250 lira gelecekmiş demek, asgari emekli maaşının onda biri çeşmeden akan belediye suyuna!

Ben, belediyeciliğin neredeyse olmadığı Ankara’da yaşayan ben, Mansur Yavaş’ın ağzından dökülen

akla ziyan konser rakamlarını işitiyorsam…

Ve o rakamların aslında “bana” geçtiğini biliyorsam…

Gerçek Sanatçı Merhum Barış Manço gibi,

“Sözüm Meclis’ten dışarı dostlar,

Bugün kendimi hıyar gibi hissediyorum!” diye feryat etmez miyim?

Ben bu kavanoz dipli dünyanın çarkına, ağzımdan geleni söylemez miyim?!

Bari dalga geçme, Mansur Başkan benimle…

“Paraların hepsini şarkıcılara vermedik ki..” deme…

Biliyoruz o kadarını…

“Işık , mışık- artık alıştık!” işlerini bilmez olur muyuz hiç!

“Işıklar içinde uyusun”  bu belediye konserlerini icat eden her kimse!

Bir de SGK borçları var, oralara buralara gidiyor, bana da SGK ya da kalmıyor…

Ve nedense, SGK borçları bu kadar birikene kadar, on yıllar boyunca birikene kadar kimse üzerine gitmiyor.

Sokaktaki vatandaşı iki kuruş borcu için hacizlik eden “şahinler”, iş belediyelerin “borç takışlarına” gelince, birer “taklacı güvercin” oluveriyor.

Kamunun, SGK’nın nice nice belediye tarafından batırılmasına uzun yıllar boyunca seyirci kalanlara hiçbir şey olmuyor.

Gelmişin geçmişin hesabı sorulmuyor!

İster CHP’li olsun, ister Ak Parti’li ya da başka partili…

Kamunun zararı, uzun yıllardır -nedense- tahsil edilmiyor! 

Vah benim küçücük emekli maaşım…

Geçim de yalan, seçim de yalan…

Var biraz da sen oyalan!

Hani, bu memleketin iki yakasını bir araya getirmeyen emekli ya…

Bir çalışan, bizcileyin “sefil” emeklilerden ikisine, üçüne bakıyor ya…

Biz bu memlekette nefes almaya bile hakkı olmayan “asalak” tipleriz ya…

Bir de ne dese beğenirsiniz, Mansur Yavaş:

“Çalışma Bakanı Vedat Işıklan, ‘ABB’nin şu anda 8.4 milyar lira SGK borcu var!’ diyor ya!”

Evet, diyor ya?

“Aslında o iş öyle değil!”

Ya nasıl Canım Başkanım?

 “Aslında var ya, toplam güncel borcumuz, 8 milyar lira!”

A, bak ne güzel; 8.4 milyar lira değilmiş toplam borç.

Sadece 8 milyar liraymış!

Ya 8.4 milyar lira olsaydı, hepten batmıştık!

-Konserler masrafları için hepinize takılan o kadar değil, bu kadar…

-SGK borçları olarak hepinize takılan o kadar değil, bu kadar!

İyice makaraya sardı işi Mansur Yavaş!

Benim Güzel Başkanım…

Cumhurbaşkanı aday adayım…

Vah benim dertli başım…

Bir de “benim güzel okuyucum” yüklenir sağ taraftan…

Der ki, böyle dedikçe bendeniz:

“Ey Serdar, adil ol biraz adil!”

Ne yapmışım ki?

Adaletten ne zaman, nasıl sapmışım ki?

“Mansur Yavaş’ın, Ekrem İmamoğlu’nun konserlerini dile dolayan sen, Ak Partili belediyelerin konserlerini niçin görmezsen!”

Vallahi de öyle değil, Billahi de öyle değil!

Ben nice ikaz ettim; sosyal medyadaki paylaşımlarım şahit, asosyal medyadaki konuşmalarım, yazılarım şahit…

Ben AK Partilileri de çok uyardım.

Çok daha fazla uyardım.

Zira…

Onlar bu konser işlerine, çok daha fazla kaptırdılar kendilerini!

Öyle kaptırdılar ki…

Camia’ya  “parmak” gösterenleri bile sarıp sarmalayanlar oldu…

İkaz ettim diye, engel atanlar oldu.

Sataşanlar…

“CHP’ye mi çalışıyon!” diye çengel atanlar oldu!

Halka hizmete gitmesi gereken kaynakları, “organizatörlere” ayıranlar oldu!

Benim durumlar epeyce zor…

Söylüyorum, ikaz ediyorum, kızıyorum…

Olmuyor...

Gel de halimi bana sor!

Bu “konser belediyeciliği” yüzünden kaç belediye başkanı ile kapıştım…

Ne lâflar ettim ve ne lâflar işittim.

Bir belediye başkanı, bana “Ama biz kitle partisiyiz!” deyince…

Öyle bir lâf ettim ki…

Kendimden geçtim.

Dilime prangalar vurdum!

Ruhun şâd olsun Barış Manço…

Sözüm Meclis’ten dışarı dostlar,

Bugünlerde kendimi hıyar gibi hissediyorum!