​Ailemiz ve Medyamız!

  • GİRİŞ24.12.2024 08:18
  • GÜNCELLEME24.12.2024 08:18

Üzerinde ısrarla durduğumuz “Anadolu Ailesi”, “Nüfus Artış, Boşanma ve Evlenme Oranları”,

“Süresiz Nafaka”, “6284 Sayılı Kanun”, “Milli Kültür”, “Milli Eğitim” meselelerini “bizim” medya pek

önemsemiyor.

İstisnalar müstesna tabii…

Medya organlarımızın “çoğu” diyelim, pek önemsemiyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, nüfus artış oranındaki çakılmanın “Varoluşsal Tehdit” olduğunu yani “Beka Meselesi” olduğunu söylüyor.

Gençlerin evlenmek istememesine vurgu yapıyor.

Anadolu Ailesi’nin, Milli Kültürümüzün büyük saldırılarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekmeye çalışıyor.

‘Medyamızı’ hassas olmaya davet ediyor!

Sayın Aile Bakanı da, nüfus artış oranındaki çakılmanın mahzurlarına vurgu yapıyor, durumun böyle devam etmesi halinde 25 sene sonra askere alacak yeterince genç bulamayacağımızı bile söylüyor…

Boşanmaların artmasından, evlenmelerin azalmasından şikâyet ediyor...

Yetkililer, ikaz ettikçe ediyor…

Amma velâkin…

“Bizim” medyadan neredeyse “tık” yok!

Büyük bir bölümü, tamamına yakını yani, konuşmaları aktarmakla iktifa ediyor.

Üzerinde yorum yapmak, tehlikelerin altını çizmek, çözüm teklifleri için uzman değerlendirmelerine başvurmak, program ve yazı dizileri hazırlamak gibi çabaları yok!

Ortadaki tehditlerin, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Sayın Aile Bakanı’nın dile getirdikleri kadar da büyük olmadığını mı düşünüyorlar acaba?

Yok bu olamaz!..

-Nüfusun hızla yaşlanması, insanımızın hızla “yalnız hayatlara” yönelmesi,

-Boşanmaların artması, nice evlâdımızın “anne ve babanın bir arada olduğu” huzurlu yuva ortamından mahrum kalması,

- Bu durumun suç oranlarının, şiddet eğiliminin arttırmasının sebepleri arasında yer alması,

-‘Mesleksiz diplomalı’ sayımızın hızla tırmanması,

-Mecburi eğitimin 12 yıl olması, neredeyse bütün lise mezunlarının üniversiteye yönlendirilmesi ve meslek eğitiminde arzu edilen noktanın çok çok uzağında kalmamızdan dolayı piyasalarda usta kalfa sıkıntısının çekilmesi,

-Geleneksel iş kollarının, meslek alanlarının, bunları icra edecek insan kalmamasından dolayı tükenme noktasına gelmesi,

-Evliliklerin geciktikçe gecikmesi,

-Kültür alanında kayda değer milli, manevî hamleler yapamıyor olmamız,

-Eğitimde manen ve maddeten arzu edilen noktanın çok uzağında kalmamız,

-Eğitim ve kültür alanlarında, savunma alanındaki başarılarımızın çok çok gerisine düşmemiz,

-Ailelerimizin birlik ve bütünlüklerini, toplumun huzurunu etkileyen kanunlarımızın ve uygulamalarımızın, bazı noktalarda ANADOLU RUHU’na aykırılıklar teşkil etmesi,

-Nice gencimizin imkânları olduğu halde evlenmek istememesi, evlenmek isteyen nice gencimizin ise, bir yuvayı kurmanın ve sürdürmenin ekonomik şartlarını yerine getiremedikleri için evlenmeyi ertelemesi,

-Ekonomik durumu yerinde olanların da çeşitli gerekçeler öne sürerek evlenmeye sıcak bakmaması,

-Çocuk yapmayı külfet olarak görenlerin sayısının gittikçe artması,

-Kadın sağlığı açısından hayati öneme sahip olan “doğurganlığın” neredeyse ortadan kalkmasının, başta meme kanseri olmak üzere, bazı hastalıkların yaygınlaşmasının önde gelen sebepleri arasında yer alması,

-Birçok hastanede, özellikle de birçok özel hastanede, sezaryenle doğum oranlarının çok yüksek olması ve bu durumun hanımefendilerin doğurganlıkları üzerinde çok olumsuz sonuçlara yol açması,

-Huzurevlerine, kreşlere ‘terk edilen’ insanlarımızın sayısının hızla artması,

-Dedelerimizin, ninelerimizin, amcalarımızın, dayılarımızın, halalarımızın, teyzelerimizin, eniştelerimizin yengelerimizin sayısının hızla azalması,

-Bazı televizyonlardaki “yuva yıkıcı”, “maneviyat tahrip edici”, “hedonizmi teşvik edici”, “zemin kaydırıcı” programların ve dizi filmlerin nice ikaza rağmen, pervasızca, vites yükselterek devam etmesi,

-Ve bunlara eklenebilecek birçok mesele…

“Bizim medyamız” için üzerinde durulmaya değer meseleler değil mi?

Arkadaşlarla tek tek konuştuğumuzda, bunların önemli meseleler olduğunu söylüyorlar.

Bize büyük ölçüde hak veriyorlar… Ama icraata gelince, yani bunları ekranlarda, gazete sayfalarında, sosyal medya hesaplarında işlemeye gelince…

Pek de oralı olmuyorlar.

Eminim ki, ailelerinde ya da yakın çevrelerinde pek çok sıkıntı yaşanıyordur.

Boşanan, boşanmak üzere olan, çocuk yapmayı külfet olarak gören, evlenemeyen ya da evlenmek istemeyen nice genç görüyorlardır.

Anne-baba sıcaklığından mahrum bırakılmış nice çocuk görüyorlardır…

Yalnızlığa terk edilmiş ya da kendilerini yalnızlığa mahkûm etmiş nice vatandaş görüyorlardır…

Gençliğin ağırlıklı olarak “izm”lere yöneldiğini, maneviyat alt yapısının iyice aşındığını görüyorlardır…

Yukarıda sıraladığımız hususların ne kadar önemli olduğunu, gözleriyle görüyorlardır…

Bu konuların, “küreselleşmenin tabii sonuçları” denilerek geçiştirilemeyeceğini, kulak üstüne yatmanın ne kadar yanlış bir tutum olduğunu biliyorlardır…

(Ki, benim konuştuklarımın çoğu biliyor bunları!)

Soru şu:

Böyle olduğu halde, bunlar iyi bilindiği halde, niçin uzak duruyorlar bu konulardan?

“Muhafazakâr-Demokrat” medya organlarımızın ve buralarda görev yapan "aydın"larımızın büyük bölümü, böylesine “hayatî” konulara niçin "pek" girmiyor?

Ben burada, bu "ilgisizliğin" bilinen, kolaylıkla tahmin edilebilen sebeplerini sıralamak istemiyorum.

Sadece “belki bir kişi daha duyar ve tavrından vazgeçer” ümidiyle…

“Ne kadar ikaz etsen, o kadar kâr!” düşüncesiyle…

“Allah aşkına” diyorum;

“Varoluşsal Tehdit” niteliğindeki bu konuları görmezden gelmeyiniz!

“Yazsak, söylesek ne değişecek?” diye düşünenler varsa…

Onlara da hitabım:

“Asla ümitsiz olmayınız!”

***

Hep diyorum ya…

MANEVİ VATAN çökerse eğer…

MADDÎ VATAN da çöker!

Allah muhafaza!

Milat Gazetesi

Yorumlar12

  • Kartal 1 hafta önce Şikayet Et
    Yazı güzel teşekkürler...Bizim dediğimiz medyanın kuruluş günleri ile şimdiyi mukayese edersek neleri kaybettiğimizi görürüz...Bütün değerlerimizle beraber aile müessesemiz de maalesef yıpranmaya devam ediyor...Âkil ve mesul olanlar yapıcı manada yol göstermeliler...
    Cevapla
  • İnsaf Vicdan 1 hafta önce Şikayet Et
    Ailemiz medyamız kısaca hali pür melalimiz yani perişan acıklı halimiz ?!
    Cevapla
  • Hamit Serdar Yılmaz 1 hafta önce Şikayet Et
    Serdar bey çok güzel yazmışsınız.Bir de iktidara nafakayı düzeltin, bu nafaka belası yüzünden erkekler evlenmiyor, kadın-erkek eşitliği saçmalığını kaldırın, kadının beyanını esas alan düzenlemeleri kaldırın, kadını doğrudan haklı gören saçma sapan anlayıştan vazgeçin, bunlar yüzünden aile kurumu bitti diye yazabilseniz keşke.
    Cevapla
  • ALİ KISA 1 hafta önce Şikayet Et
    önrm bu ülkde zngnler çcuk yapsın fkrle ypmsın çnkü bna hkkımz yk Türkiye de çocuk yapması grknlr zngnlr, ftblclr, mlltvkli, bknlar, bna bğlı krumlr,
    Cevapla
  • Recep IŞIK 1 hafta önce Şikayet Et
    Dalkavuk devri değil, eski kasaid yerine Üdebanız ana-avrat sövüyor birbirine. Türlü adlarla namütenahi İNSANLAR , FUHUŞ ve ZİNA tohumlarını bol bol atıyor memlekete. İt,NAMUSSUZ,AHLAKSIZ yetiştirmek için MEMLEKETİMİZ gayet münbit Bularak FUHUŞ ve ZİNA ekiyor salma gezen bir sürü it SÖVÜYOR YÜCE İSLAM dine beş on maskara, alkışlanıyor, Nesl-i hazır bunu hürriyet-i vicdan sanıyor.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat