Neresinden baksan lahana!
- GİRİŞ30.01.2025 07:57
- GÜNCELLEME30.01.2025 07:57
Dizi filmler, oyuncular, menajerlik şirketleri ve gezi olayları…
Gezi Olayları’nın “yardımcıları” arasında yer aldığı iddia edilen önce imenajerlik şirketi sahibi tutuklandı malûm.
İş, Gezi Olayları’na gelmeden önce piyasadaki bazı oyuncuları kolladığına, bazı oyuncuların ise önlerini kapattığına dair iddialarla önümüze getirilmişti bu Menajer.
Gezi meselesi olunca iş değişti, bambaşka boyutlara geldi.
Ünlü Menajer, Savcılık yazısında, hükümlü isimlerle birlikte hareket etmekle, “meşru hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik olaylara yardımcı olmakla” suçlanıyor…
Birçok “dizi oyuncusu”nun isimlerinin de haberlere konu olduğu bu süreç nasıl gelişecek bakalım.
Ben, bu “gözaltı, tutuklama” meselelerine pek girmiyorum.
Sosyal medyadaki “Oh iyi oldu, vah iyi olmadı!” kampanyalarına da itibar etmiyorum.
Kim suçlu, kim değil, buna kadar verecek olan yargı.
İyisi mi, meselenin yargıya bakan boyutlarını savcılara ve hâkimlere, bu konulardaki yorumları da hukukçulara bırakalım.
Yargımıza güvenelim.
Yargımızın işine karışmayalım.
Biz de, kendi hattımızdan ilerleyelim;
“Kültürel İktidar” hattından!
Gezi Olayları’nın çiçek, böcek meselesi olmadığı organizasyonun en parlak simalarından biri tarafından ifade edilmişti zaten.
Hedefin, zamanın Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ı, yani sandık yoluyla iktidara gelmiş Hükümeti devirmek olduğu açıktı.
Gezi’yi tertipleyenlerin ana maksadı buydu; dedim ya, kim ne kadar suçlu, değil, ona yargı karar verecek.
Yargının işine karışmak, o veya bu şekilde yönlendirme çabası olarak nitelendirilebilecek değerlendirmelerde bulunmak yanlış olur.
Benim üzerimde durmak istediğim bir başka mesele…
Gezi olaylarının ön sahnesinde yer alan “dizi oyuncularının” sonraki dönemlerde, hangi işleri yaptıkları…
Nerelerden “iş” aldıkları meselesi…
İşte burası tam da “Kültürel İktidar kimlerde?” noktası!
Sanatçı İsmail Hakkı, sosyal medyada dikkat çekici paylaşımlarda bulunmuş…
Yazdıklarına şöyle bir göz atalım:
“(Gezi olaylarından bu yana) 11.5 yıl geçti.
Ne köprülerin altından ne sular aktı.
Gezi’den bu yana devletin sanat yöneticilerine, o yıllarda gezi destekçilerinin kurumlardan aldıkları paralara bir bakın isterseniz, yok mu araştırın?”
*
“Menajer kadın…
Dizi piyasasında tekel miydi?
Saçmalamayın arkadaşlar, ne tekeli?
Piyasada tekel yok.
Açtırmayın bayramlığı…
Yalnız o kadın mıydı, o işleri yapan?
Hayır, tabii ki…
Sizlere yıllarca ‘altın tepside’ sunulan, sevdirilen, çocuklarınıza rol model gösterilen, halen semiren, semirtilen (niceleri) var!
Sahi onlara ne oldu bilen var mı?
Yıllardır dilimizde tüy bitti, anlata anlata…
Kapı kilit tutmuyor, kapı!!!
Ne zaman anlayacak sınız?”
X
Sanatçı İsmail Hakkı, iktidara çok yakın kimi unsurlar tarafından, Gezi Olaylarına katılanlardan bazılarına “ballı” işler verildiğini söylüyor özetle.
Bu işi bilenlerden bazılarına, “Mesela kimlere ballı işler verilmiş?” diye sordum…
Epeyce isim sıraladılar!
Biraz araştıran o isimleri görüyor zaten…
Kim nerelerden ne işler almış, görüyor.
Dedim ya, ben kimseyi suçlu ilân etmem.
Hakkında, suçlu olduğunu gösteren kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan kişi, o karar çıkıncaya kadar suçsuzdur.
Kimin suçlu olduğuna, olmadığına karar vermek de yargının işidir.
Ben bu işe girmem.
Beklerim.
Beklerken de…
Bir “yorumcu” olarak, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” diyebilirim…
Gezi olaylarına katılan, destek veren “sanatçı” etiketli kişiler, bu dönemde bile, hem de nerelerden nerelerden en ballı rolleri kapıyorlarsa…
Büyük kazanımlar elde ediyorlarsa…
Gezi olaylarına katılmayan, dahası karşı çıkan sanatçılardan bazıları, bu durumdan duydukları rahatsızlığı belli ediyorlarsa…
Soru önergesi kıvamında, sorarım:
“En baba rollerin (iktidarı çevrelerindeki birileri tarafından) iktidarı yıkma faaliyetine katılanlara verildiği doğru mudur?
Doğruysa bu durumun sebebi nedir?
Burada bir lahana-perhiz çelişkisi yok mudur? ”
Bakın, yanlış anlaşılmasın; ben ona bu rol verilsin, buna bu rol verilmesin filan demiyorum.
Sadece, bir “bağımsız gözlemci”, bir “yorumcu” olarak, bir Sanatçımızın paylaşımlarından, iddialarından yola çıkarak “perhiz –lahana” ilişkisine, daha doğrusu “çelişkisine” dikkat çekiyorum,
Ha, birileri diye bilir ki…
“İsmail Hakkı Bey haklı da…Bizim buralardan kaç tane sanatçı var ki, dizilerde hep onlar oynatılsın?”
Orasını bilemem!
Sanatçı envanterimiz elimde değil.
Deniyorsa ki, “Buralarda yeteri kadar olmadığı için mecburen oralardan alıyoruz!”…
O vakit de çok büyük bir eksiklik çıkar ortaya.
Eğer böyleyse durum…
Olanların kıymetini bilmemenin yanı sıra, olması için de çaba gösterilmemiş demektir!
Yetiştirilmemiş demektir!
“Kültürel İktidar” alanı tamamen, Sanatçı İsmail Hakkı’nın işaret ettiklerine bırakılmış demektir…
Neresinden baksan tuhaflık…
Neresinden baksan lahana!
Milat Gazetesi
Yorumlar6