Muhsin Başkan ve Kürtler

  • GİRİŞ15.04.2025 08:30
  • GÜNCELLEME15.04.2025 08:32

Muhsin Yazıcıoğlu Başkan ile Diyarbakır’dan Şırnak’a yolculuk…

Yerleşim birimlerine uğraya uğraya gidiyoruz…

Her yerde büyük ilgi…

Kürtler, Muhsin Başkan’ı bağırlarına basıyor her durakta…

PKK Terör Örgütü o zamanlar çok canlı, şimdiki gibi bitme noktasına getirilmiş vaziyette değil.

Bizler, dağların arasından ilerliyoruz…

O sırada…

Rahmetli’nin telefonu çalıyor…

Arayan bir çocuk…

“Muhsin Amca, Muhsin Amca!” diye bağırıyor heyecanla…

“Ben Ahmet.”

Başkan gülümseyerek,

“Ahmet, hangi Ahmet?” diye soruyor…

 

Çocuk oralı değil…

“Muhsin Amca, bizim apartmanın yöneticisi bir adam var Muhsin Amca, bahçede top oynamamıza kızıyor. Bugün de topumuzu aldı Muhsin Amca. İstiyoruz topu vermiyor, kesecekmiş!”

Çocuklar gibi neşeleniyor Başkan, çocukla konuşurken…

Bir yanıyla, dünyanın en olgun insanlarından…

Diğer yanıyla, çocuk gibi…

Küçük Ahmet, oyunu yarım kalmış, üstelik de çok sevdiği topu kesilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan bir yaramaz.

Muhsin Başkan’ın gözleri ışıldıyor çocukla konuşurken…

“Ahmet, sen nerede oturuyorsun bakayım, kimin oğlusun?”

Küçük Ahmet, hangi semtte oturduğunu, apartmanın ismini ve bulunduğu sokağı söylüyor.

 “Ahmet, bak, belki de komşuları rahatsız ediyorsunuzdur…” diyor.

Ahmet ısrarlı;

“Hayır Muhsin Amca! Bizim apartmanın yöneticisi çocukları sevmediği için böyle yapıyor. Zaten herkes kızıyor ona Muhsin Amca!”

Muhsin Başkan bana bakıyor, ben Muhsin Başkan’a…

Gülüyoruz…

Dışarı çıkıp top oynamak geçiyor içimizden.

O ve Ben…

Çocukluklarını yaşayamamış iki delikanlı.

*

Teröristlerin kol gezdiği zamanlarda, dağların arasından ilerliyoruz…

Muhsin Başkan, Küçük Ahmet’i dinliyor…

“Tamam evlât!” diyor çocuğa, “Müsaade et, biz bir bakalım duruma, ama söz ver, yaramazlık yok!”

Ahmet  “Tamam Muhsin Amca, ama bu yöneticiye kızacaksın di mi!” diye üsteliyor.

Muhsin Başkan gülüyor…

“Ahmet, kapat hadi telefonu!” diyor.

Sonra, birini arıyor.

Selâm veriyor…

“Not al, şu semtte, şu sokakta şu numaralı apartmanda bir yönetici varmış. Çocukların top oynamasına engel oluyormuş. Belki de haklıdır adam. Siz bir gidin, bir duruma bakın.

Eğer, haklıysa çocukların oralarda, bir başka yerde oynaması için bir imkân bakın.

Eğer haklı değilse, huysuzluk yapıyorsa,  o yöneticiyle konuşun, çocukları üzmesin!

Terbiyesizlik yapmasın!”

*

Bir Genel Başkan…

Türkiye’nin özgül ağırlığı en büyük liderlerinden biri…

Dağların arasından ilerlerken…

Küçük Ahmet’in topuyla ilgileniyor.

Çocuklar rahat rahat oynasın, çocukluklarını yaşasın diye…

*

Bu hatırayı,  Muhsin Başkan’ın vefatının 16. Yıldönümü münasebetiyle gittiğimiz memleketi Sivas’ın Şarkışla İlçesi’ndeki etkinlikte anlattık.

Ramazan Bayramı tatilinden dolayı o güne ertelenen etkinlik…

Şarkışla’nın BBP’li Belediye Başkanı Kasım Gültekin ve Sivas’ın BBP’li İl Genel Meclisi Üyesi Orhan Tamer, 25 Mart 2009 tarihli “helikopter katliamında” şehit düşen Merhumlar Muhsin Yazıcıoğlu, Erhan Üstündağ, Murat Çetinkaya, Yüksel Yancı ve Gazeteci İsmail Güneş’i anma etkinliğine davet edince…

Orada bulunmayı vazife bildik.

Sanatçı Ahmet Yenilmez’le birlikte Merhum Başkan’ı anlattığımız bir sohbet…

Dışarıda kar yağıyor…

Nisan’ın 11’inde yoğun kar yağışı…

 Rahmetli Muhsin Başkan’ı hatırlatıyor bize…

“Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum,
Durun kapanmayın pencerelerim,
Güneşimi kapatmayın,
Beton çok soğuk, üşüyorum.”

Merhum Başkan ve kar yağışı…

Kaza süsü verilmiş helikopter cinayeti…

Failler hâlâ meçhul…

Utanıyorum!

Sanatçı Ahmet Yenilmez sordukça…

Anlatıyorum…

Güneydoğu Seferimizde, Ülkücü Muhsin Başkan ile oralardaki Kürt gençlerinin “gece yarısı” buluşmalarında yaşananları anlatıyorum.

Şırnak’ta bir gece yarısı…

 Muhsin Başkan ve birkaç partiliyle birlikte dışarı çıkıyoruz…

Güvenlik güçleri, bu ortamda öyle dolaşmamızın uygun olmayacağını söylüyor.

Muhsin Başkan, “Yok kardeşim, sıkıntı yok!” diyor.

Şırnak’ın bir yerinde ‘internet kafe’den çıkan gençler var.

Yanlarına yaklaşıyoruz…

Merhum Muhsin Başkan’ı görünce şaşırıyorlar.

Gençlerden biri Muhsin Başkan’a, “Hayırdır, siz burada?” diye soruyor…

Muhsin Başkan gülerek, “Sizin için buradayız!” diyor.

“Hoş geldiniz!” diye karşılık veren Kürt gençleri teker teker sarılıyor Başkan’a…

Biri…

“Sen hilal içinde gülsün, sen bizi seversin, biz de seni!” diyor.

Oturup konuşuyoruz bir gece vakti.

Gençler,

“Bizim huzursuz olmamızı isteyenler var!” diyor.

Muhsin Başkan, “Kimlerse onlar hep birlikte mücadele edeceğiz. Bu ülke hepimizin, bu bayrak hepimizin!” diyor.

Bir genç, “Vallahi doğru diyorsun!” diyerek destek veriyor.

Gece yarısı, Şırnak’ın karanlık sokakları alkışlarla inliyor.

Güneydoğu seferimizin her bir aşamasında, Kürtlerle Muhsin Başkan’ın sıcak buluşmalarına şahitlik ediyoruz.

Dönüş yolunda…

“Serdar Bey, bizi asla bölemezler!” diyor Başkan…

O seyahatten sonra Muhsin Başkan,  gerek yurt içindeki, gerekse yurt dışındaki Kürt önderleriyle görüşmelerini sıklaştırıyor.

Sözüne herkesin itimat ettiği bir “Emin Kul” olarak konuşuyor…

Devlet’in şefkat elini temsil ediyor oralarda…

Bu sırada, seri “kazalar” oluyor…

Muhsin Başkan bu “kazalardan” kurtuluyor…

Ben kendisine “Bu kadar üst üste kaza olunca, aklıma suikast girişimleri geliyor!” diyorum.

O, aldırmıyor.

Yoluna devam ediyor.

Sonra…

İşte, kalbimizi yakan o helikopter katliamı…

Şarkışla’da bunları anlattım…

Eşref Bitlis, Uğur Mumcu cinayetlerindeki “Siyonizm-PKK Terör Örgütü Parmağı” izlerini masaya yatırdım.

“Siyonistler,  Merhum Muhsin Başkan’ın çalışmalarından da çok rahatsızdı!” dedim.

*

“Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşabilmemiz için Muhsin kalplilere ihtiyaç duyduğumuzu söyledim.

Hasretimizi dile getirdim.

“Karşıtlarının bile güven duyduğu Muhammedü’l-Emîn’in izinden gitmeye çalışan Muhsin Yazıcıoğlu Başkan’ın genç nesillere çok daha iyi anlatılması gerektiğini” vurguladım.

Rahmetli Muhsin Başkan’ın her önemli konuda değerlendirmesi merak edilen, her söylediğine güven duyulan bir Lider olduğunu hatırlattım.

Bu memleketin bağrında nice Muhsin’lerin olduğundan şüphe etmediğimi belirttikten sonra…

“Anadolu Muhsin’siz kalmaz. O Muhsin’lerin kıymetlerini bilemiyorsak, bu bizim ayıbımız!” dedim.  

*

Gecenin bir yarısı, salonu dolduran vatandaşlarımızla birlikte Şarkışla yollarına çıktık…

Gözlerimiz nemliydi.

Nisan’ın yarısına yaklaştığımız bir gecede…

Kar yağışı iyice şiddetlenmişti.

Hava buz gibiydi.

Hepimiz üşüyorduk.

 

Yorumlar39

  • Abdulbaki Yesil 11 saat önce Şikayet Et
    Allah cc gani gani ama gercekten gani gani rahmet etsin, kevser havuzunun başında bizleri bulustursun. Seviyoruz, hemde kisi sevdigiyle beraberdir diyerek seviyoruz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Hayrullah Bulut 13 saat önce Şikayet Et
    Ben bir Kürt olarak rahmetli Muhsin başkanla üç kez görüşmem oldu kendisiyle Ülkü ocakları başkanı olduğu zaman genel merkezde,İstanbul AÖS yurdunu ziyarete geldiğinde 1977, ve Batmanda bir otelde konferans verdiği zaman ,RABBİM mekanını CENNET eylesin.Ülkesini seven bir yiğit BAŞKANDI,Bende BATMANDA bu Nisan ayında ÜŞÜYORUM taki katilleri bulununcaya kadar üşümem devam edecek.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • 1071 16 saat önce Şikayet Et
    ALLAHÜ TEALA gani gani rahmet eylesin Muhsin abime amin.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Şehzade 18 saat önce Şikayet Et
    inşaALLAH RAHMETLİ HASAN Kara kayanın yolundan eğilip bükülmeden ELİF gibi gidersin kardeşim
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Abdülkadir Çelik 20 saat önce Şikayet Et
    Nisan’ın yarısına yaklaştığımız bir gecede… Kar yağışı iyice şiddetlenmişti. Hava buz gibiydi. Hepimiz üşüyorduk. Ağlattın be usta❗️
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat