Geçen hafta hiç şüphesiz gündemin en sarsıcı haberi devletine ihanet eden bir zavallının beş kuruş için devletin en mahrem bilgilerini nasıl sattığını, satarken nasıl küçüldükçe küçüldüğü hikayesini izledik.

Tarihimize ‘Savaşman’ davası olarak geçen MİT casusluk davasının bir benzerine 39 yıl sonra şahit olduk. Gerçi milli piyade tüfeğinin bilgilerini satmakla CIA’ye bilgi satmak arasında ihanet farkı var ama tarih tam anlamıyla olmasa da benzer tekerrürlerden ibaret.

Bundan 39 yıl önce CIA’ye istihbarat satmakla suçlanan MİT daire başkanı Sabahattin Savaşman o dönem suç üstü yakalandığında şu cümleleri kurmuştu " CIA bizim ortağımız onlarla bilgi paylaşımında bulundum. Devletin sırlarını satmadım. “

1994 yılında hayatını kaybeden Savaşman bu suçu hiç kabul etmedi. Kendisine Hiram Abbas ve Mehmet Eymür'ün komplo kurduğundan bahsetti. İşin orasını artık bilemem ama ortada suç üstü yapılmış bir operasyon vardı. MİT tarihinde bir benzeri de 1983 yılında görüldü.

Amerikan ve İngiliz ajanlarına bilgi satmakla suçlanan kişi TSK’dan albay sıfatıyla emekli olan MİT mensubu Turan Çağlar’dı. Çağlar İstanbul’da, NATO’da asker olarak görevli CIA ajanlarıyla buluştuğu belirlenmiş ve bu görüşmelerden birinde suçüstü yakalanmıştı.

TSK’da görev yaparken, NATO’da da çalışan Çağlar’ın İngiltere istihbaratı adına çalışan “John” ve CIA adına çalışan “Nick”, “Billy”, “John” ve “Sarhoş” kod adlarını kullanan kişilerle sık sık görüştüğü tespit edilmiş bu süre zarfından Doğu Perinçek’e de bilgi aktardığı tespit edilmişti.

Geçen hafta yaşanan ihanet ise aleni bir şekilde işlenmiş bir alçaklığın ürünüydü. makine kimya endüstrisi Kırıkkale müdürü Mustafa Tanrıverdi isimli şahıs NATO'nun bir numaralı silah olarak onayladığı MT76 piyade tüfeği ve emniyet teşkilatının kullandığı mp5 silahlarının tüm içeriklerini Amerika'da silah fabrikası sahibi bir Türk'e satmak istedi. Böyle bir ihaneti Amerika'daki fabrika sahibi Türk, emniyet güçlerine haber vererek engelliyor. 

Eğer karşıdaki alıcı da ihanet sarmalının içinde olsa 30 yıllık birikim ve uğraş bir anda heba olacak. Fetö'nün devletin her kademesindeki ihaneti hala temizlenmemişken bir de bu tür münferit olaylar devletin artık çok sıkı tedbirler alması gerektiğinin en büyük kanıtı oldu.

Evet geçen hafta iki ayrı hikaye izledik. Biri onu yetiştiren bu toprakların bağrına üç kuruş için hançer saplayacak kadar nesepsizken, bir diğeri Atlantik'in öteki ucundan herkese vatanperver olmanın ne demek olduğunu  gösterdi.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner