Yeni Zelanda’daki Hıristiyan terör saldırısına baktığımızda elbette birçok önemli husus var ama detaylarına baktığımızda katilin silahında yazılı olanlar uluslararası bir örgütün işi olduğu ayan beyan gözükmektedir.

Benim en çok dikkatimi çeken iki isim Davit Ağmaşenebeli ve Davit Sosan oldu.

Davit Ağmaşenebeli 1121’de Selçuklu ordularını Didgori Savaşı’nda mağlup ederek Güristan’dan çıkartan ve daha sonra “aziz” ilân edilen Gürcü Kralı.

Davit Sosan: Alan Prensi, Gürcistan’ın efsanevî kraliçesi Tamara’nın kocası ve özellikle Selçuklular’a karşı Gürcistan’a başarılar kazandıran ordu kumandanı.

Bakın bu bilgiyi Türkiye’de kaç tarihçinin bileceği ortadadır. Bakıldığında derin Avrupa’nın çok fonksiyonlu bir planı devreye soktuğunu görüyoruz.

Yeni Zelandalı Hıristiyan terörist Brenton Tarrant’ı yeni bir Breivik olarak sahaya sürdüler. Ne diyordu bu terörist:

Ayasofya-Konstantinapol yeniden Hristiyanların olacak, Erdoğan’a ölüm, Türkler boğazın doğusunda yaşasın!

Bakın karşınızdaki terör örgütü sizi sizden daha iyi biliyor. Camideki şehit olanlar için Türk diyor. Çünkü dünyada Türk’ün karşılığı Müslüman. Bu yeni bir şey değil. Ama içimizde yıllardır köşe başlarını tutanlar, ithal fikirleriyle bu topluma nifak tohumu ekenler Türk kelimesinden rahatsız oldular ve onu öcü gibi gösterdiler. Bakın bir dönem herkesin evinde olan Meydan Laourusse’de Türk’ün karşılığına baktığınızda Müslüman olduğunu görürsünüz.

Süleyman Paşa’nın Trakya’ya geçişinden bu yana Batı’nın bize bakışı değişmedi. Hala rüyalarında Merizfonlu’nun o gece yaktıkları ateş rüyalarına giriyor.

Şimdi Avrupa yeniden ABD ve Asya blokuna karşı ayağa kalkma derdinde. Bu yüzden bir şeyler deniyor. Sen unutsan da onlar sana Türk olduğunu hatırlatıyor.

Bakın dünyanın bir ucunda Hristiyan bir teröristin yaptığı katliamın kodlarına baktığınızda hedefe Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk devleti var. Şimdiye kadar ‘Beka’ meselesine dair istihzai cümleler kuranlar bundan sonra az da olsa bu meseleyi anlamışlardır inşallah.

Evet, şimdiye kadar modernizmin esiri olanlar, ya da kendini karşı tarafa beğendirme çabası içinde olan omurgasızlar, işte Batı’nın seni gördüğü yer burasıdır: Sen Türk’sün. İnkar etsen de Batı sana bunu hatırlatıyor. Sen unutsan da onlar unutmuyor.

Bu yüzden tüm emperyal saldırılara vereceğimiz en iyi cevap: Kendi hücrelerimize geri dönüp ‘Türk’ olabilmekte.

serkan.ustuner@haber7.com

https://twitter.com/sustuner