Yerel seçim değil beka
- GİRİŞ28.03.2019 08:30
- GÜNCELLEME29.03.2019 09:19
Seçim sathına girildiğinden beridir gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse MHP lideri Devlet Bahçeli’nin üzerinde ısrarla durduğu, altını kalın harflerle çizdiği bir mesele vardı: Bu bir yerel seçimden ziyade bir ‘Beka’ meselesidir. Muhalefetin ‘Ne bekası. Altı üstü yerel seçim’ demelerinin altında tamamen kararsız seçmeni sandıktan uzak tutmak olduğu aşikardı.
PKK'YLA İTTİFAK
Ama seçim yaklaştıkça bütün baklalar ağızlardan tek tek çıkmaya başladı. Önce terör örgütünün siyasi uzantısıyla ittifak olduğunu inkar etseler de HDP’nin eş başkanlarının özellikle büyükşehirlerde gizli ittifakı afişe etmeleri ve ardından ittifak içinde oldukları partileri tehdit etmeleri foyalarını ortaya çıkardı.
SÖZDE MİLLET İTTİFAKININ ANAP UMUDU
Özellikle bu seçimi 89 yerel seçimlerini örnek gösteren sözde millet ittifakı, terör örgütleri PKK ve FETÖ, ANAP örneğini vermekteler. Sahi 89 seçimlerinde ne olmuştu? 12 Eylül’de demokrasiye vurulan darbe sonrası yapılan 1983’teki ilk seçimlerde Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi yüzde 45.1 oyla birinci gelmişti. Necdet Calp'ın genel başkanı olduğu Halkçı Parti yüzde 30.5 oyla ikinci, Turgut Sunalp liderliğindeki, askeri darbenin savunucusu Milliyetçi Demokrasi Partisi ise yüzde 24.3 oyla üçüncülüğe gelmişti. 87’deki seçimlerde de ANAP yüzde 36,3’le iktidara gelirken 89 yerel seçimlerinde Turgut Özal’ın ANAP’ı ilk kez büyük bir yenilgi alarak oy oranı yüzde 21’lere gerilemiş, 3 büyükşehri de dönemin SHP’sine kaptırmıştır. Ondan sonrası malum. Özal’ın başında olmadığı Çankaya’ya hapsedilmiş bir lider ve en sonunda tabela partisine dönüşen ANAP. Şimdi bu kirli ittifakın sözcüleri, uluslar arası dar oligarşinin hayali bu seçimden bir 89 sonucu çıkarmak. En azından 3 büyükşehirde bunun üzerine plan yaptılar. Ama herhalde hayal dünyasında yaşarken şunu görmezden geldiler. 89’da Demirel sağın oylarını yarı yarıya bölmüştü ve Özal artık köşke çıkma planları yapıyor ve partideki tüm otoritesini kaybediyordu. Cumhur ittifakında iki lider de partilerinin oylarını blok halinde tutan güçlü şahsiyetler ve milletin feraseti her şeyin üzerinde.
HÜCRE İLE TEHDİT ETMEK HANGİ AKLIN ÜRÜNÜ?
CHP’li Engin Altay’ın seçim kabinini hücre olarak işaret etmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve sayın Bahçeli için haddini aşan sözler sarf etmesi kendi aklı değil. Ona öğretilen ya da söyletilen bir aklın ürünü. 50 yıllık Türk demokrasi tarihinde kabini hücre olarak tanımlayan ne siyaset bilimci var ne de siyasi şahsiyet. Subliminal mesaj vererek kirli planlarını kendi dilleriyle deşifre ediyorlar. Evet, bu seçimler Türk devletinin 100 yıl sonra kabuk değiştirdiği 16 Nisan referandumu sonrası dünya sistemine vereceği son cevaptır. Bundan sonrası artık sistem tartışması ya da topal parlamenter sisteme geri dönüş hayalleri de geride kalacak. Türk devletinin milletiyle beraber var olma ve son kale olarak ayakta kalması bu seçimden çıkacak sonuca da bağlıdır. Bugün dolar kurundan, körfezdeki ABD’nin küçük eyaletleri olan devletlerin tutumuna, ABD başkanı Trump’ın ve hükümetinin hamlelerine, terör devleti İsrail’i yönetenlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kuduz köpekler gibi saldırmasının altında sadece bir yerel seçim mi var? Dünyadaki hangi yerel seçim bu kadar ülkenin gündeminde var olabilir. Türklere diz çöktürebilirlerse biliyorlar ki, tüm coğrafyada istedikleri atı oynatacaklar. Osmanlı kurduğu sistemle kolonyal ve kapitalist düzeni 400 yıl geriletti. Devlet-i Ali yıkılınca yeni dünya düzeninin sahipleri her şeyi çok kolay elde ettiler.
BU MİLLET ARİFTİR HER ŞEYİ BİLİR
Şimdi de Türkiye Cumhuriyeti için aynı planları yapıyorlar. Bu yüzden bu devletin de milletin de 80 milyonunun bir arada refah içinde yaşaması ve muasır medeniyet seviyesine çıkması için Cumhur ittifakına partiler üstü bir oluşum olarak bakmalıyız. Bir yanda 35 yıldır bebek öldüren, devleti yıkmaya çalışan cani, katil sürüsüyle beraber bir ittifakın içinde yer alan bu memlekette dikili bir ağacı olmayanlar bir yanda bu devlet için canını ortaya koyup kendinden çok milletini düşünenler. Artık bundan sonrasında karar milletin. Ömer Seyfettin’in dediği gibi “Bu millet âlim değildir ama âriftir. Bu irfanı sayesinde pek çok şeyi okumuşlardan daha iyi sezer, fark eder ve bilir.”
serkan.ustuner@haber7.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol