Derviş geldi, bir kez daha akıllar tutuldu
- GİRİŞ22.06.2008 09:06
- GÜNCELLEME22.06.2008 09:06
TÜSİADın, konuk konuşmacı olarak UNDP Başkanı Kemal Dervişi davet etmesi, birbirini tetikleyen yorumlara yol açıyor.
TÜSİAD bu toplantıya, Anayasa Konvansiyonu (Anayasa yapmak için toplanan olağanüstü geçici meclis) çağrısı yapmak üzere Türk-İş, Hak-İş ve DİSK gibi işçi örgütlerinin yanı sıra, işveren cephesinden TİSK ve TÜRKONFED başkanlarını da davet etmişti.
Başkanlar toplantıya gelemeyeceklerini bildirdiler, ancak şu sorular tam olarak yanıtlanmadı:
TOBB, Türk-İş ve Hak-İş daveti hangi aşamada geri çevirdi?
TÜSİAD ile yeni randevuyu Dervişsiz toplantıya vermeleri, hangi endişelerin ürünü?
Türkiyede geniş açılımlı toplumsal mutabakat talebi TÜSİADdan gelince, bazı kesimler neden komplo üretme gereği duyuyor?
AKP kapatılmazsa
İki noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Birincisinde, Hak-İş Başkanı Salim Uslunun, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağın hukuka saygı çağrısı yaptığı konuşmasını eleştiren şu ifadelerinden yola çıkıyorum:
Saygısızlığı kimin yaptığı ortaya konmamış, oysa sorun Türkiyede Sayın Yalçındağın ifade ettiği gibi hukuka saygı sorunu değil. Sorun yargı ve yargıçların tarafsızlığı sorunu.
Ve soruyorum: Yargı, AKPyi kapatmama kararı verirse ne söyleyeceksiniz? Bu ihtimal henüz tamamlanmayan bir dava sürecinde hiç mi dikkate alınmaya değmiyor?
TÜSİAD eli ile Dervişin yeniden siyaset sahnesine hazırlandığı, ara dönem iktidarı kurgulandığı imasında bulunanlar, nedense AKPnin kapatılmaması olasılığı üzerinde durmak istemiyor.
Acaba AKP kapatılmazsa, toplumsal mutabakatın sağlanmasını öngören yeni bir siyasal sürecin başlamasından mı korkuyorlar?
Dervişi AKP ağırladı
TÜSİADın toplantısına CHPnin sessiz kalması dikkat çekti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa konusunu gündeme getirmiş olmalarını memnuniyetle karşılıyoruz diyerek, TÜSİADı destekledi.
2008 yılı sonunda UNDPdeki görevi bitecek olan Derviş tarafından bakarsak, AKP tarafından ağırlandığı izlenimi almamızı engelleyecek bir tutum belirmedi.
Derviş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren tarafından kabul edildi.
Yeni siyasal hareketin tetikleyicisi bir Derviş sizce bu ilgiye mazhar olabilir miydi?
Kayda girilmesinde ısrarlı olduğum ikinci nokta da, Dervişin Türkiyedeki son günlerinde CHPden çok, AKPye yakın siyasi mesajlar verdiğinin unutulduğu.
Hatırlamak için, 15 Temmuz 2004 tarihinde bu köşede Dervişin Türbanı başörtüsüne tercih ederim sözlerinin yer aldığı yazı ile 21 Temmuz 2004te Yeni Şafaktaki Taha Kıvanç imzalı köşeye bakmak yararlı olur.
Uzlaşı için şans
Türk-İş toplantıya katılmama gerekçesini gündem karmaşası olarak sundu.
Hem Anayasa konvansiyonu hem de Dervişin ekonomi sunumunun aynı toplantının gündemi içinde yer alması, Türk-İşin kafasını karıştırdı.
Peki Türk-İş neden sınıf bilinci ile hareket edip, Türkiyenin en büyük sermaye gruplarını temsil eden TÜSİAD neden anayasa gibi yüksek siyaset konularına giriyor diye sormuyor?
TÜSİAD üyelerinin kaybedecek çok şeyleri olduğu nasıl da unutuluyor. Yalnız bu nedenle, yönetilememe durumunun ortaya çıkarabileceği sonuçları, dünyada kabul gören bir ekonomist olarak Dervişe söyletiyor olamazlar mı?
Çinde, Hindistanda büyüme sürerken, finans havuzu petrol gelirleriyle beslenirken, Türkiyede gıda ve enerji maliyetleri artıyor, enflasyon yükseliyor, büyüme geriliyor, işsizlik korkutuyor, cari açık bir risk faktörü olarak duruyor.
TÜSİADın bu tablo karşısında bir uzlaşı için son şans çağrısı yapıyor olma olasılığı hiç mi akıllara gelmiyor?
Kesimler arası diyalog sağlayabilecek kurumları/kişileri alt alta yazın bakalım, kaç tane?
syilmaz@milliyet.com.tr
Yorumlar3