Anadolu sermayesi son yolculuğuna uğurlanıyor
- GİRİŞ01.03.2011 10:31
- GÜNCELLEME01.03.2011 10:31
Erbakan ile öyle uzun boylu bir anım yok. Kendisi ile bir kez görüştüm. 28 Şubat 1997 kararlarının alınmasından 11 ay sonra kapatılan RP’nin lideri olarak Erbakan, Malta Köşkü’nde yazarlarla buluşmuştu.
O gün Erbakan’dan 28 Şubat sürecini analiz etmesini istedim. Erbakan “Anadolu sermayesini güçlendiriyorduk, bu büyük sermaye çevrelerinin işine gelmedi, bizi iktidardan uzaklaştırmak için senaryolar yazıldı” diyordu.
Bunu söylerken de yüzünden boncuk boncuk ter akıyor, nezaketinden yanıt vermek zorunda kaldığı belli oluyordu. Erbakan, o gün Malta köşkünde yaptığı saptamada tümüyle haksız mıydı?
TÜSİAD arşivine baktığınızda, Erbakan ile birlikte resimlerine bile rastlayamazsınız. Neyse ki TOBB geçen yıl düzenlediği YİK toplantısına, Erbakan’ı davet etti de, bugün “başsağlığı” mesajlarının yayınlandığı web sayfalarında resimleri yer alıyor.
Havuz problemi
Erbakan Başbakan olduğu dönem, TÜSİAD Başkanı Halis Komili’ydi. Komili 1996’nın Haziran’ında, Erbakan’a yaptığı ziyarette, hükümet programından sapılmaması, piyasadaki güven unsurunun zedelenmemesi ve Gümrük Birliği çalışmalarının hızlandırılması konularına değiniyordu.
Komili, bu görüşmeden çıktığında Erbakan’ın 100 yeni gelir kaynağını açıklayacağını belirtirken, “Gayet enteresan fikirleri olduğunu gördük” yorumunu yapıyordu.
Nitekim Erbakan özel bankalarda yatan kamu kaynaklarını, “havuz hesabında” topladı. Böylece kamunun yüzde 50 faizle bankaya para yatırıp, yüzde 150 ile özel bankalardan borçlanma dönemini bitirdi.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol