Bilinç kaybettiren iğneler yapılarak tecavüz edilenler, dövülerek kendilerine getirilenler, karınları kesilerek alınan bebeklerini seyreden hamileler…

Bizde ise bu içler acısı manzara mukabilinde, Esed yandaşlığı yapanlara; sağ kesimden belediye başkan adayı çıkarttığı için sitem eden "Aydınlar!" …

Cenevre sözleşmelerinin I Nolu Protokolünde yer alan ihlallerin açıkça gerçekleştiği Suriye için verilen karar ne?

1948 yılında, Uzak Doğu Uluslararası Askeri  Ceza  Mahkemesi tarafından A sınıfı savaş suçlusu olarak hüküm giyen ve asılarak idam edilen Japon Kara Kuvvetleri  Orgenerali  Hideki Töjö'nün Esed'den ne farkı vardır?  Savaş suçlularına kötü muameleye izin vermenin de  suçları arasında olduğu Hideki; aynen Esed gibi yapılan işkenceler göz yummuş, kılını bile kıpırdatma ihtiyacı hissetmemişti.

Ağır savaş suçları  hakkında 66 ayrı davası bulunan Miloseviç, Lahey'deki savaş suçları mahkemesinde yargılanabiliyorken, Esed'i bu yargılanmadan muhaf tutan nedir? Miloseviç'in dava dosyasında bulunan işkence fotoğraflarıyla, Esed'in işkence metodlarının birebir örtüşüyor olmasına rağmen Esed'e hala müdahale edilemiyor olmasının sebebi  nedir?

Suriye'deki  esir ve yaralılara yardım taşıyan İHH kamyonlarını  izinsiz durduran ve hiçbir üst rütbeye  dahi müdahale ettirmeyerek , bu yardım kamyonlarına terörist muamelesi yapmaya çalışanların, Türkiye'de bilinen Esed yandaşlarıyla bir alakaları var mıdır? Bilinen odur ki, paralel devlet  yapılanmasıyla dikkat çekilen taban ile Esed yandaşlarının tabanının  birebir zıt olduğu düşünülürken, bu ideolojik farklılık karşısında, aynı adama hizmet etmek, ve aynı isimleri karşılarına almak, bu iki tabanı birleştirir mi?

Her şart ve koşulda; "Düşmanımın düşmanı dostumdur!" ifadesi gerçekliğini korur mu?

Eğer bu ifade, her şartta geçerli ise, bu geçerlilikten dolayı, paralel devlet yapılanmasıyla dikkat çeken taban ile Esed yandaşları , bir terazinin aynı kefesinde ise;  bu durumda;  Hükümet yanlıları da,  sağ merkezden belediye başkan adayı çıkardığı için CHP'ye ateş püsküren "Aydın"larla yandaş mı olurlar? Bu durumda Cuma namazına giden bir "Sol Aydın" görmemiz mümkün müdür?

Fikirleri, ideolojileri vâr eden şahsiyetlerin , kişiliklerin belirli sınırları veya prensipleri yok mudur? "Asla" ları yok mudur?  Her yol mübah ise, biz nerdeyiz, ve biz kimiz? Bu dünyadaki varlık sebebimiz nedir? Karşımızdaki kim? Yanımızdaki kim? "Sofi'nin Dünyası" na dönüp, kimlik bunalımına girer miyiz?  Yoksa çıldırmaya az mı kaldı?

Çünkü dünyada bu kadar çılgınca eziyetler ve işkenceler yaşanıyorken, biz de "seyirciler" olarak sadece kanal değiştirmekle kalıyorsak, tek derdimiz belediye başkan adaylarının "Sağ" mı "Sol"mu olduğu olabilir… İnsanlıktan bu kadar uzak , vicdanlar bu kadar sessiz, merhametler bu kadar yok olmuşken ….

Rabbim mazlumların yanında ve yardımcısı olsun …

seymakisakureksonmezocak@gmail.com