Golan'ın şifreleri
- GİRİŞ27.03.2019 08:46
- GÜNCELLEME28.03.2019 08:28
ABD Başkanı Golan’ı Suriye’den alıp İsrail’e verdi.
Şimdi bir çok Esed sevdalısı diyor ki, “Türkiye derhal Esed’le barışmalı”.
Neden?
Çünkü “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için Türkiye Esed’i desteklemeli”.
2011’den bu yana Esed’le barışma tezini dillendirenler, Golan’ı gerekçe gösterip, “şimdi tam zamanı” diyorlar.
Peki 1981’de İsrail, Suriye toprağı olan Golan’ı ilhak ederken Beşar Esed’in babası Hafız Esed neden sessiz kaldı?
Esed ailesi 1967’den beri İsrail işgalindeki ülke topraklarının, işgalci İsrail tarafından ilhak edilmesinde nasıl bir rol oynadı?
Bu soruların cevabı Suriyeli muhaliflerden; “Golan İsrail’e bizzat baba Hafız Esed tarafından verilmiştir”.
Arap dünyasında yıllardır konuşulan bir meseledir bu.
O halde bizim Golan için Esed’le barışmamıza falan gerek yok.
Çünkü Golan işi başka, Esed’in derdi başka.
Beşar Esed, Rusya ile İran arasında sıkıştıktan sonra Ruslardan umduğunu bulamayınca İran’a dümen kırdı. Çünkü Şam’ın ekonomik durumu berbat, Esed’in kendi geleceği de büyük tehdit altında.
25 Şubat’ta Esed apar topar Kasım Süleymani tarafından Tahran’a götürüldü.
İran Esed’e maddi yardım yaptı.
Bunun karşılığında da Şam’da geniş çaplı imtiyazlar aldı.
27 Şubat’ta İsrail Başbakanı Netanyahu Moskova’daydı. Putin’le görüştü.
İsrail ve Rusya Suriye merkezli işbirliğinde uzlaştı.
Ortak güç kurup, İran’ı kast ederek Suriye’deki yabancı güçlerin çıkarılması konusunda anlaşma sağlandı.
18 Mart’ta İran Genelkurmay Başkanı ile Iraklı askeri yetkililer Şam’daydı.
Suriye-Irak sınırı olan Abu Kamal kapısının açılmasına karar verildi.
İran, Irak üzerinden Suriye bağlantısını sağlama alıp, Akdeniz’e koridor kurma planını masaya koydu.
Yani İran kontrolündeki Irak Şii ordusuyla Şam arasında bir köprü oluşturuldu. Çünkü İran enerji kaynaklarını bu güzergahtan Akdeniz’e indirme peşinde.
19 Mart’ta ise Putin, Rusya Genelkurmay Başkanı Şoygu’yu Şam’a yollayıp, Esed’e fırça attırdı.
Çünkü Esed’in İran’la yaptığı anlaşmada Rus mıntıkasındaki Lazkiye’nin İran’a da açılması söz konusuydu. İran, Irak üzerinden Suriye’ye ulaşırken, Akdeniz çıkışını kullanacaktı. Esed, mecburen buna onay verince, Ruslar öfkelendi.
Şimdi Golan İsrail’in toprağı olarak ABD tarafından tanındı.
Bize de birileri gelip hala “Esed’le barışın” diyor.
İyi de ortada Esed mesed kalmamış ki.
Üstelik Golan’ın İsrail’e verilmesinden Esed’in pek rahatsız olduğu söylenemez.
İsrail, İran ve Hizbullah tehdidinden dolayı Golan’da ısrar ediyor.
İran’ın derdi ise Golan’dan ziyade Şam’ın kuzeyinden Akdeniz’e inmek.
Hakeza Rusya da kendi kontrolündeki bölgelerin geleceğini düşünerek, Golan konusunda elini taşın altına koyacak gibi durmuyor. Kaldı ki Golan’ın ilhakının ABD tarafından tanınması, Rusların baştan beri ısrar ettikleri Suriye’nin toprak bütünlüğü teziyle çelişiyor.
Ortaya çıkan tablo Suriye’nin toprak bütünlüğünün aslında bizzat Suriye rejiminin başındaki kişi olan Esed’in de müttefiklerinin de pek umurunda olmadığını gösteriyor.
Golan hamlesi yarın öbür gün ne getirir?
İsrail İran-Hizbullah bahanesiyle Golan’dan sonra Golan tepelerinin bağlı olduğu Kuneytra şehrine de çökebilir.
Çünkü burası Şam’a en yakın ve en stratejik konumdaki bir şehir.
Yanı başı ABD’nin en önemli üslerinden birinin bulunduğu Al Tanf’ın yer aldığı Ürdün sınırı.
Bu bölgenin devamında 3 bin Rus askerinin konuşlandığı Humus ile daha kuzeyde ABD destekli PKK teröristlerinin işgalindeki Deyrizor şehri var.
Deyrizor’un kuzeyi de yine ABD destekli PKK işgalindeki Fırat’ın doğusu yani Türkiye sınırı.
Bugün “Golan’ı İsrail’e verdim” diyen Trump’ın yarın “Fırat’ın doğusunu da PKK’ya verdim” demesini Beşar Esed mi engelleyecek yoksa İran mı?
Elbette Türkiye dışında kimse bunun karşısında durmayacak.
Aslında tüm bunlar Türkiye’nin yıllardır vurguladığı tezlerin doğruluğunu gösteriyor.
Bizim sınırımızdan başlayıp, belki de Golan’a kadar uzanan bir PKK terör devleti.
Bu terör koridorunun ilk güzergahı Fırat’ın batısından Akdeniz’e uzanan hattı.
2016 Ağustos Fırat Kalkanı ve 2018 Ocak Zeytin Dalı harekatları bu planı boşa çıkardı.
Şimdi Fırat’ın doğusundan başlayıp Deyrizor üzerinden aşağı inen yeni hattın peşindeler.
Türkiye işte bu sebepten dolayı aylardır Fırat’ın doğusuna operasyon hazırlığı yapıyor, üstüne basa basa “beka meselesi” diyor.
Golan kararının birkaç saat sonrasında ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffrey bir açıklama yaptı, “Türkiye ile içerisinde PYD’nin olmadığı bir güvenli bölge üzerinde görüşüyoruz” dedi.
Aylardır süren bu kararlı duruş olmasa ABD çoktan burnumuzun dibinde terör devletini ilan edecekti.
Operasyon hazırlıkları ve Türkiye’nin ciddiyeti, Amerikalıları şimdi “PKK’sız güvenli bölgeye” razı etti.
Tabi bunun garantisini görmek gerek.
Zira planları büyük.
Öyle kendi haline bırakılacak, sözlerle vaatlerle “okey” denilecek bir durum asla değil.
O nedenle Türkiye’nin ayağının bir anlık tökezlemesi bile onlara yetecek.
Yorumlar1